Lozan onurlu barış antlaşmasının 102. yıl dönümü CHP Berlin Birliği ve Berlin Brandenburg Atatürkçü Düşünce Derneği birlikte kutlandı.
ADD Başkanı Olcay Başeğmez, CHP Berlin Birliği Başkanı Prof. Dr. Ziya Akçetin açılış konuşmasını yaptılar.
Prof. Dr. Süheyl Batum Zoom kanalı ile Türkiye’den katıldı. Osmanlı İmparatorluğu Tanzimat Devri’nden Kurtuluş Savaşı sonrası Lozan Onurlu Barış Antlaşması’na kadar geçen zaman
çizelgesinde tarihi bilgiler verdi
İkinci Dünya Paylaşım Savaşı (1914-1918) dört yıl sürdü. Savaş sonunda kaybeden ülkelere, Almanya, Avusturya, Macaristan Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğuna Barış Antlaşması imzalattırıldı. Savaşı kazanan İtilaf Devletleri, İngiltere, Fransa, İtalya ABD ve diğer devletler maddelerini hazırladılar, kaybeden ülkelerin temsilcilerine sadece imza atma işlevi bırakıldı.
Osmanlı yönetimi (Padişah Vahdettin ve Damat Ferit Hükümeti)
10 Ağustos 1920’de imzaladı. 433 maddelik Sevr ile Türkler Anadolu’nun ortasına sıkıştırılıp, daimî sömürge ülke haline getirilme amaçlanmıştı.
Her barış ateşkesi sağlar, ama sürekli bir barış sağlayamaz. Mustafa Kemal Atatürk ün anladığı barış ise bağımsızlık ve hakimiyet getirmeliydi.
Almanya imzalanan Versay Barış Antlaşmasını yırtıp atamadığı için Hitler’in seçimle idareyi ele almasına ve İkinci Dünya Paylaşım Savaşı çıkartmasına sebep oldu. Yok edilen halkın onurunu yerine geri getireceği inancıyla aşırı milliyetçilik, ırkçılık ideolojisi bugünün savaşlarını hazırladı. Tarihe geçen kara leke Yahudi soy kırımı nedeniyle bugün Almanya İsrail hükümetinin işlediği hataları eleştiremiyor. Dünya politikasında yalnız kalıyor.
İsmet İnönü Hükümetinin doğru yapılan politikasıyla Türkiye İkinci Paylaşım Savaşı’na katılmamıştır. Katılsaydı Lozan Barış Antlaşması’nın 102. yaşını kutlayamazdık.
Lozan Barış Düzenini koruyarak İkinci Dünya Savaşı’na girmeyen Türkiye, dünya barışına örnek olmuş oldu.
Silah zoru olmasaydı İtilaf Devletleri zapt ettikleri Türkiye’yi terk etmezlerdi. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı dünyanın en haklı savaşıydı. Gerçek barış ancak özgürlük ve bağımsızlık savaşını kazanmakla mümkün olurdu.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşmasıyla
1911 yılında başlayan savaş zinciri sona ermiş oldu.
Doğu Trakya, İstanbul, Boğazlar ve Anadolu topraklarının bölünmez bir bütün olduğu kabul edildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Yabancı okulların denetimi sağlandı. Yargı bağımsızlığı ve hukuk birliğini sağladı. Türkiye askeri, ekonomik, hukuki ve diğer her alanda tam bağımsızlığını kazandı.
Din ve ırk ayrımı gözetmeden yurttaşlar eşit haklara sahip oldular. 1926 yılında Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunlardan sonra azınlıklara ayrıcalık vermeye lüzum kalmadı.
Lozan Antlaşmasına sahip çıkmak ve korumak her Türk vatandaşın görevidir.
Lâik Türkiye Cumhuriyeti bölünmez, bütündür. Temel hak ve özgürlük, bağımsız yargı, ulus devleti, yurttaşların eşitliği barışı kalıcı yapar.
“Nihayet sulh dün imzalandı ve milletimiz dokuz senedir devam eden kanlı, çetin bir mücadeleden sonra yüz binlerce evladının kanı pahasına hak ettiği şerefli bir sulha kavuştu.”
(Tevhid-i Efkâr, 25 Temmuz 1923)
Sevr ile Lozan Antlaşmaları arasındaki fark, her barışın iyi olmadığını, her barışın gerçek barışı getirmediğini gösteriyor.
“Lozan’a sahip çıkmak, Cumhuriyete, lâikliğe, kadın haklarına, bilime, emeğe ve adalete sahip çıkmaktır. Yaşasın tam bağımsız ve demokratik Türkiye!”
Prof. Dr. Süheyl Batum
Barış devletler arasında bir savaştan sonra sağlanan uzlaşma anlamına gelir. Lozan Barış Antlaşmasını İsmet İnönü katılan otuz sekiz kişilik bir ekibiyle sağladı. Türkiye’nin karşısında on devlet vardı, destekleyen tek ülke Rusya idi. Ekipte bulunan sekiz kişinin görevi korumaydı. Katılanların çoğu sonra politika ve diğer alanlarda aktif görevler üstlendi. Barışın imzalandığı masayı İsviçre Abdullah Gül zamanında anı olarak Türkiye’ye hediye etti.
Tarih geleceğe yol gösterir, bugünü aydınlatır. Ders alınması için okunup, yazılmalıdır.
Toplantıya ev sahipliği yapan Türk Alman İş insanları derneği (TDU) misafirperverliğinde, her zaman olduğu gibi kusursuz, mükemmeldi. Her iki dernek çok iyi hazırlanmıştı, teknik hiçbir sorun olmadı. Toplantı akışını sonuna kadar Ali Erdoğmuş çok iyi yönlendirdi.
Hoşça kalın!
Kaynaklar:
Konferansa bizzat katılıp, dinlememden başka, Sinan Meydan, Cumhuriyet gazetesi, Lozan: Onurlu Barış, 23.07.2025