Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanı seçiminde yaklaşık yüzde 48 oy alarak seçilemedi. Yaşıyla uyumlu olmayan çok enerjik bir performans sergiledi. Çabaladı. Ekibindekiler de çok çalıştırlar. Millet İttifakı’nın amaçları hak, hukuk, adalet gibi ulvi ve evrensel kavramlardı. Bu yüce kavramlarla “temel sermayesi dürüstlük olan Kılıçdaroğlu’nun” ülkemiz insanının benimsediği statüko içinde alabileceği oy bu kadarmış. Güzel şeyler ve ülkemizin ihtiyacı olan kavramların peşinden gidip yılmadan mücadele ettiği için sağ olsun.

Atatürk demokrasi, laiklik, adalet, hak, hukuk gibi bir ülkenin sahip olması gereken temel kavramları, merkezden taşraya bir modernizm aktarımı ile aşılamak istemişti. Hatta bu konuda sert politikalar da uygulanmıştır. Bu yöntem başarılı olmadı, bu kavramlarla halk arasında organik bir ilişki tesis edilemedi. Diğer bir deyişle taşra, uyduğu kuralları belirlerken merkezin bakış açısını kabullenmemiştir. Kadın haklarının benimsenmek istenmemesi, çocuk haklarını yok saymak, mezhepsel ayrımcı yaklaşımlar, güçlülerin adaletinin egemenliği düşüncesi, zenginin ve güçlünün önünde hak arayışının anlamsızlığı düşüncesi... bunların doğal karşılanışı gibi geçmişten gelen kısıtlarını halkımız genel olarak aşamamıştır. Bu kez taşra, 1950’lerde Demokrat Parti iktidarıyla birlikte kendi bakış açısını merkeze aktarmaya başlamıştır. Şehirlere göç nedeniyle  oluşan geniş kitleler içinde değişik etkenlerle (ki bu çok sayıda nedene dayanır, aydınların halktan kopuşu, yanlış kültür ve eğitim politikaları, Batı ülkelerinin bize karşı hasmane politikaları... gibi nedenlerle) Batı’yı merkez almayan bir başka  anlayış belirmiştir. Çağdaş evrensel değerleri pek az içeren, ataerkil, eğitime biraz mesafeli, hak ve haklılık kavramlarına çok önem vermeyen liyakat yerine yakini olmayı veya taraf olmayı yeterli gören, itikatları ise ayırım ve yönetme aracı olarak ele almayı normal karşılayabilen bir anlayış geniş kitlelerce ve yönetenlerce benimsenir olmuştur. Bu açıdan son yıllarda, hükumeti yönetenlerle yönetilenlerin uyum yüzdesi Cumhuriyet tarihindeki en yüksek seviyeye gelmiştir. Ak Parti’nin uzun süreli başarısı ve iktidarının temelinde bu durum yatar. 

Ancak, gerek 14 Mayıs gerekse 28 Mayıs 2023 seçimleri gösterdi ki ülkemizde, yüzde 48 gibi büyük bir oranda; hak, hukuk, adalet, eşitlik, kadın hakları, barış, insan hakları, laik evrensel değerler, liyakat, doğa, çevre hakları ... diyebilen insanlar var. Yüksek değerlere sahip bu eğitimli, daha genç ve daha üretken kitle toplumu olumluya doğru geliştirebilecek kapasiteye de sahip bir kitle. Bu kitle, ayrımcı değildir, çıkarcı ilişkilere, haksızlığa, insanın ve hatta doğanın arkasından iş çevirme kurnazlığına kapalıdır. Alanı sadece kendine yaşanabilir yapmak istemez. Dışta kalmışlık, daralmışlık duygusu içinden çıkmak için tepkisini bir araya gelerek güçlenmek suretiyle ortaya koymuştur. 

Sonuçta, tüm halkımız hepimiz için değerlidir. Halkımızın tamamının Atatürk’ün bize kazandırmak istediği yüce ve evrensel değerleri yaşaması doğal hakkıdır. Ancak, bu bir süreç işidir. Tüm fertlerin; bir yönetimin en önemli niteliğinin adalet, bir insanın en büyük sermayesinin ise dürüstlük olduğu bilincine varması için kimseyi ayırmadan, kırmadan, sabırla ve sevgi dolu yaklaşımlarla hareket etmeliyiz.