Thomas Hobbes, insan doğası gereği kötüdür ve “İnsan insanın kurdudur” der.

İnsanın doğa hali, gücü yetenin gücü yetene olduğu ve güçlünün haklı sayıldığı bir haldir.

Günümüzde bu anlayışa mecaz anlamda “orman kanunu”da denmektedir. İnsanoğlu, çağlar boyunca gücünü birbirini ezmek ve yok etmek için kullana gelmiş…

İnsanı bu doğa halinden kısmen de olsa kurtaran ise çağdaş, eşitlikçi anlamdaki eğitim ve toplumun tüm kesimini kapsayan-kucaklayan- demokratik yasalardır. Hak, hukuk ve adaletin tam anlamıyla geçerli, hale getirildiği sistemdir…

Günümüzde çağdaş anlamda insanoğlu kendi özgün iradesini devlet olgusu içinde siyasi partilere oylarını verirken; beni adaletli yönet, zalimlere karşı beni koru, eşit bir yurttaş olarak yaşat, kimsenin beni ezmesine göz yumma, benim çağdaş anlamda gelişmeme, katkı sun diye demiştir…

***

Halkın, kendini yönetmesi için siyasi partilere verdiği bu iyi niyetli irade ne yazık ki; iktidara gelen siyasi partiler tarafından süreç içinde baskıcı, yok edici kıyıcı, ırkçı, mezhepçi anlayışlara bürünerek; A. Hitler ve benzerleri örneklerde görüldüğü gibi faşizan yönetimlere dönüşmüştür.

Günümüzde, Dünyanın çoğu yerinde demokrasi kisvesi altında insanoğlu birbirinin cellâdı, yok edicisi olmaya devam ettiğini de belirtmek gerekiyor…

***

Bu girişi niye yaptım. Didim’in gündemine oturan, Didim’de adı Avukat Zekiye Baran ile özdeşleşen, şimdiki başkanı da Nurhan Karabıyıkoğlu olan DİDİM KİBELA KADIN YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ Yerelde ve genelde şiddete ve mobinge uğrayan kadınların yanında olan, töre cinayetlerine karşı duran, her türlü haksızlığa uğrayan kadınların yanında olan, bu yönde yönetimleri uyaran, farkındalık ve duyarlılık yaratmak için çeşitli sosyal etkinlikler düzenleyen Didim ve çevresinin çok etkili örnek bir kadın derneğidir.

Bu başarılı Derneğin kapısı aniden çalınıyor. Bu öyle çalma değil elbette. Didim Belediyesi yetkililerince; dernek binasına arka kapı kırılarak izinsiz giriliyor ve üye kayıt defterlerine ve bir kısım özel ve önemli evrakların da bulunduğu kilitli dolap da kırılarak çalınıyor...(Dernek Yönetiminin açıklamasından)

***

Her şeyin bir yolu yordamı ve hukuku ve de adaleti var. Didim Belediyesinin önceki dönem yönetimleri tarafından Didim Kibele Kadın Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’inin kullanımına verilen yeri Didim Belediyesinin yeni yönetimi olarak boşaltılması ile bir talebiniz olabilir… Derneğin çalışmaları hoşunuza gitmemiş, bu yeri başka amaçlarla kullanmak da isteyebilirsiniz…

Derneğin dernek binasının tahliyesi için izinsiz girmek ve derneğin kullanımına ait, mallarına zarar vermek, çeşitli evraklarına el koymak, etik dışı haksızca ve hukuksuzca bir davranıştır. Bu davranışın Didim ve çevresinden kadın dayanışmasına katkı sunan, kadına karşı şiddete ve töre cinayetlerine karşı çok önemli duruşlar sergileyen Derneğin bu çalışmalarından rahatsız olunduğu anlamına da geliyor…

***

“Didim’e Kadın eli değmeli” diye yerel seçimlerden önce köşe yazıları yazmıştım. Bunları yazarken isim vermiyorum ama aklımda Didim’de çalışmalarıyla çok öne çıkan, Didim için çok yararlı işler yapan kadın dernek başkanları aklıma gelmişti.

CHP Genel Merkezinin aday gösterme düşüncesi daha farklı oldu. Didim’de bu bir sürpriz olarak karşılandı. Didim’in siyasal tabanına göre, CHP seçimi kazandı ama ülke genelinde CHP’nin yakaladığı rüzgâr Didim’de o kadar iyi esmedi…

***

Kadın kadının kurdu mu yoksa dostu mu; DİDİM KİBELA KADIN YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ’nin çalışmalarını yakından takip ediyorum eylemlerine de ara sıra katılıyorum. Derneğin kadınların dostu olduğuna inanıyorum. Bu gibi derneklerin hep var olmasını diliyorum…

Didim Belediye yetkililerinin de basına yansıdığı gibi yaptığı Derneğe karşı hoş olmayan, yasal olmayan ve etik olmayan davranışını kınıyorum…

Kadın kadının kurdu değil dostu ve yurdu olmalıdır.

Bu yönüyle Derneğimizin yanındayım