Ülkemiz, ekonomi en başta olmak üzere büyük iç ve dış sorunlarla baş başa…
Halkımız bir umutsuzluğun içinde ve sessizliğe gömülmüş gibidir…
Bu sessizliğin bir çığlığa ve patlamaya dönüşme olasılığı gözardı edilmiyor toplum bilimcilerince…
Toplumun yaşanan gelişmelerden sonra özellikle siyasete olan ilgisizliği ve güvensizliği had safhada görünüyor…
Böyle sıkıntılı bir süreçte muhalefetin büyük bir umut olması gerekirken, muhalefet birbirine düşmüş, yeni bir siyaset ve umut üretemiyorlar…
CHP’nin kendisini yenileyerek, geçmiş hatalardan ders alarak, sorunların özüne inerek çözüm üretme beklentisi ve isteği; ne yazık ki sanki ülkede hiçbir şey olmamışçasına hareket eden parti üst yönetimlerine tosluyor…
***
CHP’de, il ve ilçelerde kongreler süreci yaşanıyor.
Didim’de de İki listenin yarıştığı kongrenin katılımcısı olarak, kongrenin yapıldığı salondaydım…
Kongre katılımcıları parti üyeleri ve delegelerinin üzerine sinmiş bir umutsuzluğu görebilmek o kadar zor değildi. Katılımcılar, bir şölen bir heyecan duygusuyla değil de bir görevi öylesine yerine getirmek için orda bulunuyorlarmış izlenimi uyandırıyorlardı… Katılımcıların çoğunluğu kadınlardan oluşuyordu. Öteden beri Didimli kadınların siyasete ilgileri ve çalışmaları üst düzeyde… Temsil konusunda ise her zaman erkek egemen siyasetçiler tarafından geri plana atılıyorlar…
Aydın ilimizin erkek egemen demirbaş milletvekilleri Bülent Tezcan hariç diğerleri Didim CHP İlçe kongresindeydiler…(Bu arada, Aydın ilimizde CHP Hariç, diğer partiler, geçen seçimlerde kadın adaylarını kazanılacak sıralarda – ilk sıralarda- aday gösterirlerken, Aydın CHP’de kadının esamisi okunmamıştır…)
İlçe kongresi olunca, ilimizin CHP’li milletvekilleri konuşmalarla kendilerini gösterebilme fırsatını yakalamış olduklarından nutuklarını atmaya biz de dinlemeye başladık…
“Beni bir dönem milletvekili seçin başka bir şey istemem” diyerek milletvekili seçilen sonrada demirbaş olarak her dönem listelere konan milletvekil(ler)inin katılımcılara yönelik üsluplarını doğrusu yadırgadım… Bir ara kendimi dolgu malzemesi olarak görmeye başladım. Diğer bir tanımla marabalaştırılmış gibiydik sanki. Hükmedici, egemen, otoriter bir dille biz burada bir gücüz, güç olduğumuz içinde her dönem milletvekili adayı gösteriliyoruz, sizler de kim oluyorsunuz derler gibilerdi sanki…
Anlaşılan oydu ki milletvekillerinin de değişim- gelişim ve yerlerini koruma refleksleri yönünde akılları karışmış gibiydi. CHP’yi bir aile gibi görüp, bazı eleştirilerin parti içinde kalması yönünde CHP’li dinleyicileri uyarırlarken, önemli konumdaki bir CHP’linin beğenmediği söylemini ise isim vererek partililere duyurması ise hem bir çelişkiyi hem de siyasi etiğe sığmayan bir çelişkiyi içinde barındırıyordu…
Zaten maraba gibi gördükleri marabalarının partileri hakkında söz isteyip konuşmalarının başlayacağı sırada milletin vekilleri zaten ortadan çoktan kaybolmuşlardı… Marabalar da kendi kendilerine böylece nutuk atma fırsatını bulmuş oldular…
***
DİDİM YERELİNDE SİYASET NASIL ŞEKİLLENİYOR…
Bir blogger ve köşe yazarı olarak yıllardır siyasi yazılar yazıyorum… Süreç içinde bu yazılarda kendi çelişkilerimi ve yanlışlarımı da yaşadığım oldu…
Didim CHP ilçe kongresinden önce adayların ve grupların belirlendiği süreçte; yönetime talip olan grupların mesleki dağılımları dikkatimi çekince “Didim’de yerel siyaset ve inşaat sektörü” başlıklı bir yazı kaleme aldım… Didim yerel siyasetine geçmişte olduğu gibi günümüzde de en çok inşaat sektörüyle uğraşanların ilgi gösterdiğini gözlemlerime ve verilere dayanak ortaya koyan ve bunun nedenini yorumlayan bir yazıydı bu…
CHP İlçe yönetimi seçiminde iki grup yarıştı ve iki grup yönetimi de inşaat sektörü kökenlilerin çoğunlukta olduğu gruplardı.
Didim’in hızlı ve çarpık betonlaşmasının temel nedeni de bana göre;
inşaat sektörü ağırlıklı olarak yerel yönetim oluşumlarıydı. İnşaat sektörü yerel iktidar yönetiminde olduğu zaman planları projeleri kendi istekleri doğrultusunda kolay onaydan geçiyordu ve daha çok para kazanmalarının da yolu açılıyordu…
Dikkatimi çeken diğer bir konu da, ilçe başkan adaylarının konuşmalarından anladığım kadarıyla bu iki grubun da Didim’in çevre sorunlarını öne alan bir temel görüşleri yoktu. Kaldı ki Didim büyük çevre sorunları yaşıyor. Didim bir talanın içinde… Gittikçe Didim’de yaşayanlar çevre sorunlarıyla boğuşacak, turizm geriye gidecek, halkın yaşam alanları git gide daralıyor daha da daralacak… İnşaat ağırlıklı yönetimlerin ise böyle bir sorunları olmadığı anlaşılıyor…
Kongreye katılan üyeler ve delegeler ise ben de içlerinde olmak üzere sadece bir dolgu malzemesiydik sanki...
***
Didim yerelinde siyasetin oluşumuna gelince; öncelikle siyasetle uğraşanın ve yönlendirenin çok parası olacak, kaz gelen yerden tavuğu esirgemeyecek… Parti üyelerini kendi kafasına göre kaydettirecek, yönlendirecek, mahalle delegelerini kendi listeleyecek, parti delegelerine işaret ve tüyo verecek… Kısacası üye ve delege ağalığını sistemli hale getirecek…
Zaten görünen o ki; Didim’de özellikle inşaat sektöründen parayı görenler- zenginleyenler- kendilerini tam anlamıyla siyasetin içinde buluyorlar. Paralarıyla siyaset yapacaklarına kendilerini inandırıyorlar, bu yönde çok da para harcıyorlar…
***
Didim CHP İlçe yönetimini Mavi liste kazandı. Başkan Ahmet Yılmaz’a ve yönetimine başarılar diliyorum. Umarım Didim’in çevre sorunları başta olmak üzere; Didim halkının sağlıklı bir çevrede yaşaması yolunda; Didim’in sorunlarına çözüm bulmaya gayret ederler.
Yeni yönetimin; Didim’in estetikten yoksun çarpık betonlaşmasına ve her tarafı beton yığınına çevirecek; Didim’i yaşanmaz hale getirecek anlayışlara ve projelere karşı bir duruş ortaya koymalarını da bekliyoruz.
Ayrıca umarız ki: Didim’in sağlam temelleri olan tarihsel hikâyelerine sahip çıkarak; felsefi düşüncenin doğduğu Milet Antik kentini ve Thales’i öne çıkaran bir çalışmanın içinde olurlar…