(Güzel yurdum dağlarını

Uzaktan göresim gelir.

Keskin esen yellerine

Kendimi veresim gelir.)

(Vasfi Mahi Kocatürk)

...

Heimweh, Almanca bir deyim, anlamı yurt özlemi hastalığı demektir.

Bu özlem çok aşırı olduğu zaman psikolojik bir hastalık halini alıyor...

Almanların yurt özlemi dediği bu hastalığa en yatkın topluluk ise Türklerdir...

Almanya ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde bu hastalığa “Türk Hastalığı” da deniliyor...

Gerek ekmek kavgası, gerek siyasi nedenler yüzünden sığınmacı olarak, gerek zorunlu göç olarak ve de çok değişik nedenler yüzünden Anadolu topraklarından ayrılarak; yurt dışında yaşamak, oralara yerleşmek zorunda kalan Anadolu insanları; bu sıkıntıyı kendi içlerinde derin olarak hissediyor olmalılar…

Durup dururken niye bu konuya girdim...

Didim’de kitap tanıtma etkinlikleri, imza günleri, okuma günleri önemli bir sosyal etkinlik olarak çok canlıdır…

En son Apollon Tapınağı Karşısında CAFE LİNA’da Yazar Hüseyin A. Şimşek’in “Askıda Hayatlar” kitabının imza ve söyleşi etkinliğine katıldım.  Apollon Tapınağı manzaralı CAFE LİNA’deki etkinliğin moderatörlüğünü – kolaylaştırıcılığını- Didimlilerin yakından tanıdığı ve Didimlilerin kendisini bir hemşerisi olarak gördüğü sanatçı Şenol Morgül yaptı… Kitap tanıtımlarında, şiir günlerinde Şenol Morgül’ün özgün müziğiyle katılım sağlaması bu tür etkinliklere büyük değer ve güzellik kattığını da belirtmek istiyorum… Yazar Hüseyin. A. Şimşek’in yurt dışında yaşamak zorunda kalıp, yurt özlemiyle dolan bir yaşamı konu alan kitabı “Askıda Hayatlar’”  bir ölçüde “Heimweh”i anlatıyor gibi… Bu kitabı okuduktan sonra bir değerlendirme yapmayı düşündüğümden; şimdilik bu etkinlikle ilgili konuyu kapatıyorum ****

Avrupa’da “Türk Hastalığı” olarak bilinen “Heimweh” hastalığını konuşmaya devam edelim isterseniz…

Yurt dışında kaldığım süreç içinde yurt özlemi nedir az çok bilirim...

Geri döneceğinizi bilirseniz ve arada sırada ülkenize gelip giderseniz bu özlem duyguları sizi fazla etkilemeyebilir. Ama sürgün yoluyla, iltica, sığınma, vatandaşlıktan çıkarılma yoluyla yurt dışında bulunmak zorunda kalırsanız bu özlem duyguları daha çok artarak psikolojik bir hastalık- heimweh- haline gelebilir…

Yurt dışında bulunmak ve özlem duygularıyla yüklü olmak, yurt sevgisini ve bağını daha çok kuvvetlendiriyor... Uzaklarda olsalar da akılları hep ülkemizde oluyor...

Bir yurdunuzun olması ve sizi düşünenlerin olduğunu bilmeniz en yüce duygulardan biridir...

Nazım Hikmet’in vatan özlemiyle öldüğünü biliyoruz. Şiirlerinde bu özlem duyguları hep capcanlı duruyor… Özlemini Tuna Nehriyle, Karadenizle, Türkiye’den kalma şapkasıyla gideriyor bir ölçüde…

Ve Nazım Hikmet'in özlem dolu bir vasiyeti de şöyle:

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce

- Öyle gibi de görünüyor-

Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni

Ve de uyarına gelirse

tepemde bir çınar olursa

taş maş da istemez hani...

***

Her nedenle olursa olsun, yurt dışında vatan özlemiyle yanıp tutuşanların özlem duygularını giderici çalışmalar yapmak; en insani, en yurtsever bir görevdir…

Yurtsuzluk; köksüzlük hissi yaratır. Bu da insanları mutsuz eder.

Kimse hangi nedenlerle olursa olsun, yerinden yurdundan edilmemeli…