Bu coğrafyada sağlıklı yaşamak için birçok alternatif varken neden hilelere başvuruyoruz? Çok kazanmak için başkasının sağlığını hiçe saymak bu kadar kolay mı? Bahsettiğim konu sağlıksız üretilen gıda ürünleridir. Son zamanlarda kamuoyunun daha çok aşina olduğu taklit ve tağşiş kelimeleriyle boğuşuyoruz. Kısacası özüne başka gıdalar katılarak satılan ürünler.
Toplum ne zaman, nasıl bu hale geldi? "Komşum bugün siftah yapmadı, ondan alışveriş yapınız" dan, çoğu kişi tarafından anlamı bile bilinmeyen tağşiş kelimesiyle tanıştık. Bunu yaparak ne elde ediyoruz? Daha çok para kazanmak… Peki, bu arada vicdana ne oldu. Ona da tağşiş yaptık galiba. Anadolu coğrafyasındaki insanları bu kadar değişime götüren kapitalizme ne çabuk esir düştük. Bir sürü cevaplı-cevapsız soru bizi tağşişin derinliklerinde hileli yaşamlara teslim etti.
Aslında bu terimin çıkış noktası değerli maddelerle ilgili. Tağşiş; değerli madenlerin içerisine daha değersiz olanların katılarak gerçek değerinin düşürülmesi işlemidir. Böylece üzerinde yazılı olan değer aynı kalsa da gerçek değeri düşmektedir. Örneğin altın için “Ayar” kavramı içerisine katılan yabancı madenlerin oranını ifade eder. Biz bunu gıda maddelerine uygulayarak insan sağlığını tehdit eden bir duruma getirdik. Özellikle zeytinyağı, tereyağı, kaşar peyniri, lahmacun ve köfte gibi gıdalara daha ucuz gıdalar katarak tüketiciye sunduk. Bunu seri üretim yapan büyük gıda şirketlerinden çok üzerinde kooperatif, doğal, köy veya yöre adı yazılarak üretilen gıda maddeleri olması ise manidardır. Nasıl öğrendiniz bu hileli işleri anlamak mümkün değil. Demek ki tağşişi biliyorlarmış! Bizler, köy kooperatifinde üretilmiş gıdaları doğal biliyorduk. Oysa çok kazanma hırsı onlara da sirayet etmiş.
Peki, insanlar neden böyle hileli işlere başvururlar. Uzmanlar insanların ahlaki yapıları, eğitimleri ya da dini inançları ne olursa olsun, eğer koşullar oluşursa, maalesef birçok kişi bir “şeytana" dönüşebiliyor. Yani sıradan insanlara belirli koşullar sağlandığında sıra dışı kötülükler yapabilir. İnsanlar görünmez olduklarını düşündükleri zaman kendi ahlaki çizgilerinin dışına çıkarak kötülük yapabiliyor. Diğer bir etken ise kişinin içinde bulunduğu sosyal ortam, o kişinin yaptığı haksızlık ya da kötülüğü ayıplamıyorsa, insanlar daha kolay ahlaken savruluyor.
Asıl sorun yapılan yanlış ve haksızlıkların müeyyidesinin yeterli olmamasıdır. Eğer cezalar yüksek ve kamuoyu bilinçli bir şekilde yapılanlara karşı tavır alırsa ne tağşiş ne de özel hastanelerdeki yanlış uygulamalar olur. Çünkü vicdan, bir bakıma kültürlenmedir. Çevrenizde yanlış yapılanlar normalleştiriliyorsa bir süre sonra sizler de uyum sağlarsınız. Oysa bu tür uygulamalara karşı tedbirler alınarak, toplumsal farkındalık arttırılarak değer yargıları canlı tutulabilir. Aksi takdirde tedricen tüm ahlaki, sosyal ve kültürel değerler her geçen gün daha çok erozyona uğrayacaktır.
Tarım ve orman bakanlığının tağşiş ve taklit yapan firmaları açıklanması halk sağlığı açısından önemli bir uygulamadır. Bazen https://guvenilirgida.tarimorman.gov.tr/gkd sitesini ziyaret edip bu hileli ürünleri üreten firmalara bakmak gerekir. Yoksa sağlıklı olmayan birçok ürünü tüketmiş olacağız. Aslında hileli ürün yoktur, bence hileli insanlar ve yaşamlar vardır.