Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener'in, Türkiye'de de elektronik oylamaya yönelik çalışma yapılabileceği yönündeki açıklamaları gündemin yoğunluğundan bence beklenen ya da olması gereken karşılığı bulmadı.
Türkiye'de elektronik oylama, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun gereği, sadece yurt dışındaki seçmenler için kullanılabiliyor. YSK Başkanı konuya dair, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler, Hukuk ve Mühendislik Fakülteleri ile YSK'den uzmanlardan oluşan çalışma grubu oluşturulduğunu ve şu anda, yurt dışındaki elektronik oylama örneklerini inceleyerek, bilgisayar ve yazılım altyapısına ilişkin hazırlıkları yapıldığını açıkladı. Ne demiş YSK Başkanı A. Yener “Biz Rusya, Azerbaycan, Amerika seçimlerini inceledik. Artık dünyada değişim, gelişim, teknoloji en üst düzeyde kullanılıyor. Elektronik oylama sistemi ile ilgili tüm hazırlıklarımız yaptık. Karar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde.” Bildiğiniz gibi AKUT'un eski başkanı Nasuh Mahruki 20 Kasım'da tutuklandı. Nasuh Mahruki'nin avukatı Şehmus Tekik, tutuklanma gerekçesinin "Halk arasında korku, panik ve endişe yaratacak şekilde kamu düzenini ve iç ve dış huzuru bozacak yalan haber paylaşmak” olduğunu ve de Mahruki'nin tutuklanmasına iki ayrı X mesajının gerekçe gösterildiğini, bunların elektronik oylamaların sakıncasını vurguladığını ifade etti.
Elektronik oylama gibi dijital vatandaşlık, vatandaşlık puanı ve sosyal kredi sistemi de çok yakında gündem olur. Vatandaşlık puanı, bir bireyin devlete olan uyumunu, davranışlarını ve topluma katkısını ölçmek amacıyla kullanılan bir puanlama sistemi. Bu tür sistemler genellikle sosyal davranışları, ekonomik faaliyetleri, hukuki geçmişi ve bazen de bireylerin sosyal medya ya da çevrim içi aktivitelerini göz önünde bulundurur. Bu sistemin en bilinen örneği Çin'deki Sosyal Kredi Sistemidir. Çin'de, bireylerin ve kurumların davranışlarını değerlendiren bu sistem, "iyi" vatandaşlığı ödüllendirmek ve "kötü” davranışları caydırmak için tasarlanmış.
Çin’de sosyal düzen sağlamak, ekonomik güvenliği artırmak için vergi ödemeleri, kredi geçmişi, trafik ihlalleri ve sosyal davranışlar gibi kriterler üzerinden puanlama yapılıyormuş. Pozitif puan alanlara kredi avantajları, düşük faiz oranları, hızlı vize işlemleri gibi ödüller verildiği, negatif puanlarda ise seyahat kısıtlamaları ve kamu hizmetlerinden mahrumiyet gibi yaptırımlarla sonuçlandığını biliyoruz.
Çin dışında Singapur, Güney Kore , Rusya , Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Hindistan’da da vatandaşlarının finansal ve sosyal faaliyetleri devlet tarafından takip ediyor. Vatandaşlık puanı benzeri bir yapı tam olarak uygulanmıyor, ancak potansiyel mevcut gelişmeleri altyapı çalışmaları şeklinde yorumlayabiliriz.
Bizde de şu an vatandaşlık puanı gibi resmi ve kapsamlı bir sistem bulunmuyor. Fakat çeşitli devlet ve e-devlet hizmetlerinde bireylerin geçmiş davranışlarının değerlendirildiği adı vatandaşlık puanı sistemi olmasa da benzer bir mantıkla çalışan bir altyapının olduğunu söylersek yanılmış olmayız.
Bankacılık sisteminde kullanılan Findeks kredi notu var mesela vatandaşın ekonomik faaliyetlerinde önemli bir değerlendirme. Bana göre “Vergi Borcu Yoktur” belgesi ile mali sorumluluklarımız da yakından takip ediliyor. Bildiğiniz gibi bazı devlet teşviklerinden veya ihalelerden yararlanabilmenin ön koşullarından birisi de vergi
borcunuzun olmaması. Ya da puanı ve kredisi yüksek kıymetli vatandaşlardansanız vergi borcunuz bile olmuyor.
Yoksulluk yardımı, KYK bursları gibi çeşitli sosyal yardımlar için de bireylerin maddi durumları ve borçları, gelir durumları ve geçmiş davranışları değerlendiriliyor. E-Devlet portalı üzerinden takip edilebilen ceza puanları (örneğin, trafik cezaları), SGK primleri, vergi kayıtları gibi bilgiler değerlendiriliyor. Yani aslında çoktan
herkesin hepimizin puanlandığını söyleyebilirim. Çoktan ödüllerin ve cezaların sahiplerini bulduğuna yemin bile edebilirim ama ispatlayamam.
Anayasal hakkını kullanarak seçimlerde YSK üzerinden endişesini dile getirip elektronik seçim sisteminde yolsuzluk olabilir, YSK’ya güvenmiyorum diyerek kendi kişisel fikrini paylaşan ve kendince uyarıda bulunan Nasuh Mahruki gibi düşünüyorum.
Elektronik oylama sistemini sizler Türkiye için güvenli buluyor musunuz? Bilemiyorum ama ölmüş yakınının maaşını almaya devam edenler, son derece güvenli gördüğümüz bankacılık sisteminde bile hesabından para çaldıranlar olduğu için, adına kredi çekilenlerin davalarını haberleştirdiğimiz için hatta kişisel verilerimizin parayla satıldığını duyduğumuz, Deep Fake videoları ile seçimlerin değiştiğini gördüğümüz, yapay zekanın ülkemizde her türlü üçkağıtçılığın önünü açtığını gözlemlediğim için, seçim güvenliğine dair kendisi ile aynı endişeyi taşıdığımı ve aynı fikirde olduğumu söylemeliyim. Trafoya giren kedilerle bile baş edemeyenlerin elektronik oylama sistemi ile ilgili tüm hazırlıklarımız yaptık demelerini de şaşkınlıkla okuyorum.