Küçük Paşalar deyimini Hristiyan Demokrat Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz kullanmıştı. Amacı Müslüman gençleri, şiddet uygulayan kriminal olarak genelleme yaparak, aşağılamaktı.
Yılbaşı’nda itfaiye çalışanlarına ve polislere karşı gençlerin şiddet göstermesi asla onaylanamaz. Ama o yıl, Berlin Eyalet seçim kampanyası esnasında güven tehlikesi gösterilerek kötüye kullanıldı. Müslüman gençlerin hepsi suçlu gösterildi, ön adları açıklanmalıydı, ki pasaport Almanları oldukları belli olsun (Passdeutscher).
Bir basın açıklamasında, dünyada en çok sığınmacı alan Almanya’dır, dedi. Hâlbuki 2023 yılı verilerine göre, İran, Türkiye, Pakistan ülkelerinden sonra Almanya dördüncü sırada. Kadınlara işlenen cinayetlere karşı önlemlerde elbette ilk sırada kurbanları korumak, cinayet işleyen erkekleri cezalandırmak geliyor.
Ama suçsuz, masum doğan bir bebek nasıl katil oluyor, diye her iki ülkede soran olmadı. Sivil toplum kuruluşları, politikacılar açıklamalarında erkek çocuk ve gençlere karşı öfkeli açıklamalar yaptı, gösterilerde taşınan levhalar da böyle vurguluyordu.
Bu konuda örnek çalışmaları yapan psikolog Kâzım Erdoğan’ın kurduğu babalar, erkekler derneği örnek alınmalıydı. Bu konuyu başka bir makalede işleyeceğim.
Bu makalemde, Haydi Küçük Paşalar kız kardeşinizi, ablanızı, annenizi de alarak, 23 Şubat tarihinde yapılacak Federal Almanya Genel Seçimlerine katılma çağrısı yapmak amacıyla yazıyorum. Hangi parti olursa olsun demokratik olan partileri seçiniz.
Eski Başbakan Gerhard Schröder, Türk asıllı Almanlar sayesinde seçildiğini açıklamıştı. Çünkü Federal Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) göçmenlerin tercih ettiği bir partidir.
SPD 25 Kasım 2024 tarihinde Olaf Scholz’un Federal Almanya Başbakan adayı olduğunu resmen açıkladı. Kendisine verilen güven ve onura layık olmak için mücadele edeceğine söz veriyor.
Bu geçen üç yıl Ukrayna savaşı, pandemi ve Almanya tarihinde ilk defa üçlü koalisyon için çok zor bir dönemdi. Hür Demokrat Partisi (FDP) her fırsatta zorluk çıkarıyordu. Zira bu parti yalnız zenginleri ve işverenleri korumak, güçlendirmek zorunda. Parti tüzükleri bunu istiyor.
Matematik dersi verenler bilir, bazı problemler çözülemez. Bu durumda Olaf Scholz Maliye Bakanı Christian Lindner’i görevden alarak koalisyonu dağıtmak ve erken seçime gitmek zorunda kaldı.
Tartışmalı, kavgalı geçen üç yılda Rusya Gaz sarfiyatını durdurduğu halde, Almanya enerji sorunu yaşamadı, enflasyona karşı koydu, her fırsatta Almanya’nın kaliteli eleman açığını yurtdışından getirmek zorunda olduğunu açıkladı, açıklıyor. Bu nedenle vatandaşlık yasasında reform yapıldı.
İlk defa Türkiye’den gelenler için de getirdikleri vatandaşlığı kaybetmeden Alman vatandaşı olma yolunu açtı. Bu tarihe kadar, sanki Türklere karşı bir şart vardı. Elliden fazla ülkeden gelenler ülkelerinden getirdikleri vatandaşlığından ayrılmak zorunda değildi. İltica hakkı olmayanları sınırladı.
Tüm tartışmalı geçen bu üç yılda, Olaf Scholz hükümeti yıllarca ihmâl edilmiş enerji sorununda, doğal yenilenebilen enerji kaynaklarında ivedilik kazandırdı. Tekrar seçilmeli ve başlatılan işler yürütülmelidir. Güneş enerjisi, rüzgâr ile ulaşılan enerjiye tüm yerkürenin ihtiyacı vardır.
Sosyal Demokratlar, her sabah erken kalkıp, normal maaşla geçinen işçilerin hakkını unutmaz. Vatandaşlar birbirine saygı ve sevgiyle davranırsa halk kuvvetli olur.
Şu anda araştırmalar SPD için iyi görünmüyor. Ama umut ve mücadele ile kazanılmayan hiçbir şey yoktur.
Bunun için Nasrettin Hocamızın göle yoğurt yaptığı gibi, imkânsız gibi görünen bir sorun çözülebilir. Ya tutarsa, bütün göl yoğurt olur. Belki SPD iyi oy alabilir. Almanya’nın endüstri ve ekonomide dünyada liderlik durumunu korunması, Türk kökenli işverenler için de önemlidir. CDU’nun Bavyera Eyaletinde kardeş partisi CSU, Döner ayaküstü kiosklara sınır getirmek istiyor. Fazlası şehrin görüntüsünü bozuyormuş. Yine bir kıskançlık, yine bir çirkin seçim kampanyası.
SPD emeklilerin maaşı, ödenebilen kira ve iyi sağlık ve bakım sigortaları için ailelerin yanında mücadele veriyor. İşyerlerinin güvenli, işçinin gelecek korkusu olmadan barış içinde çalışması için seçimden sonra da mücadeleye devam edecektir.
Eğitimle birlikte bilhassa dil derslerine çocuk yuvalarında başlanmalıdır. Eğitmen ve öğretmenleri Sosyal Demokrat Partisi (SPD) her zaman korumuş ve bilgiye önem vermiştir.
Friedrich Merz’in hiçbir idare konusunda CDU genel başkanı olmasından başka deneyimi yoktur. Olaf Scholz (SPD) ise partide basamakları aşarak başbakan olmuştur. Belediye Başkanı, Bakan olarak görev yapmıştır. Elli yıldır SPD onun anavatanıdır.
Sosyal demokratlar sinirlenmeden tatbik eder, şikâyet etmez, mücadele eder. Omuz omuza, dayanışma prensibiyle kazanacaklar. Küçük Paşalar buna katkı sağlayacak güçtedir.
23 Şubat 2025 tarihinde Türkiye’de bulunan ilk neslin mektupla seçmesi için lütfen yardım ediniz. Önceki genel seçimde yüzde 47 civarında seçmen mektupla oyunu kullanmıştı.
Hoşça kalın!
Kaynaklar:
Olaf Scholz’un üyelere gönderdiği mektup (25.11.2024) dayanışma selâmıyla noktalanıyor.
Derviş Hızarcı, Zwischen Hass und Haltung, Suhrkamp Verlag, Berlin 2024
ISBN 978-3-518-47447-1