Utanma kavramının sözlük anlamı, utanmak eylemi, utanç hissetmek, eş anlamı hicap. Her iki kelime de Arapçadan Türkçe’ye alınmıştır.
Utanan bir çocuk tanımadığı kimsenin yanında rahat konuşup serbest davranamaz, sıkılır. Yetişkin bir insan ayıplanma korkusuyla herhangi bir toplantıda düşündüğünü söylemekten veya yapmaktan çekinir.
Utanma duygusu toplumun bağlı olduğu din, kültür, adet ve geleneklerine göre eğitilen bir duygudur. Havva ve Âdem’in cennette yasak meyve olan nar yemesiyle başlar. Çıplak olmanın ayıp olduğunu fark eder ve üreme organlarını incir ağacı yapraklarıyla örterler. Cennette kalmayı ve ölümsüzlük haklarını kaybederler. Böylece ceza insanlık yaşamına dinî eğitim aracı olarak girer.
Eğitim ve öğretimde eğitilmeyen insan yüzsüz olur, utanmaz, sıkılmaz ve çekinmez. Bir diğerine iftira atarken, yalan söylerken hiç vicdan azabı çekmez.
Böyle bir insan, bir ülke halkını idare etme gücünü eline tek başına alırsa, yalnız kendi toplumuna değil, tüm insanlığa zarar verir ve o toplumun tarihine utanç ve kara leke olarak geçer.
Hitler hükümeti 1933 yılında başa geçince, yalan ve iftiralarda halkın çoğunluğunu, Musevi dininde olanlara, muhaliflere, ruh hastalarına, Roma ve Sintilere karşıt yapmayı başarmıştı. Çünkü daha önce basın ve medyayı tamamen ele geçirmiş, yedi yıl boyunca savaşa hazırlanmıştı.
İftira atmak, yalan söylemek devlet yönetimin prensibi olmuştu. Nitekim 1939 yılı Eylül ayında Polonya askerleri Alman ordusuna ateş aştı, yalanıyla İkinci Paylaşım Savaşı’nı başlatmıştı. Savaşta milyonlarca insan öldü, evini barkını kaybedenler sığınmacı olarak yollara düştü.
75 yıl geçtiği halde, Almanlar bu yalan ve iftiraya dayanan geçmiş felâketin izlerinden hâlâ kurtulamamıştır. Alınlarına sürülen bu leke hakkında, utandıkları için uzun yıllar konuşmaya cesaret edememişlerdir.
Demokraside uyuyan, otoriter rejimde uyanır. Alman atasözü
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerden önce seçim kampanyalarında muhalefete söylenen tehdit, iftira, yalan ve kötü sözler tarihe geçecektir. Söyleyenlerin yalnız çocukları değil, o politikacıları seçen halk, hatta seçmeyen bile utanacaktır.
Türkiye halkı için iyi olan kazansın. Bu da hak, hukuk ve adalettir. Adalet yaşamın her alanında geçerlidir. Kadın erkek eşit haklara sahip olsun, basın ve medya söz ve yazı hürriyeti kazansın.
Halkı temsil eden milletvekilleri parlamento çalışmalarında engelle karşılaşmasın. Türkiye diğer ülkeler arasında olumlu ve itibarlı sayılsın.
Bu konuyu, Türkiye Halk TV’de muhalif düşünenlerin sözlerinden, Cumhuriyet gazetesinden bazı makalelerden ve moderatör Steinbrecher’in Süd-West Rundfunk (SWR)televizyon yayınından esinlenerek aldım. Bu yayın her hafta cuma günleri, saat 22:00 de yayınlanıyor. Bu hafta konu, Bir insan neden ve ne için utanır, idi.
Birçok toplumda bilhassa kız çocuklarında utanma duygusu eğitilir. Edep yerleri örtünme ile başlar. Üreme organların adı söylenirken doktorlar bile rahat edemez.
Bu yayında, bir kadın bir yangında kalan yüz ve vücudunda yanık izlerinden utanıyordu. Genç kadın buluğ çağında oldukça zor günler geçirmişti.
Cinsel tacize uğrayan bir erkek, yaşadığı kötü olayın izlerini, yetişkin olarak hâlâ taşıyordu. Ruh sağlığı terapisine çok geç başlamıştı. Zira yakınlarından hiç kimse ona inanmamıştı. Kilisede org çalan bir müzisyen, bir din adamı böyle kötü bir şey yapamazdı.
Babası, annesi tarafından öldürülen bir erkek çocuk, okulda aile konu olunca utanmadan nasıl bahsedebilirdi. Annesi kendisini korumak zorunda kalınca, kazayla babasını öldürmüştü. Ama katil, katildi. Bir anda çocuk kendini kimsesizlerin barındığı yurtta bulmuştu.
Çok iyi bir işi olduğu halde, hastalık dolayısıyla işini kaybeden bir kadın, sosyal yardım alırken utanıyordu.
Nachtcafe, Gece Kahvehanesi yayınında böyle yaşayan insanların gerçek hikâyeleri anlatılıyor. Yalnız anlatılsa vakit geçirme olurdu. Ama katılanlar, başlarına gelen dram, ızdırap ve acı veren anılardan nasıl kurtulduklarını da anlatıyorlar. Bu nedenle aynı olayları yaşayan insanlara ders veriyorlar. Yayında bir ruh sağlığı uzmanı da katılıyor.
Çocuklukta veya sonradan yaşanan kötü olayların sebep olduğu ruh hastalıklar zamanında tedavi edilmezse, davranış bozukluğuna sebep olurlar.
Hasta kendisine zarar verirken nedenini anlayamaz. İçindeki hınç, öfke ve acı nefret ve kine dönüşür. Bu duygu, kendisine zarar verene değil diğerlerine ve topluma aktarılır. Elinde idare gücü ve mevkide olan birisi nefret, kin duygularını yalan ve iftira ile açığa vurunca, ruh sağlığı oturmamış gençler ellerine taş, sopa ve silah alarak şiddete baş vururlar. Negatif gelişen durumlarda utanma duygusu bir erdemliktir.
Biyoloji derslerinde insan ve hayvanların nesillerini devam ettirmeye yarayan üreme organların adlarını öğrencilere öğretmek ise ayıp değildir, bilimi yerine getirme utanmayı gerektirmez.
Herhangi bir kıta, ülke ve toplumda etnik köken, dini inanış, düşünce ve cilt rengi utanmayı gerektirmez. Çocuklar bilinçli yetiştirilmeli.
Gezegende Musevi, Türkiye’de Alevi ve Kürt,
Almanya’da Türk ve Müslüman, ABD’de Afrika kökenli olmak hor görülüyor, aşağılanıyor, öteki ve düşman yapılıyorsa tarihte sosyal eğitimde bir değil, birçok hata yapılmıştır. Bu durumda edilenler değil, edenler utanmalıdır.
Kötü ve onur kırıcı bir davranıştan üzüntü duyan insan, yaptıklarından utanır ve özür dilerse ailesinin ve toplumun nazarında niteliği büyür ve değer kazanır.
İnsan hata yapar. Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayandır. Suya sabuna karışmaz. Ama hatasını kabul edip utanarak özür dilemek ise fazilet ve dürüstlüktür.
Erdemli kalın!
Kaynaklar:
Halk TV, Cumhuriyet Gazetesi, Michael Steinbrecher, SWR TV
Nachtcafe (Cuma, saat 22:00[MESZ]):
https://www.ardmediathek.de/video/nachtcafe/wofuer-wir-uns-schaemen/swr/Y3JpZDovL3N3ci5kZS9hZXgvbzE4NTIwMzA