Evet, hiç değilse ben öyle sanıyorum…
Önümüzde duran o kocaman ama basit sorun, daha basite indirgenemez…
Sorun basittir ama, sonuçları yakıcıdır.
Sonuçları, bir ülkenin geleceğini ciddi, geri dönülemez tehlikelere sürüklemektedir.
O sorunun tepesinde Muharrem İnce pineklemektedir.
Onun kişiliği, belirsiz sakıncalı, kaypak karakteri sorunun en tepesinde bağdaş kurup oturmaktadır.
Basitliğin özeti iki satırda şöyle özetlenebilir:
Muharrem İnce’nin anketlerde oy oranı nedir?
**En iyisinden % 7
**Gerçeği ise, % 3-4…
Üstelik gittikçe, her geçen gün aşağılara doğru tökezlenen bir ivme izlenmektedir.
Ama…
Muharrem İnce’ye kapı aralarında kendisine bahşedilen önemli ve ciddi bir görev vardır.
Muharrem İnce bu görevi yerine getirmek için canla başla çalışmakta, insanlarımızı ve özellikle de onun geçmişini pek bilmeyen genç insanlarımızı kandırmak için orasını-burasını yırtmaktadır…
Sorun kısaca budur.
Çözümü ise, aydınlanmadır.
Farkındalığı artırma, bu görevli memurun geçmişte yapıp ettiklerini, vaktiyle üstlenmiş olduğu benzer görevleri sorgulama, öğrenme ve idrak etme sorunu tümüyle çözecek temel unsurlardır.
Onun peşine [şimdilik her nasılsa takılan] iyi niyetli, samimi insanlarımızı ayrık tutarak şu [yine  basit] gerçeği  açıklıkla ortaya koymamız gerekiyor:
Muharrem İnce yandaşlarının önemli bir kısmı; CHP’yi bir çıkar aracı olarak görüp, nasibini tırtıklayamamış olanlarla… [artı] AKP’nin profesyonel tirollerinin önlerine serdiği kaygan zeminden kendilerini kurtaramamış yurttaşlarımızdan oluşmaktadır.
Tekrar ediyoruz: 
*** Konu olağanüstü basittir. Gerçekler ayan-beyan orta yerdedir.
*** Gerekli olan tek şey: Farkındalığımızı öne çıkartmak ve bilemektir.
*** Aksi halde, bu güzelim ülkeye yazık olma riski hemen önümüzdedir.
Ya da her şey çok güzel olacak; hak-hukuk-adalet gerçekleşecek; sosyal devlet yeniden inşa edilecektir…
Bu kadar basit!

http://www.soruyusormak.com