12 Eylül 1980 ih­ti­la­li­ni takip eden gün­ler­de Ül­kü­cü ha­re­ket açı­sın­dan or­ta­ya 3 nok­ta­da an­la­tı­lan bir süreç çık­mış­tı.

İhti­lal ile bir­lik­te Baş­buğ Al­pars­lan Tür­keş ve MHP’nin süt düzey yö­ne­ti­ci­le­ri ce­za­evin­de.

Bir şe­kil­de yurt dı­şı­na çıkma im­ka­nı olan­lar Av­ru­pa’nın dört bir ta­ra­fın­da mec­bu­ri sür­gün­de

12 Eylül ön­ce­si şehit olan­lar ile bir­lik­te beşli cun­ta­nın li­de­ri Kenan Evren’in ta­li­mat­tı ile idam seh­pa­sı­na gön­de­ri­len­ler bir gül bah­çe­si­ne gi­rer­ce­si­ne kara top­rak­ta.

İşte bu sü­re­ci rah­met­li Ozan Arif

“Üç kar­daş­tık bir za­man­lar üç kar­daş

O top­rak­ta sen zin­dan­da ben sür­gün

Ak­lı­mı­za gelir miydi hiç kar­daş

O top­rak­ta sen zin­dan­da ben sür­gün”

Şek­lin­de tarif edi­yor­du.

12 Eylül ih­ti­la­li son­ra­sı 1983 yı­lın­da de­mok­ra­si­ye ge­çiş­te son de­re­ce büyük hasar alan Ül­kü­cü ha­re­ket si­ya­set are­na­sın­da ye­ri­ni ala­ma­yın­ca Ül­kü­cü­ler ik­ti­da­ra gelen ANAP bün­ye­si­ne yer bulma ara­yı­şı­na gir­di­ler.

O dö­nem­ler pek çok yazar çizer Ül­kü­cü ha­re­ket ile il­gi­li ola­rak “Ken­di­si ceza evin­de fikri ik­ti­dar­da “ ta­nım­la­ma­sı­nı yap­ma­yı ken­di­le­ri açı­sın­dan uygun gör­müş­ler­di.

Son­ra­sı he­pi­mi­zin ma­lu­mu.

1999 yı­lı­na ge­lin­ce­ye kadar ik­ti­dar yüzü gö­re­me­yen Ül­kü­cü ha­re­ket ya­pı­lan seçim son­ra­sın­da 3,5 yıl­lı­ğı­na DSP-MHP-ANAP ik­ti­da­rı ile “bölük pör­çük­te “olsa ik­ti­da­ra gelme şansı ya­ka­la­mış­tı.

03 Kasım 2002 ta­ri­hin­de ya­pı­lan ve AK Par­ti­nin tek ba­şı­na ik­ti­da­ra gel­me­sin­den sonra bir türlü ik­ti­da­ra ge­le­me­yen Ül­kü­cü ha­re­ket içe­ri­sin­de bu­lun­du­ğu­muz gün­ler­de iyi­den iyiye bö­lün­müş par­ça­lan­mış du­rum­da.

İçe­ri­sin­de bu­lun­du­ğu­muz gün­ler­de

Genel baş­kan­lı­ğı­nı Dev­let Bah­çe­li’nin yap­tı­ğı MHP

Genel baş­kan­lı­ğı­nı Mü­sa­vat Der­vi­şoğ­lu’nun yap­tı­ğı İYİ Parti

Genel baş­kan­lı­ğı­nı Ümit Özdağ’ın yap­tı­ğı Zafer Par­ti­si

Genel baş­kan­lı­ğı­nı Yusuf Ha­la­çoğ­lu’nun yap­tı­ğı Kutlu parti

Genel baş­kan­lı­ğı­nı Yavuz Ağı­ra­li­oğ­lu’nun yap­tı­ğı Anah­tar par­ti­si

İle ola­bil­di­ğin­ce bö­lün­müş ve par­ça­lan­mış bir şe­kil­de iler­le­me­ye ça­lı­şı­yor.

Türk Mil­li­yet­çi­le­ri­nin bu kadar bö­lün­müş­lük içe­ri­sin­de ne yazık ki artık bir­bir­le­ri­ni gör­me­ye selam ver­me­ye bile ta­ham­mü­lü bile yok.

Biz MÇP’de MHP’de ilçe baş­kan­lı­ğı be­le­di­ye mec­lis üye­li­ği ve il baş­kan yar­dım­cı­lı­ğı yap­tık.

14 Mayıs 2023 ta­ri­hin­de ya­pı­lan genel se­çim­de Ko­ca­eli’nden İYİ Parti mil­let­ve­ki­li adayı ola­rak sa­ha­da koş­tur­duk dur­duk.

Ne yazık ki seçim sü­re­ci bo­yun­ca yıl­lar yılı aç susuz, uy­ku­suz si­ya­set yap­tı­ğı­mız ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan “PKK’lı ol­mak­la FETÖ sem­pa­ti­za­nı ol­mak­la” suç­lan­dık.

Böyle bir itham kabul etmek ge­re­kir ki ölüm­den beter.

O gün­le­re göre Ül­kü­cü ha­re­ket­te bö­lün­müş­lük par­ça­lan­mış­lık daha fazla.

Söz ko­nu­su par­ti­ler­de yer alan ül­kü­cü­ler diğer si­ya­si par­ti­le­ri bir ke­na­ra bı­rak­mış sa­de­ce ül­kü­cü­ler ile yani kendi kar­deş­le­ri ile mü­ca­de­le edi­yor­lar.

Bu durum bizi ola­bil­di­ğin­ce üzü­yor.