Evet Sayın bakanımız iki yıldır yaşadığımız kabusu çözdü; pandemiyi dibinden, kökünden halletti.
Ama nedense bu güzelim müjdeyi tüm açıklığı ile bizlere açıklamıyor; alçak gönüllü, kibar, yüksek gönüllü bir sağlık bakanımız var, reklamı sevmiyor.
O zaman iş başa düştü.
Bizim açıklamamız gerekiyor pandemi cari hesabını….
Çünkü, yapmak zorundayız.
Çünkü, ölüm-kalım meselesi içinde yaşıyoruz.
Çünkü, her gün şu kadar insanımız için musalla taşı önünde toplaşıyor ve hepbirden  “iyi bilirdik” diyoruz…
Çünkü halk merak, endişe ve korku içinde yaşıyor ve o güzelim haberi bekliyor.
Önce küçük bir parantez açalım:
[Batı ülkelerinde pandemi tedbirleri her geçen gün daha da sıkı bir hale gelirken bizde tüm kısıtlamalar ortadan kalktı. 
Peki neden?
İşte bu yazıda bu küçük sırrı paylaşmaya çalışacağız. Üç nokta!]

Şimdi, elimize bir kağıt ve bir de kalem alıyoruz.
Alt alta yazıyoruz.
Her gün yayınlanan tırnak içindeki “resmi” rakamlarda günlük vaka sayısı 75.000 olarak kayda geçiyor.
Ama bilim insanları bu rakamın günlük 700.000 olduğu görüşünde birleşiyorlar; yetmiyor tespitlerinde ısrar ediyorlar.
Ama biz öncelikle Devletimize güvenip, resmi hesaptan yola çıkıyoruz. 
İşte cari hesabın kalemleri:
Günde 70.000 vaka…
Çarpın 30 ile = 2.100.000 vaka [bir ayda]
Tamam mı?
Bu rakamı 5 [ay] ile çarpın:
2.100.000 X 5 = 10.500.000 vaka.
İstanbul’un nüfusu kaç milyon?
Yaklaşık 15 milyon.
Demek ki, önceden hasta olup hayatta kalmayı başaranların dışında ek olarak nüfusun yüzde yetmiş beşi hasta olacak.
Arada ölenler olacak mı? Olacak Ama, “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir,” mesela…
Muhterem Sağlık Bakanımıza ayrıca diyor ki, ülkedeki toplam vaka sayısının yarısı İstanbul’da… [Niçin böyle, neden bu kadar; şimdilik geçiyoruz]
Bilim insanlarının tespitlerine göre ise, bu beş aylık süre çok daha kısa.
Günde 700.000 vaka varsa ve bunun yarısı İstanbul’daysa, hesaplandığı gibi beş ayda değil, sadece birbuçuk ayda aynı “mutlu-umutlu” noktaya gelinecek.
Bildiğimiz gibi Sayın Bakanlık ilk önce Çin’e uğradı, oradan Almanya biontech, derken…
Pek Sayın bakanımız baktı ki, sosyal disiplin, aşı olma bilinci gibi kavramlar ahalimiz için oldukça uzak mesafede… 
Yani… Toplumumuzda bir türlü insani bir bağışıklık tesis edilemedi, edilemiyor.
Yani… O zaman tek çare sürü bağışıklığı…
Yani… Her birimizin sürünün bir parçası [alelade bir unsuru] olmasına karar verildi. 
Yani… Hayatlarımız üzerinde kurgulanan bu yöndeki bir planlamanın piyonları haline getirildik.
Yani… Sayın sağlık bakanlığı böylece başarılarına bir yenisini daha ekledi.
Yani… Bu konuda da dünya liderliğine yakışan bir görüntünün içerisine tıkıştırıldık.
Ve son bir yani… Hepinize acil şifalar diliyorum.
Geçmiş olsun, ülkemize hayırlı ve mübarek olsun.

www.soruyusormak.com