Mıstık, ince orta boylu hafif, kıvırcık saçlı cılız kara yağız, orta okul mezunu, çalışıp çaba göstermeden emek vermeden hayatı boyunca her şeye bazen bağırır bazen sessiz sinsice adamına göre gardını ayarlar öylece Urayda ki idareciliğini devam ettiriyordu.
Mıstık sigara içiyordu kendi ayarında olanlarla her zaman içtiği Maltepe sigarasını dumanlar sohbetine öyle devam ederdi.
Mıstık, azcık kendi cüsesinden iri lobisi güçlü birilerini görünce mesafesini bozar yaklaşırdı artık neki yağdırırsa, yağdır mevlam su.
Her zaman zulasında sakladığı Malbora sıgarasına yeğlenir onu masaya indirir, ona göre başlardı politik konuşmalarına; masadaki lider sultasına başlardı " ilk sözü sen, çok büyük adamsın"...!
Mıstık, taşradan gelmişti ancak kültürel ve sosyal yapısı şehrin arka yakası üç bin rakımlı bir varoşta büyümüş, o çevrede edinmiş olduğu kurnazlık adabına göre insan ilişkilerini kurardı.
Bir gün bir arkadaşı ile sohbet ederken arkadaşı sordu" Mıstık sen bu rezillikleri niçin yapıyorsun"
Cevap veryordu, sen benim nereden geldiğimi biliyorsun ki ben bu idareyi elime alana kadar bin takla attım." Şimdi, taklacı demişler, yalaka demişler, numaracı demişler, yalancı demişler, alçak demişler, palavracı demişler, kaypak Mıstık demişler ki bunlar bana az bile, hayal edipte bulamadığım her şey elim de ve benim umurumda değil.
Sende; söyle taklacı Mıstık
Sen ne bulaşıcı mikropsun
Senden nasıl kurtuluruz..!
Kolay gelsin Mıstık devam et cambazlığına ip ince beyin kalın, düşersen..!
Bende seni kurtaramam..?
Dedimi dedi arkadaşı..