Tehlike algısı bir yetkinlik ve yeterlilik olgusudur. Burnunun ucunu göremeyenlerin geleceği görmeleri olası değil elbette. Sosyal medyada rastladığım bir saptama şöyleydi: “Tehlike gelmeden görenlere abdal denir. Geldiğinde görenlere aptal, gelse de göremeyenlere ahmak…”
Bu noktada bazı saptamaları paylaşalım:
Varsılların tercihi, sürdürülebilir yoksulluktan yanadır!
Yoksulluk itaati kaçınılmaz kılar!
Egemen, itaat etmeyene yaşama hakkı tanımaz!
Yoksulluk her şeyiyle çıplak olmaktır!
Muhtaç olan kişi istediğini değil, kendisinden isteneni yapar!
Bireylere tek bir görüş yoğun olarak yüklendiği zaman; öteki görüşlerin yaşama hakkı ortadan kaldırılmış olur(!) Tek yönlü yoğunlaştırmalar toplumsal yaşam için potansiyel bir tehlikedir! Özgürlükler tek bir görüşe teslim edilmiş olur ki; bu her koşulda yok hükmündedir! Yaşamın tüm renklerini silerek tek bir renge(renksizliğe) mahkûm etmektir!
Devletin isteyerek veya zorunluluklar(beceriksiz yönetim) nedeniyle boşalttığı alanı, sivil demokratik oluşumlar doldurmaz ise; bu alanı çıkarcı, gerici ve tutucu unsurlar işgal eder. Bu oluşum başlangıçta basit gözükse bile, bu güçler süreç içinde gücünü, etkinliğini ve tahakkümünü artırır! Devletin alan boşaltması, kuruluş dayanaklarının boşa düşmesi ile sonuçlanabilir(!) Bu olumsuz oluşumların ortaya çıkmasında ve güçlenerek yoluna devam etmesinde; yönetenlerin görmezden gelerek yol vermeleri unutulmamalıdır. Bu sınıfsal tercih, bilinçli bir yaklaşımdır. Özellikle eğitimde devlet sorumluluklarından uzaklaşınca; sorumsuz gruplar önce boşaltılan alanı, sonra toplumu ve daha sonra da ülkeyi işgal edebilmektedir! Aslında bu olgu, bir yeniden ve hukuksuz paylaşımdır!
Kuruluştaki özgür iradi katılım, aynı zamanda varlıklar dolayımında oluşan bir hak sahipliğinin tescilidir! Varlıklarla olan ilişkiler koparılınca( özelleştirme ve kayırmalar) vatandaşlık boşa düşmekte ve dayanaklarından yoksun bırakılmaktadır(!) Paylaşımlardaki ilişkilerdeki örtük hak sahiplikleri göz ardı edilmemelidir. Vatandaşlık sahipliktir, üretkenliktir, seçenek kullanabilme ayrıcalığı ve özgürlüğüdür.
Yaşayarak tanık olduğumuz FETÖ kalkışması, bağıra bağıra gelen bir yakın tehlike idi. Onlardan boşalan alanları öteki tarikatlar doldurdu. Aptal olmayanlar, nelerin gelmekte olduğunu görmekteler. Bunu isteyenlerden daha çok istemeyenler var. Onların hak ve istemlerine saygı duymak, insan olmanın gereğidir!
Umut var bir yerlerde, birliktelikleri bekleyen,
Avuçlarda durmaktadır yarınlardaki kurtuluş.
Yürek, yürekle dayanışacak; akıl akılla birleşecek.
Ve bir gün, mutlaka o bayramlık gün gelecek!
Ve o düştükleri yerden kalkacaktır canlarımız!
Yaşamın elleriyle buluştuğunda nasırlı elleri;
Hesabını soracak ve hakkını alacaktır yaşamak!
Elbette o beklenen gün, ille de ülkeme de gelecek!