Seçersiniz,
Kaygılarınız vardır, Türkiye’nin gidişatını iyi görmüyorsunuzdur. Ortadoğu’dan ve Afganistan’dan gelen göçmenler, onlara verilen vatandaşlıklar sizi endişeye sürüklüyordur. Türkiye’nin dokusunun bozulduğunu, göçmen deposu olmasının yanında kriminal kişilerin de ülkemize aktığını, ileride bunların ülkemizde tehlikeli işlerinin olacağını düşünerek tepkisel hareket edersiniz.
Ya ekonomimiz; dış ve iç borç, kaynakların kullanımındaki hatalar, uçak uçmayan havaalanlarına ödenen paralar, yanlış enflasyon rakamları, pahalılık, işsizlik.
Artan kiralar ve konut fiyatları, ömür boyu çalışşanız bile asgari ücretle ev alamama riski, bunları yaşar ve kızarsınız... Et ve süt ürünlerinden uzak kalmaya başlamış, daha az protein alıyorsunuzdur.
Çocuklarınız için endişe duyarsınız, iyi beslenemiyorlar, iyi okullarda okuyamıyorlar, gelecekte iş bulmada zorluk çekecekler, çekiyorlar diye.
Kadınlar için endişelisinizdir veya kadın olarak hayatınızın zorlaştığını hissediyorunuzdur.
Demokratik bir yönetimin, ekonomik ve sosyal istikrar ve mutlu bir ülke için gerekli olduğunu iyi biliyorsunuzdur. Demokrasiye uzak olunmasına, insanların bu konuda kaygılarının olmamasına kızıyorsunuzdur. Neden anlamak istemiyorlar, her şeyin temelinin demokrasi olduğunu. Neden bu kadar kayıtsız görünüyorlar? Diye her gün düşünürsünüz.
Ülkemizin kurucu değerleri, Atatürk ve ilkeleri değersizleştirilmeye çalışılıyor diye çok kaygılısınız.
Eğitim kalitesizleşti, bilim, sanat yapılamıyor, inanç sömürülüyor, evrensel ögeler yok ediliyor bu ülkede, Ortadoğululaşıyoruz demeye başlarsınız...
Bu kaygılarla seçersiniz.
Seçersiniz,
Çünkü kaygılarınız var, ülkemizin beka sorunu var, televizyon kanallarında her gün söylendiği üzere terör örgütü ile yan yana duranlar var, bunları düşünürsünüz.
Ekonomi iyidir. Onlarca televizyon kanalında aynı şey söylenir, her şey iyidir, her şey pahalı gibi ama istikrar vardır, Türkiye çok iyi durumdadır, ama bunu bozmak isteyen hainler vardır. Cumhuriyeti kuran parti bile makbul değildir.
İşsizlik var, ama sosyal yardım alıyorsunuzdur, ama bunu bozmak isteyenler var, “Cehapeliler sosyal yardımları kaldıracaklar” diye size endişe pompalanıyordur. Sözlüyü geçip bir devlet işine yerleşmişsinizdir. Minnettarlığınız vardır.
Uygun esnaf kredisi almışsınızdır, yapılandırmışşınızdır. Düzeniniz iyidir.
Cemaat veya tarikatlara yakınsınızdır, ona göre oy tercihiniz olabilir. Bu toplulukların ülke için tehlikeli olabileceğini, Fetö olayını yaşamış olsanız da öngörmüyor olabilirsiniz.
Dindarsınız, toplumun dinden, dini değerler ve geleneklerden uzaklaştığını düşünüyorsunuzdur. Kızların, kadınların giyimini, gezip tozmalarını uygun bulmuyorsunuzdur. Daha da muhafazakar bir toplum özleminiz vardır.
Demokrasi, adalet, hukuk gibi kavramların yaşamınızda olmasını istersiniz ama bunlar konusunda bir endişe yoktur. Ortam adil ve demokrasimiz iyidir.
Diğer partileri dikkate almaya gerek yoktur, zaten her şey çok açıktır: “Türkiye’yi kıskananlar var, dış güçler bize engel olmaktadır, o yüzden bazı şeyler pahalıdır. Terör örgütü ile yan yana olanlar vardır. Liderimiz her şeyi iyi bilir ve en iyiyi yapar. Onu yine seçersek sorun olmaz”.
Bu duygularla seçersiniz.
Seçersiniz, ancak;
Seçimlerimiz kaderimizdir.
Seçimler kaderimizi değiştirebilecek olaylar, seçimlerde sadece kendinizi değil gelecek kuşakları da etkilersiniz. Oyunuzu etkileyen önemli unsurların neler olacağını düşünün. Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en hassas noktasında ve bir çıkış yakalaması gerekiyor. Seçimle ulaşmak istediğiniz ülkemiz adına hedefleriniz olsun.
Seçeceğiniz kişi ülkenin tüm kaynaklarını yönlendirme hakkını elde ediyor. Ülkeyi emanet edebilir misiniz, yolsuzluk yapar mı, dürüst mü, geleceğimiz için iyi şeyler yapabilir mi, birleştirici olabilir mi, adil mi, bilimden, sanattan, hukuktan yana mı, insana değer veriyor mu, bizi yüksek evrensel değerlerle buluşturur mu?