Oligark Jeffrey'nin bu yaz İtalya'da gerçekleşen düğününde servetler saçılırken, Wyoming’in dağlarında başka türden bir kutlama hazırlanıyor: Trump yönetimi kömüre yeni bir yaşam, çevreye yeni bir ölüm duyurusu veriyor. Çünkü demokrasilerde halk ölmeden önce lobiler yaşatılır.

İçişleri Bakanı Doug Burgum, Kuzey Dakota, Montana ve Wyoming’deki 13,1 milyon acre federal araziyi kömür madenciliğine açtıklarını gururla açıklıyor.* Bu alan öyle küçük bir toprak parçası değil; neredeyse Yunanistan büyüklüğünde... Gerçi demokrasi de artık Yunan tipi değil, Amerikan tipi olduğuna göre... Alınır böyle kararlar diyerek bakacağız geleceğe; acaba daha neler gerçekleşecek doğanın ve doğada yaşayanların aleyhine ?

ABD'de Kömür istihdamı 2000’de 70 bin imiş, bugün 40 bin imiş. Elektrik üretimindeki payı %50’den %15’e düşmüş. Bir başka deyişle bu işkolunda ne istihdam kalmış, ne pazar. Ama olsun, Trump yönetimi "geri döneceğiz" diyor. “Biz” derken, kömür değil elbette; Trump'ı destekleyen lobiler...

Enerji Bakanlığı da elini taşın altına koymuş; 625 milyon dolarlık fon açıklamış. Gerçekte “taş” değil de “kömür” desek daha yerinde olur. Devlet eliyle yürütülen bu kurtarma operasyonu; kaybolan bir sektörü değil, oy kazandıran bir dostluğu kurtarıyor. Daha açık anlatımla devlet desteği değil bu; bir lobi aşkının kamuya fatura edilmiş nişanı.

Çevre Koruma Ajansı (EPA) da boş durmamış. Kömür santrallerine, içindeki cıva, kadmiyum ve arsenik oranlarına rağmen “rahat olun” demiş. Bir başka deyişle halk biraz daha zehirlenebilir ama endişeye gerek yok; santraller bürokratik olarak sağlıklı açıklaması yapmış.

Yalnızca bedenler değil, ne yazık ki kavramlar da çürütülüyor: “Temiz kömür”, “akıllı maden”, “yeşil enerjiyle çalışan santral” gibi ironik açıklamalar dolaşımda... Bunlar da bir tür karbon ayak iziyle kamufle edilmiş yalanlar.

Uzmanlar, kömürün artık ekonomik olarak ayakta duramayacağını, yenilenebilir kaynakların onu tarihin köşesine ittiğini söyleye dursun ama bazı yönetimler, tarihle helalleşmek yerine, tarihin tozlu raflarını yeniden açmayı tercih ediyor.

Çünkü sorun elektrik üretmek değil; lobileri hoşnut etmek. Seçim kampanyalarının kara fonları kömür kadar kara... Ve öyle görünüyor ki, bu fonların içinde yalnızca para değil; susturulmuş bilim insanlarının raporları, bastırılmış çevre hareketleri ve susturulmuş çocukların geleceği de var.

Trump ve benzerleri için kömür yalnızca bir maden değil, siyasal bağlılığın simgesi... O nedenle santraller kapanmaz, lobiler susmaz, ciğerler durmaz.

Ama biz yine de haykıralım:

Kömür bitiyor olabilir, ama yalanın enerjisi tükenmiyor.
Demokrasi yine de “halkın yönetimi” diye tanımlanıyor olabilir, ama artık o halkın bir enerji lobisi kadar sesi çıkmıyor.

Ve bir gün, belki de en son çalışan kömür santrali kapanırken, arkasından şu sözleri duyarız:

“Bunca destekten sonra bari bir teşekkür etseydiniz...”

Değerli okur diyecek ki bize Amerikalı kömür lobisinden; ama unutmayınız ki küçük birader de agasının yolundan gider. Dahası çevre sorunları da hiç sınır tanımaz; kirleten hepimizin gezegeni, yaşanabilir tek evi...

*Kaynak: Reuters
Derleyen: Çevre TV Haber Merkezi