Pandemiden sonra alışkanlıklarımız epeyce değişti. Normale(geçmişe) dönmek o kadar kolay değil. Bazı alışkanlıklar, zor zamanlardan kalan yaşanmışlıkların sonucudur. Bu alışkanlıklar zamanla yaşam şekline dönüşüyor. Hatta örf, adet ve gelenekler hayatın olağan sürecindeki ani ve beklenmedik değişikliklerin sonucunda oluşur. Bazen salgınlar, bazen savaşlar, bazen buluşlar, bazen de tesadüfler; insanların hayat tarzını değiştirmiş ve bu değişiklikler zamanla o toplumun yaşam biçimine dönüşmüştür. Günümüzde zaman hızlı aktığı için birçok şey kısa sürede gelişiyor/değişiyor. 21. yüzyılın en belirgin özelliği gelişmelerin çok dinamik olması ve kuşaklararası iletişimi sınırlayan gelişmelerin fazla oluşudur. Bu da toplumları kendi içinde heterojenleştiriyor.
Son birkaç yılda pandemi ve yapay zekâ sanki birlikte hareket etti. İkisi kendince insan davranışlarında bir momentum oluşturdu. Yapay zekâ, zamana ve pratiklere, salgın da eve kapanmaya ve hareket kısıtlanmasına yol açtı. Böylece her şey birbirinden uzaklaştı. Fiziğin temelleri bile sarsıldı. Hareket etmeme ve düşünmeme üzerine inşa edilen bu yeni süreç insan davranışlarını olabildiğince değiştirdi. Birçok ihtiyacımızı artık bir cep telefonu ile halledebiliyoruz. Fatura ödemek, bilet almak, vergi vermek, alışveriş ve kitap almak için yürümek, yani bir yere gitmek gerekmiyor. Böyle olunca fiziki aktivitemiz azalıyor. Buna canı gönülden destek veren yapay zekâya ne demeli. İmitasyonunun sınırlarını aşan bir yapay zekâ ile karşı karşıyayız. Artık gerçek zekâ, yapay zekâyı yönetmiyor. Tam tersi oldu. Algoritmalar, ChatGPT ve daha onlarca bileşenden oluşan dev bir akıl(!) bizi yönetiyor. Bu süreçte payını alan sektörlerden biri de kitaptır. Değiştirme, beğenilme sorunu olmadığı için e- ticarette büyüyen ve sirkülâsyonu fazla olan sektör oldu. Aradığınız birçok kitap iki tuş uzağınızda.
İşte tüm bunlar olurken salgında ara vermiş olan kitap fuarları birçok ilde açılmaya başladı. Bunlardan biri de 21. Ankara Kitap fuarıydı. Ankara Ticaret Odası Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında açılan fuar büyük ilgi gördü. Özellikle şehir merkezinde olması ayrı bir avantaj sağladı. Söyleşiler gibi etkinliklerle zenginleştirilen fuara hem yazar, hem de okur ve dinleyici olarak bulundum. Bazı aksaklıklara rağmen organizasyon iyiydi. Kitapların pahalı oluşu ayrı bir konu. Sadece kitaba özgü olmayan bir durum. Gerçi George Orwell’ın kitap, sigara ilişkisi üzerine yazdığı “Kitaplar ve Sigaralar” bize çok şey anlatsa da yine de alım gücü açısından kitaba ulaşmak bu yıl biraz daha zor oldu. Fakat şunu da not düşmek gerekir, her şeye para harcamaya çalışıyoruz kitaba gelince orada biraz duruyoruz. Sanki gereksiz bir şeymiş gibi. Oysa bir toplumun gelişmesinin parametrelerinden biri de okuma ve yazma yüzdesidir. Okuma ve yazma konusunda gelişmiş ülkeler, ekonomik ve sosyal alanda da gelişmişlerdir. Eğitim bataryasını oluşturan okuma, yazma ve düşünme; gelişmişlik ölçütlerini yükselten bir katma değere sahiptir. Eğitimin kalitesi, ekonomik gelişmeyi ivmeleyen önemli bir faktördür.
Ankara kitap fuarına dönersek; şehrin kültürel gelişimine büyük katkısı olan bu tür etkinliklere gitmek gerekir. Bu konuda Ankara’da fuara rağbet fazlaydı. Çocuklar, gençler ve okuma yazmayla az çok ilgilenen herkes için kitap fuarı uğrak yeri oldu. Şehre farkındalık kazandırdığı gerçeğinden hareketle yazarlarla bir arada olmak, istediği kitabı incelemek, aradığı ve farklı kitapları bulmak için iyi bir fırsat sundu. Özellikle kendi alanında temayüz etmiş yazarla buluşmak, söyleşilere katılmak, kısacası o atmosferi yaşamak anlamlıdır.
Fuar, 19 Kasım- 8 Aralık tarihleri arasında yapıldı. Yayınevim bu fuara katılmadığı için Türkiye Yazarlar Birliği Ankara şubesi adına imza gününe katıldım. Ankara'daki geçmişim çok olmamasına rağmen imza günüm mümbit geçti. Kitap fuarlarında bu heyecanı yaşamak ve okurla buluşmak, tanıdık dostlarla bir araya gelmesine vesile olması açısından önemli bir etkinlik oldu. Fuarın "Kitap okumak, hayata meydan okumaktır!" sloganı ise iyi seçilmiş.
İnsanın düşünme sistematiğini geliştiren, hayata farklı açılardan bakmayı sağlayan, bilginin, kurgunun ve hikâyelerin dünyasında kesintisiz yolculuklara çıkaran kitaplar insanı daha güçlü yapıyor. Bu özelliklerle donatılmış birey sayısını ne kadar arttırsak ülkemiz o oranda gelişir. Bir kitap fuarı böylece biterken arkasında binlerce kişiyi yeni kitaplarla buluşturma imkânı sundu. Bu bile başlı başına büyük bir kazanımdır.