26 Ağus­tos Büyük Ta­ar­ruz’un baş­la­dı­ğı gün…
30 Ağus­tos ise, o büyük şah­la­nı­şın za­fer­le so­nuç­lan­dı­ğı gün.
Han­gi­si daha önem­li?
So­ru­yu bir de şöyle so­ra­lım:
- Yu­mur­ta mı ta­vuk­tan çıkar?.. Yoksa tavuk mu yu­mur­ta­dan?
Ama, bu te­ker­le­me 26 Ağus­tos için ge­çer­li değil.
Bizce, 26 Ağus­tos, 30 Ağus­tos’tan bir iki par­mak kadar an­lam­lı bir gün­dür…
Çünkü esas olan, ulus­la­ra­ra­sı em­per­ya­liz­min iş­gal­ci güç­le­ri­ni önüne katıp de­ni­ze dö­ke­bi­lecek bir güce ve bir­li­ğe ulaş­mak ve sahip ol­mak­tır.
Önem­li olan, omuz omuza, tek bir he­de­fe doğru ulu­sun bütün gü­cü­nü se­fer­ber ede­bi­lecek bir bü­tün­lü­ğe ulaş­mak­tır.
Böyle bir bü­tün­lü­ğü sağ­la­ya­bil­mek için –ön­ce­lik­le- si­ya­sal hırs­la­rın, ge­lecek dü­şün­ce­le­ri­nin, hi­zip-grup-ka­yır­ma­cı­lık gibi has­ta­lık­la­rın gü­dü­mün­den sıy­rıl­mak ge­re­kir.
Kim ki si­ya­se­ti kendi ge­le­ce­ği­ni ya­pı­lan­dı­ra­cak bir mes­lek ola­rak be­nim­ser, o in­san­dan ülke için, de­mok­ra­si-hu­kuk dev­le­ti-ve ay­dın­lan­ma ide­al­le­ri yö­nün­de bir yarar umul­ma­sı ham bir ha­yal­dir.
Si­ya­set bir kol­tuk, rozet ya da ikbal bek­len­ti­si ile ya­pı­la­maz.
Si­ya­si mü­ca­de­le­ye omuz ver­mek bir so­rum­lu­luk işi­dir. Ni­te­lik­li bir öz­ve­ri­nin sa­hi­bi ol­ma­yı ge­rek­ti­rir.
Ah­la­ki de­ğer­le­rin vit­rin­le­ri süs­le­yen bir rek­lam metaı ola­rak kul­la­nı­la­ma­dı­ğı bir yük­sek­lik ge­rek­ti­rir.
Eğer bu bir­li­ği, be­ra­ber­li­ği ve ni­te­li­ği sağ­la­ya­bi­li­yor­sa­nız, zafer zaten ka­çı­nıl­maz­dır.
Zafer, bir­li­ğin, be­ra­ber­li­ğin, milli bü­tün­lü­ğün, kur­may zekâ ve tec­rü­be­si­ne sahip bir kadro ha­re­ke­ti­nin zo­run­lu bir so­nu­cu ve be­re­ke­ti­dir.
2023 yı­lı­nın Tür­ki­ye’sinde 26 Ağus­tos’u anmak ve kut­la­mak işte bu değer, ilke ve er­dem­le­ri­nin ha­tır­lan­ma­sı­na ve­si­le ol­du­ğu için bir kez daha önem­li­dir.
Çünkü ül­ke­mi­zin için­den geç­mek­te ol­du­ğu iğ­ne­li fı­çı­da ih­ti­ya­cı­mız olan şey, bu bir­lik, be­ra­ber­lik, da­ya­nış­ma ve kar­şı­lık­sız öz­ve­ri ru­hu­dur.
Bö­lün­me­ye, milli dev­le­ti yık­ma­ya, ül­ke­yi or­ta­çağ ka­ran­lı­ğı­na geri dön­dür­me ça­ba­la­rı­na karşı di­renç oluş­tu­ran, ör­güt­lü bir­lik­te­lik tek çıkış yo­lu­muz­dur.
Kol­tuk he­sa­bı ya da hırsı, sö­zü­nü et­ti­ği­miz bu bir­lik ve kay­naş­ma ru­hunn önün­de­ki en önem­li en­gel­dir.
Tam ba­ğım­sız­lık, ay­dın­lan­ma dü­şün­ce­si, de­mok­ra­tik hukuk dev­le­ti ve Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin temel de­ğer­le­ri bu bir­lik­te­li­ğin yapı taş­la­rı­dır.
26 Ağus­tos’u bu bi­linç ve ka­rar­lı­lık­la ana­rak kut­la­ma­mız, için­de ya­şa­mak­ta ol­du­ğu­muz sü­reç­te çok çok önem­li­dir.
Kur­tu­luş re­çe­te­sin­de, omuz omuza olmak yaz­mak­ta­dır.
Si­ya­se­ti bir ikbal, bir vit­rin süsü ve çıkar kal­dı­ra­cı ola­rak be­nim­se­mek ve uy­gu­la­mak değil…
Ha­re­ket nok­ta­sı: Kur­tu­luş azmi, bir­lik­te­lik ve bü­tün­lük­tür.
İşte 26 Ağus­tos günü Gazi Mus­ta­fa Kemal ön­der­li­ğin­de­ki Türk öncü güç­le­ri bunu sağ­la­mış­tır.
Bun­dan son­ra­ki adı­mın 30 Ağus­tos za­fe­ri ol­ma­sı doğal bir sonuç ve zo­run­lu­luk­tur.

www.​so­ru­yu­sor­mak.​com