Almanya’da yalnız Türkiye’den gelen ilk göçmen neslin çocukları ve torunları değil, Asya ve Afrika kıtalarından gelenlerin çocuk ve torunları da sessiz kalmıyor. Artık eşit paylaşım istiyor, görülür olmak istiyor. Irkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele ediyor.
Adında Hristiyan kelimesi geçen partiler, yıllarca Almanya bir göç ülkesi değildir, diyerek bu konuda kanun çıkarılmasına engel oldular.
Geldiğimiz noktada hükümet yetkilileri, Kanada gibi göç politikasında deneyimi olan ülkelerden faydalanmaya çalışıyorlar.
Ülkede kökleşmiş sömürge zihniyeti etkisi ile göçmen çocuklarına okulda gelişmelerine, insana yatırımda geç kalındı. Ülkede göçmen çocuk ve torunları işsiz, sosyal yardıma muhtaç yapılıyor.
Ülkede işçi, eleman ve uzman açığını kapatmak için kaliteli iş gücü yurt dışından getirmeye çalışılıyor. Fakat Almanya’da ayrımcılığın farkında olan ülkeler buna olumlu cevap vermiyor. Yetiştirdiği beyin gücünü kaybetmeyi hiçbir ülke kabul etmemelidir.
Betiel Berhe, NIE MEHR LEISE, Asla Sessiz Kalma kitabında, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde göçmen çocuklarından yeni bir orta sınıf meydana geldi. Bu sınıf çığlığı duyulur, mücadelesi kabul görürse Avrupa’nın geleceği insanca, aydınlık olacak.
Avrupa Birliği ABD ve NATO’ya bağımlı olmadan yaşar ve kararlar alırsa, gezegenimize insanlık ve barış hâkim olacaktır. Sanatların en zoru insan olmaktır.
Irkçı zihniyet sona ermedikçe bu konuda yazmaya, tekrar etmeye devam etmek zorundayım. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Ferda Ataman basın ve medyada yeni bir araştırma neticesi açıkladı. İş bulmada, ev aramada ayrımcılık, sokağa taşınan şiddet olaylarını sayılarla açıkladı. Araştırma neticesi elimde henüz yazılı yok. Bıkmadan bu konuya tekrar dönüş yapacağım.
Betiel Berhe kitabında, kendi siyahi  aile hayatından başlayarak çevresinde gördüğü, yaşadığı, duyduğu ırkçı zihniyete karşı nasıl başardığını anlatıyor. Eşit hak ve paylaşım çocuk yuvalarında ve okulda başlaması gerektiğini yazıyor.
Yazar, ekonomi bilimi okuyarak yüksek tahsil yapma yolunda kendisine yardım eden ve yoluna taş koyan eğitmen ve öğretmenlerden bahsediyor. Başarısı model gösterilen bir masal gibi görülmesini istemiyor. Asya, Afrika kökenli insanların bu toplumda eşit paylaşım hakkına sahip olduğuna vurgu yapıyor. –
 

Zengin fakir arasındaki fark makası açılıyor. Toplumun çimentosu olan orta sınıf yok olurken, göçmen çocuk ve torunlarından oluşan başarılı akademisyen orta sınıf, yalnız Almanya’nın değil, Avrupa’nın dolayısıyla küremizin sosyal dengesini koruyacaktır.
Türkiye’de ilk, orta ve yüksek öğretim derken, öğrenimi zaman dilimlerine ayırıyoruz. Almanya’da ise toplumun sosyal sınıflara ayrıldığı üç sınıf daha ilkokulda başlıyor. Halk, Orta, Üst okulları (Volksschule, Mittelschule, Oberschule) sosyoloji olarak sınıflandırılıyor. Sonradan adları Hauptschule, Realschule, Gymnasium olarak değiştirildi. Amaç aynı, her öğrenci arzu ettiği okula gidemiyor. Daha ilk okulda bazı eyaletlerde dördüncü sınıfta, Berlin’de altıncı sınıfta öğrenciler sosyolojik olarak sınıflara ayrılıyor. Not verme öğrencilerin ten rengi, adı ve dini kimliklerine göre olduğu için, toplumda öteki yapılan öğrenci liseye gidemiyor. Yani yüksek tahsil yapma şansı, ait olduğu sınıftan dolayı yok. Berlin’de altıncı sınıf öğrencilerin bu ayda gideceği okullar belli oluyor. Anne babaları uyarıyorum, itiraz etme hakkınızı kullanın.
Avrupa’da yaşayan Türkler 14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak seçimlere odaklandı. Bu arada yaşadığı ülkelerde fırsatlar kaçırılmasın.
Toplumda kemikleşmiş sınıf sistemi, ırkçılık zihniyeti ve kapitalizm ayrı ayrı açıklanamaz. Her üçü iç içe çok iyi girmiş, bu nedenle etkisi gençlerin geleceğine negatif yol gösteriyor.
Yeni meydana gelen bu göçmen orta sınıf birleşir, dayanışma ile hareket ederse azınlık değildir. Kanunları yapan insan olduğuna göre, kanun ve kurallar da ırkçı, sınıf ayrımı yapabilir. Karşı koymak birleşerek mümkündür.
Betiel Berhe’nin çağrısına cevap vermeli, kartopu gibi büyüyün gençler. İlk nesil olarak görevim, sorumluluğum duyurmak, yazmaktır. 
Berlin’de yeni kurulan hükümet üyelerin çoğu kadın, üç üyenin ailesinde göç hikâyesi var. Hristiyan Demokrat Parti (CDU) Sosyal Demokrat Parti (SPD) koalisyonu, toplumun çok renkli ve sesli olduğunu kabul etmiş, uygulamaya da koymuştur. Örnek olsun.

Güzel, güneşli günler göreceğiz çocuklar. 

Sesli kalın!

Kaynak olarak kullandığım ve mutlaka okunması gereken kitap:
Betiel Berhe, NIE MEHR LEISE, Aufbau Verlag Berlin, 2023

ISBN: 978-3-351-04203-5

http://www.aufbau-verlage.de