Didim Emek ve Demokrasi Platformu, " Ne darbe ne dikta. Demokratik Türkiye!" diyerek Eski adliye kavşağında bir araya geldi. Kitle, pankartları ve sloganlarıyla Didim Kent Meydanına yürüdü. Kent Meydanında gerçekleşen basın açıklaması öncesinde 12 Eylül darbesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu.
Platform adına basın açıklamasını Türkan Şener okudu. Şener, ülke tarihimizin en karanlık dönemlerinden biri olan toplumsal ve siyasal yaşantında büyük olan 12. Eylül Darbesinin 44. Yılında olduklarını ifade etti.
12 EYLÜL FAŞİZMİN ADIDIR
Şener, açıklamasında “Milyonlarca insan fişlendi. Yüz binlerce kişi sorgusuz sualsiz cezaevine konuldu. On binlerce devrimci ve demokrat meslekten atıldı. Binlerce insan çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden işkence yapıldı. On binlerce kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. Yüzlerce kişi idam edildi. Bütün demokratik kitle örgütleri tasviye edildi. Sendikalar, Milyonlarca dernekler, meslek odaları kapatıldı. Milyonlarca kitap yakıldı.12 Eylül Faşist Darbesi geleceğimizi de çaldı. ve binlerce film yasaklandı. 12 Eylül, Asmayalım da besleyelim mi demekti.... Onların çocuklarının işi bitirmesi demekti. Türkiye’deki emekçilerin bütünüyle teslim alınması demekti. Cezaevine dönüştürülmesi demekti. İşkenceydi, tecavüzdü, Mamak demekti, Metris demekti. Diyarbakır Cezaevi demekti. 12 Eylül aynı zamanda, bugünkü alacakaranlıktır, gericiliktir, eşitsizliktir, yoksulluktur. 12 Eylül Faşizmi katliamlar, gözaltılar, tutuklamalar, cinayetler, işkenceler, tecavüzler ve idamlar ile halkımızın üzerine bir karabasan gibi çöktü. Faşizme karşı direnen sayısız yiğit yürekli insanımız katledilmiş, idam edilmiştir.
12 Eylül faşist darbesinin toplum üzerindeki yıkıcı etkileri uzunca bir dönem sürmüştür ve maalesef sürmeye de devam etmektedir. Bugün yaşadığımız derin ekonomik krizin nedeni neoliberal ekonomik program 12 Eylül darbesinin en önemli sonuçlarından biridir. Sosyal devlet anlayışının tasfiyesi, kabusal yatırımların özelleştirilmesi, ücretli kesimin düşük maaş ve kötü koşullar altında çalıştırılması toplumsal örgütlerin etkisiz hale getirilmesi, uluslararası sermaye hareketleri önündeki tüm engellerin kaldırılması anlayışına dayalı olan bu program kırk dört yıldır iktidarda bulunan tüm siyasi partiler tarafından kesintisiz bir şekilde uygulanmaya devam edilmektedir. On iki Eylül darbesi sadece ekonominin temellerini ortadan kaldırmakla yetinmemiş ülkemizin toplumsal dinamikleri de yerle bir etmiştir. Darbe sonrasında toplumumuzu yeniden yapılandırmak için Darbe sonrasında toplumumuzu yeniden yapılandırmak için bir devlet politikası olarak kabul edilen Türk İslam sentezi anlayışı, gerici, mezhepçi ve şovenist uygulamalarla toplumumuzu derin bir ayrışmanın eşiğine getirmiştir. On iki Eylül darbecilerinin uyguladığı baskıcı, anti demokratik yapılar aradan geçen yıllar boyunca adeta bir devlet geleneği haline gelmiştir. Muhaliflerin hapsedilmesi, halk iradesinin yok sayılması, basının susturulması, akademisyenlerin üniversitelerden uzaklaştırılması, emek ve meslek örgütlerinin tehdit edilmesi, sokakların polis zoruyla zapturaptı altına alınması gibi uygulamalar on iki Eylül geleneğinin hala ne kadar canlı olduğunu göstermektedir. 12 Eylül darbesiyle Yaratılmak istenen ekonomide neoliberal, toplumsal yaşamda muhafazakar ve siyasette otoriter yönetim anlayışı bugün AKP ile inşa edilen tek adam rejimiyle de iyice perçinleşmiştir. 12 Eylül AKP politikalarıyla devam etmektedir ve tarih dört yıldır utanç içindedir. Bugün ülkemizde anayasadan, hukuktan, yasalardan ve demokrasiden bahsetmek artık mümkün değildir.
12 EYLÜL FAŞİST DARBESİNE TESLİM OLMAYANLAR AKP FAŞİZMİNE DE TESLİM OLMAYACAKTIR
Bizler emek ve demokrasi platformu olarak ne hukuktan, ne adaletten, ne de demokrasi talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Laik, demokratik ve bağımsız bir Türkiye mücadelemizden asla ama asla vazgeçmeyeceğiz. Laik, bilimsel, parasız, demokratik ve ana dilinde eğitim hakkından vazgeçmeyeceğiz. Cahil bilimsel ana dilde eğitim. Yaşasın halkların kardeşliği demeye devam edeceğiz. Kürt sorununun barışçıl ve adil bir şekilde eşitlik ve özgürlük temelinde çözümünü talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Dayatılan siyasal İslamcı mezhepçi eğitime teslim olmayacağız. Her anlamda eşit yurttaşlık mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Doğanın talanına yandaşlara peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz.
Sarayın yalanlarına kanmayacağız. Kısacası bugün AKP'yle yürütülen darbe koşullarına gericiliği, karanlığa ve faşizme teslim olmayacağız. AKP'den hesabı emekçiler soracak! AKP'den hesabı emekçiler soracak! AKP'den hesabı emekçiler soracak! Ne geçmiş tükendi ne de yarınlar diyerek inançla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. 12 Eylül faşist darbesine teslim olmayanlar AKP faşizmine de teslim olmayacaktır. Bizler bugün buradan yarınlarımızın güvencesi olan çocuklarımıza ve gençlerimize onları 12 Eylül darbesinin gölgesinde değil eşit, özgür, demokratik ve tam bağımsız bir ülkede yaşatacağımızı dair söz veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
HABER:ELİF DİKBAŞ