Herkes kendi düşünde

Duyulmaz yürek fırtınası

Beraberce yürüseniz de bunca yolu

Bir yol ayrımı bekler sizi

Hangi kapıyı çalarsanız çalın

Aynı şarkının değişik nameleri yankılanır

Herkes kendine benzer bu âlemde

Kendinize benzetmek isterseniz birini

Başlar yavaştan meydan savaşı

Bu savaşta alır götürür yıllarınızı

Geriye küllenmiş anılar kalır

Yaşam gerçekte bir tiyatrodur

İyi oyuncular var kötü oyuncular var

İyi oyuncular iyi oyuncuları sevmezler

Olan oyunun moduna giremeyenlere olur

Oyunda adaleti, oyun bitince eşkıyayı oynar bazıları

Şeytan da hep ayrıntılara meraklı

Ak’a kara, kara’ya ak demek de varmış yaşamda

Gönülsüz yenilen aş ya karın ağrıtırmış ya da baş

Hastane önüne de boşuna incir ağacı dikmemişler

Can çıkar da huy çıkmazmış

Öbür dedikleri dünyaya kalırmış hesaplar

Gelen gideni aratırmış

En iyisi dönüşü olmayan trenlere binmekmiş

Eh, epey saçmaladıktan sonra

Sapla samanı karıştırarak

Ve de ayıklamadan pirincin taşını

Tüyüyorum bu sayfalardan usulca…

Öylesine bir şey işte…