Bilim adamları Kainatın yaşını 15-20 milyar, Güneşin yaşını da 4,5-5 milyar yıl civarında tahmin etmektedirler. Kainat sıfır hacimden patlayarak bir sistem dahilinde genişlemesini devam ettirmektedir. Bu patlama neticesinde milyarlarca galaksiler, yıldızlar ve gezegenler teşekkül etmiştir. Bu muazzam olay insan hafızasına  sığacak gibi değildir.
    Biz insanlar üçüncü dereceden sönük bir yıldız olan Güneş sisteminin üçüncü gezegeninde hayatiyetimizi devam ettiriyoruz. Bizim Galaksimizin ve diğer galaksilerin yıldızlarının gezegenlerinde mutlaka başka uygarlıkların varlığına ben de inananlar arasındayım.
    Alemlerin Rabbi  Hz. Allah (C.C)  nasıl makro ve mikro alemi bir sistem dahilinde yaratmış ise yeryüzünde insanoğlunu da aynı şekilde yaratmıştır. İnsan için Yaratıcı, önce alt yapıyı hazırlamış; insana akıl vererek zaman içerisinde yükselmesine, araştırmasına, gizlenenleri bulmasına ve onlardan faydalanmasına müsaade etmiştir. Milyonlarca yıl dev ağaçlar ve dev hayvanlar yaşamlarını sürdürmüş, daha sonra bunlar çeşitli tektonik olaylarla yer altında kömür ve petrol haline gelmişlerdir.
    İnsanoğlu avcılığının ve toplayıcılığının yanı sıra aklını kullanarak bazı hayvanları evcilleştirerek, onların etinden, sütünden, derisinden ve yününden faydalanmasını bilmiştir. Yerleşik hayata geçerek, tahılları ekip biçmeye, sebze ve meyveleri yetiştirmeye; daha sonra Yaratan’ın gizlemiş olduğu ilimleri teker teker keşfetmeye başlamışlardır. Tekerleğin bulunması insanları ulaşımda rahatlatmıştır. Arkasından motorun, elektriğin, ampulün, petrolün bulunması, radyonun, televizyonun devreye girmesiyle bugünkü modern yaşam başlamıştır.
    Matbaanın icadıyla dünyanın her yerinde kitapların basımı ve tercüme edilerek çeşitli dillere çevrilmesi, derken bilgisayar ve internetin  icadıyla küreselleşen dünyayı adeta köy haline getirmiştir.
    Uçakların yanı sıra, füzelerin de devreye girmesiyle insanoğlu uzaya da açılmayı başarabilmiştir. Önümüzdeki yüzyıllarda başka yıldızların gezegenlerine de gidilebilecektir. Bunun imkansız olduğunu söyleyen okuyucularımın İskender TÜRE’nin  ZÜLKARNEYN adlı eserini okumalarını ısrarla tavsiye ediyorum. İskender Türe Kur’an-ı Kerim’deki Zülkarneyn ayetlerine modern bilimin ışığı altında yepyeni bir yorum getirerek, Zülkarneyn’in başka dünyalara gittiğini, Yecüc ve Mecüc kavminin bu dünyada değil, başka bir dünyada olduğunu iddia etmektedir.
    İnsanoğlu Yaratıcısı tarafından kendisine verilen görevi tekamül ederek yerine getirmektedir. Görevin bitmesiyle bu dünyanın da sonu gelecektir. Başka alemlerdeki görevin ne zaman biteceğini Yaratıcısından başkası bilemez.

----------------- ŞİİR KÖŞESİ --------------

BARIŞ PINARI  

Yürektir aşkın çerağı,
Yandırmanın günü bugün.
Kızıl Elma'ya bayrağı
Kondurmanın günü bugün.

İmânımız sîneye hâr,
Türk Ordusu yakıcı nâr,
Hayâsızca bir akın var,
Dindirmenin günü bugün.

Yürüsün önde hilâlim,
Ettiğini bulsun zalim,
Misafirleri sağ salim
Döndürmenin günü bugün.

Seyret şimdi olacağı,
Geri geldi gazâ çağı,
Yücelerden kopan çığı
Andırmanın günü bugün.

Teröristler çıldırdılar,
Milletime saldırdılar,
Kıçlarını kaldırdılar,
İndirmenin günü bugün.

Acıdım bunca uşağa,
Hedef olacak fişeğe,
Etek giydirip, eşeğe
Bindirmenin günü bugün.

Yola çıkıp duâlarla;
Allah Allah... Nidâlarla;
Obüslerle, sihalarla
İndirmenin günü bugün.

Yedi düvel karşımızda,
Gözü ekmek aşımızda,
Başkan Tayyip başımızda,
Sindirmenin günü bugün.

Müstevlîler alçaktılar,
Mülk-ü İslâma aktılar,
Fitne ateşi yaktılar,
Söndürmenin günü bugün.

BARIŞ PINARI'dır gelen,
Azimdir mermeri delen,
Sanki Samsun'a yönelen
Bandırma'nın günü bugün.
            
Levent TOPLUDAL - NAZİLLİ
-------------------------------

ÖLEMEDİM BE GARDAŞ  

Sen yuvana dön istedim
Dönemedin be gardaşım
Senin için candan geçip
Yerine ben ölem dedim
Ölemedim be gardaşım.
  
Ateşim yükselse tende
Güreşte de olsam künde
Hemi bugün, hem de dünde
Yerine ben ölem dedim
Ölemedim be gardaşım.

Mevlâ’m seni bizden fazla
Seviyormuş zevkle hazla
Nisan ayı bahar yazla
Yerine ben ölem dedim
Ölemedim be gardaşım.

Gözlerimden akan sele
Hoyrat esen o sam yele
Ne geldiyse dedim dile
Yerine ben ölem dedim
Ölemedim be gardaşım.

Yozgatlı Şaban’ın derdi
Birin aldı birin verdi
Ben öleydim en varıdı?    
Yerine ben ölem dedim
Ölemedim be gardaşım.

Şaban KAHRAMAN – YOZGAT
-------------------------


             GEL…
Öyle derin ki hicranın
Akşamlarda akar yaşlar
Ak ak oldu bak saçlarım
Gözler yaşlı ölgün buruk
Uzaklardan özlenenim
Bitmeden son demlerimiz
Gel sevgili, gel bitmeden.
Uzaklardan özlenenim
Yakar, kanatır hicranın
Kalmadı gözlerde yaşlar
Gecelerde ıslak saçlar
Bitmeden son günlerimiz
Bitmeden son demlerimiz
Gel sevgili, gel bitmeden.
Dinlemez gönül gecede
Dinlemez bak hep ağlatır
Akşamlarda sen yüklüyüm
Şarkılarda sen yüklüyüm
Sensiz çekilmiyor demler
Bitmeden son demlerimiz
Gel sevgili, gel bitmeden.
Melek MERAL GÜLER – AYDIN