Sanat var olmasaydı,
Gerçeğin kabalığı dünyayı katlanamaz kılardı. “
Dört bir yanı tarih kokan ve antik şehirlerle dolu bir ülkede yaşadığımızı bazen unutuyoruz. Hayatın ritmine kalıp gittiğimiz günlere bir mola vermek istediğimizde bizi geçmişe götüren, biraz düşündüren ve hayran bırakan antik kentlere gitmek gerekir diye düşünüyorum. Aslında Nysa’ya daha önce de gitmiştim ama bu kez daha bir büyüledi beni. Bu sebeple sizlere de tanıtıp gitmenize vesile olmak istedim. Nysa.. Kulağa da pek hoş geliyor değil mi? Anlamı ise; Bir Hellenistik dönemde Sultanhisar’da kurulan antik kente verilen bu isim aynı zamanda Nysa Dağı’na da adını veren bir peri kızı. Hikayesi ise mitolojiye dayanıyor. Efsaneye göre Hermes, çocuk Dionysos’u büyütmesi için Nysa Dağının perilerine emanet etmiş. Nysa’lılar inşa ettikleri tiyatronun sahne binasında, Nysa’nın tanrısı olan Dionysos’un yaşamından kesitlere yer vermişler.
Anlam ve hikayesinden de anlayacağınız üzere
Antik Çağ”da büyük bir öneme sahip olan Nysa , Aydın Dağlarının güneye bakan yamacında Tekkecikdere adlı akarsuyun çevresinde çok dik bir boğazın oluşturduğu alanın her iki yanında kurulmuş romantik görünümlü bir tür “çifte kent” aslında. Tarihi ise taaaa MÖ 3. yüzyıla kadar uzanıyor. Nysa Antik Kenti dönemin eğitim ve bilim merkezi olarak biliniyor. Antik kentte sizi karşılayacak ilk yapıt ise neredeyse 12 bin kişilik kapasitesiyle antik tiyatro. Kim bilir bu sahnede ne oyunlar oynanmıştır... Antik kentin tam altında bir de havuz yer alıyor, eğer tiyatro oyunları denizde geçen savaşları ele alıyorsa sahne alanının oyun için sularla kaplandığı söyleniyor. Antik tiyatro kadar etkileyici bir diğer yapıt ise Nysa Antik Kent Kütüphanesi. Efes Antik Kenti’ndeki Celsus Kütüphanesi’nden sonra Anadolu’da en iyi korunmuş kütüphane olarak biliniyor. Nysa yolunuzu Aydın’a düşürmek için harika bir sebep aslında. Nysa Antik Kenti’ne uğramadan ve tarihte kısa bir yolculuk yapmak çok iyi hissettirecek, emin olun.
Gelecek hafta tekrar buluşmak üzere
Dostça kalın..