Şiir, arındırılmış düşüncenin damıtılmış şeklidir; insana özgü oluşu buradan gelir. Güzellik, incelik, çarpıcılık, çağrıştırcılık, etkinlik, güzelleme, yerme ve yol göstericilik nitelikleri taşır. Ayrıca şiir yazıyı önceler. Yazma olgusu onu kayıt altına alarak sonraki kuşaklara aktarma olanağı sağlamıştır. Bu açıdan bakılınca şiir bir kültür akarıdır. İşin ilginç yanı bu akarlar, çevrelerine ışık saçar. Bu özellikleriyle her mevsim bahar ve her gün, gün doğumudur…Şiir bilinçli ve özgür yaşamların dilidir ve her koşulda akarını bulur.
“İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü'nün amacı "farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak" olarak nitelendiriliyor.

Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş.” (CEZEREFORUM)

Dünya şiir günü anmasına dünyalı şairlerle başlamak gerek diye düşündüm. Lorca ile başlıyorum. Faşist katillerin katlettiği bu güzel insan, tüm insanlık için direnmişti. Loca’nın bir şiirinin bir bölümü şöyle:

Sezilmemiş Aşka Gazel

Federico Garcia Lorca

Karnındaki karanlık manolyanın
Kimseler anlamadı kokusunu,
Acıttığını kimseler bilemedi
Dişlerinle sıktığın aşk kuşunu

Binlerce Acem tayı uykuya yattı
                             X
Pablo Neruda kendi şiiri için; “Kimin ihtiyacı var ise, şiir onundur.” Diyerek paylaşımcılığı ve temsil boyutunu da ortaya koyuyor:


Gülüşün

Al ekmeği benden
istersen havayı da;
ama gülüşünden mahrum etme beni.

Koyma gülsüz
ve çiçeksiz beni,

Hiç kuşkusuz, dünya şairi Nazım, şiirin en önde gelenlerindendir. “Kız Çocuğu” şiiri kelimenin tam anlamıyla evrenseldir. Bütün insanlığı ilgilendiren bir başyapıttır:

NAZIM HİKMET.
Kız Çocuğu.
……………………..
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.

Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Nazım’ın çağrısı günümüz içinde geçerli. Bu olumsuz koşullarda; “bu memleket bizim” deme zamanı. Kelimenin tam anlamıyla, iyi ile kötü arasında tercih yapmamız gereken bir zaman. Bu davet bütün yurtseverlere…İyi güzel ve doğru olanların safında yer almak zamanı:

DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
        bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
        bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
        bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
        bu hasret bizim...
        
Nâzım HİKMET

Şiir severlerin şiir gününü kutluyorum, sevgiyle ve şiirle kalın.