Bir öğrenci derslerini istenilen biçimde yapıp sonuçlandırırsa başarılıdır. Sınavı başarırsa sınıfı geçer veya bir üst okula başlama hakkını kazanmış olur.
Matematik ve diğer fen derslerinde verilecek cevaplar kesindir. Bu nedenle not vermek öğretmen için kolaydır.
Sosyal Bilgiler, Yurttaşlık Bilgi derslerinde, edebiyat konularında not verirken durum değişir. Öğretmen, öğrencinin hal ve gidişine, derslerde gösterdiği çabaya göre karar verir.
İki yıl boyunca yaşanan pandemi döneminde öğrencilerin başarması için, donanım gerektiği çok açık ortaya çıkmıştır. Evinde internet bağlantısı iyi olan, ana babasının tahsili olan öğrenciler dersleri takip etmişlerdir.
Bir sınıfta öğrencilerin sosyal sınıf arasındaki farkı kadar başarısı eşit orantılıdır. Seminer ve uygulama dersimizde bir fil ile maymunu ağacı tırmandırma yarışını misal verirdik.
Kurnazlıkla kazanmayı anlatmak için, tavşan ile kirpi yarışını karşılaştıran fabl hikâyesini okurduk. Tavşan tek bir kirpi ile yarıştığını sanıyordu, halbuki iki kirpi ile yarışmıştı.
Tilki, sesin çok güzel dediği, karganın ağzından düşen peyniri kapmıştı.
Bir sınıfta, tamamının başarılı olması, öğrenciyi bulunduğu yerden alarak, farklılıkları göz önünde tutarak, öğrenim metotları geliştirip, uygulamakla mümkün olur.
Bir politikacı başarılı olur, eğer seçmenlerine verdiği sözleri tutarsa, yerine getiremediği sözleri inandırıcı argümanlarla açıklarsa tekrar seçilir. Bu seçim siyasetçinin karnesidir. Başarısının ölçüsüdür, değeri ve ödülüdür.
Türkiye’de 28 Mayıs Pazar Günü yapılan 2. Tur Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce sosyal medyada çok ilginç yayınlar vardı.
Her iki adayın çıkış noktasında ve koşu yarışında ellerindeki güç ve donanımları, resimle izah edilmişti.
Muhalif kesimin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun resmî iletişim, görsel yayınları, yargı, asker, emniyet güçleri elinde değildi. Başlangıç noktasına gelene kadar seçim kampanyasında eşit donanımları yoktu. Taraftarların basın, medya ve söz hürriyetleri kısıtlıydı.
Yarıştan önce eşit imkân verilseydi, seçim günü barış içinde geçince İç İşleri sorumlusu Demokrasi Şöleni, diyebilirdi.
Bir ülkede en büyük sorun, muhaliflerin devleti temsil eden, iktidarı elinde tutanlara, yani devlete güvenini kaybetmeleridir.
Yaz tatilimi geçirdiğim Didim-Yeşilkent’te bazı komşular bana Almanya’dan örnek verme derler. Ama ben burada yaşıyorum.
Demokrasinin içinde deneyimim var.
Karşılaştırma imkânı, ülkelerin birbirinden öğrenme fırsatı, ancak insanların taşıyıcı olması ile mümkün olmuştur.
Alman toplumuna demokrasi hediye edilmemiştir. Savaşta galip gelen ülkeler dikte etmiştir. Demokrasi muhalifler sayesinde oturmuştur.
1950 yılında Bavyera Eyaletinde seçim kampanyalarında CSU (Hristiyan Sosyal Birliği) partisini seçmeyen dinsiz olur, denirdi.
Bilhassa radikal, sağcı AfD (Almanya için Alternatif Partisi) kurulana kadar Demokrasi Şöleni yaşanırdı. Bu partiye ihtiyaç yoktu. Zamanın Başbakanı Dr. Angela Merkel (CDU) 2015 yılında sığınmacı politikasında hata yapınca, bu parti ortaya çıktı. Hatası sığınmacılara sınır kapısını açması değil, kontrolsüz ve kayda geçirmeden ülkeye girişlerine izin vermesiydi.
Türkiye’de sığınmacı sorunu ilk sırada geliyor. Sorun kontrolsüz, sayıların tam tespit edilmemesinden ve elbette sayının alım kapasitesini aşmasından kaynaklanıyor. Savaş ve iklim sorunu yaratan ülkeler, Türkiye’yi yalnız bırakarak çözüm yoluna gitmişlerdir, para karşılığında her sorunu çözdüklerini sanıyorlar.
Sığınmacıların, Alman vatandaşı olmaları için önce mülteci olmaları gerekiyor. İşi ve oturacağı kiralık dairesi olması, suç işlememiş olması şartı koşuluyor. Alman vatandaşı olmadan emlâk sahibi olamıyor. Konuk işçi olarak altmış yıl önce gelen Türk göçmenlere, daha yeni 2023 yılında kolaylaştırılmış vatandaşlık verilmesi ön görülüyor. Ancak bu ilk nesil Almanca dil testine tabi tutulmayacak. Yasanın bu Yaz yürürlüğe girmesi bekleniyor. İlk nesilden hayatta olanların sayısı çok az kaldı.
Eşit şartlarda seçim sınavına giren politikacılar arasında kıyaslama yapılabilir. Şayet Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse, tarihe emsali görülmemiş bir başarı olacaktır.
Parlamenter sistem uygulanırsa, herkes rahat eder. Seksen beş milyon vatandaş huzur içinde yaşar. Yargıya, devlete güven geri gelir. Ülkenin sınırları korunur. Sığınmacıların gideceği ilk ülke Amerika, ikinci ülke İngiltere olmalıdır. Üçüncü sırada Avrupa Birliği ülkeleri gelir.
Kısacası Almanya’da oturmuş demokrasi muhaliflerin direnmeleriyle mümkün olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu şartlar da kazanmasa bile tarihe, gönüllere mertçe, dürüst duruşuyla girecektir. Gelecek nesillere iyi örnek olacaktır. Tüm kürede sosyal demokratlara çok önemli ders vermiştir. Türkiye’ye kazandırdığı çok sesli demokrasi ve iktidara verdiği dersle anılacaktır.
Başarısı istatistikle ölçülemez, sayısal olarak seçimi kaybetse bile sosyal demokratlar ülkeye kazandırdıkları için kutlamayı ihmâl etmemelidir.
Hoşça kalın!
Not:
Bu makaleyi 28 Mayıs 2023, 2. Tur Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce yazmıştım. Yazı düzenini bozmamak için ilave yapmıyorum.
Öğretici bir anı olarak kayda geçmesi, gelecek seçimler için önemlidir.