Ben ayrıldığım da çil beyaz bir atımız vardı dağları ovaları arşınlayan, bir de kedim, köpeğim vardı beni seven vardığım da yanlarıma dolanan; ayaklarımı okşayan vefalı dostlarım.
Sonradan duydum ki..
Atım satılmış, köpeğim uykuda iken gafletten vurulmuş, kedim bir yıl önce zaten çalınmıştı.
Ben o köyde iken; gözüme kestiğim kızıl kayalar, çeşmeler uçurumlu dereler, dereler de çağlayan sular, yaylalar, meralar, çayırlar; ellerimize kınasını yakdığımız yerli taşların, kayaların başın da hangi çalılar etrafın da hangi çiçeklerin ve otların yeşerdiğini bilirdim.
Ben o köyden ayrıldığım da okur yazarı olmayan ama yüreklerinin bilginliği ile tanınan, büyüklüğü tartışılmayan,koca, koca yaşlı çınarlar vardı.
Anlatırlardı hatıralarını:
Kimi Van da Kimi Sarıkamış ta kimi Çanakkale de; 4 yıl askerlik yapmış, kurtuluş savaşına katılmış ABC yi orada öğrenmiş.
Kimi Tuzluca da tuz taşımış, dağlar da tüfekle gezmiş, orman da odun kesmiş
Kimi at binmiş, eşkıyalık ta racon kesmiş
Kimi medrese de kuran okumuş..
Kimi o köye sürgün gelmiş
Kimi çocuk iken kaybolmuş ve o köyde büyümüş.
Genç kızlar gelinler vardı delikanlıların bir bölümü kentler de, gurbette kalan bir kısmı yad ellerde ya fakülteli memur, esnaf, yada işçi..
Ben o köyden ayrıldıktan sonra yerli taşlar yerinden kaldırılmış dedeler,nineler çoktan göçmüş, babalar, analar yaşlanmış kimi ölmüş kimi hastalıklı, kızlar oğlanlar evlenmiş çoluk çocuğa kavuşmuşlar.
Ben o köyden ayrıldıktan sonra vardım ki; göçler büyümüş aşina olduğum insanlar yok artık..
Köydeki toprak evler çökmüş bazıları mertekli, viraneye dönmüş; vefa denilen şey kalmamış komşuluk mertebesi bitmiş kardeş kardeşi bile sevemez olmuş..!!
Çok fazla tanıdık kalmamış, mezarlık ziyaretine gittiğim de, orada yatanların bir çoğu tanıdık çıktı.
Çok sevdiğim yaylasına hasret kaldığım..
Köyün içinde koyun kuzu sesi kesilmiş, çeper, duvar diplerini küme, küme kuşburnu sarmalında ağaçlar basmış.
Köyün içini tandır ekmeği kokusunun yerini, torba da asılı bayat somun ekmeği almış.
Tek sevincim selvi boylu, kuşburnu yemişi, kızarmışlığının, özgürlüğü ala bildiğine yeşermiş.
Üzüldüğüm şey, o sevilip sayılan baş tacı edilen köylerde artık ne dostluk ne komşuluk, imece, nede vefa diye bir şey kalmamıştır.
Erdemlik ayrı, vefa bitmiştir..
Selam olsun
TORPAĞINA..TAŞINA..!!
Bu hasretlik de bizimdır bize yeter..!!