Bir milletin kaderini değiştiren gün
Kardeşliğin Silah Arkadaşlığına Dönüştüğü An yüzyılın en çalkantılı yıllarında, Kafkasya adeta ateş topuna dönmüştü. 1917 Bolşevik İhtilali’nin ardından bölgede otorite boşluğu oluşmuş, bu boşluktan faydalanan Ermeni çeteleri ve Bolşevik birlikleri Azerbaycan Türklerine ağır zulümler yapmaya başlamıştı. Mart 1918’de tarihe “Mart Olayları” olarak geçen bu katliamlarda on binlerce sivil Türk en vahşi yöntemlerle şehit edildi.
İşte bu karanlık günlerde Azerbaycan halkının imdadına, Osmanlı Devleti’nin Kafkas İslam Ordusu yetişti. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa (Killigil) komutasındaki bu kahraman ordu, Anadolu’dan ve Kafkasya’dan gelen yiğit Mehmetçiklerle birlikte Türk–İslam kardeşliğinin sarsılmaz timsali oldu.
Bakü’ye Giden Yol
Kafkas İslam Ordusu, Nuri Paşa’nın stratejik dehası ve Mehmetçiğin iman dolu yüreğiyle zorlu bir sefer yürüttü. 15 Eylül 1918 günü Bakü’ye girildi. Şehrin sokaklarında ezan sesleri yeniden yankılanırken, kardeş Azerbaycan halkı gözyaşları içinde Mehmetçiği karşıladı.
Bu zafer yalnızca bir askerî başarı değil; Türk milletinin kader ortaklığının, dilde, gönülde ve ülküde birliğinin canlı nişanesi idi. Bakü’nün kurtuluşu ile Azerbaycan’ın bağımsızlık yolundaki adımları güçlenmiş, Türkistan’dan Anadolu’ya uzanan hat üzerinde kardeşlik bağı daha da perçinlenmişti.
Şehitlere Minnet, Kahramanlara Şükran
Bakü’nün kurtuluşunda şehit düşen yüzlerce Mehmetçik, bugün Azerbaycan topraklarında Şehitler Hiyabanında ebedî uykularındadır. Onların mezar taşları, Türk dünyasının ortak hafızasında “unutma, unutturma” çağrısı olarak yükselmektedir.
Nuri Paşa ve silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla yâd ediyoruz. Onların mirası, bugün Türk Devletleri Teşkilatı’nda, ortak ordular fikrinde ve her fırsatta dile getirilen “İki devlet, bir millet” şiarında yaşamaya devam etmektedir.
📌 Kutu Bilgi
* Tarih: 15 Eylül 1918
* Komutan: Nuri Paşa (Killigil)
* Ordu: Kafkas İslam Ordusu
* Sonuç: Bakü, Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden temizlenerek Azerbaycan Türklerine teslim edildi.
* Anlamı: Türk–İslam kardeşliğinin en büyük askerî destanlarından biri.
Nuri Paşa’nın Sözü
“Kardeş Azerbaycan’ın kurtuluşu için geldik. Bu topraklarda Türk’ün şerefi ve İslam’ın azizliği için can verdik, vermeye de hazırız.”
Son Söz
Bugün, Bakü’nün kurtuluşunun yıldönümünde; Nuri Paşa’yı, Kafkas İslam Ordusu’nun kahraman Mehmetçiklerini ve Azerbaycan’ın istiklal mücadelesinde canını ortaya koyan bütün yiğitleri rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
Gençliğinden Cepheye
Nuri Killigil Paşa, 1890 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Harp Okulu ve Harp Akademisi’nden yetişmiş, daha genç yaşlarında Osmanlı ordusunun disiplinli ve azimli subayları arasında yerini almıştı. Enver Paşa’nın kardeşi olması, ona yalnızca bir soy bağını değil; aynı zamanda idealleri paylaşma sorumluluğunu da yükledi.
Genç yaşında askerî görevler aldı, kısa sürede cesareti ve ileri görüşlülüğüyle dikkat çekti. I. Dünya Savaşı yıllarında farklı cephelerde bulunmuş, ama en büyük izini Kafkasya’da bırakacaktı.
Kafkas İslam Ordusu’nun Doğuşu
1917’de Rusya’da Bolşevik İhtilali gerçekleşince, Kafkasya’da büyük bir boşluk doğdu. Bu boşluktan yararlanan Ermeni çeteleri ve Bolşevik kuvvetleri, Azerbaycan Türklerini katliama uğratmaya başladı.
Osmanlı Devleti, kardeş Azerbaycan’ın çağrısına kayıtsız kalmadı. Enver Paşa’nın girişimiyle, Kafkas İslam Ordusu kuruldu. Komutanlığı ise, güvenilirliği, cesareti ve teşkilatçılığıyla öne çıkan Nuri Paşaya verildi.
Sefer Yolu: Gence’den Bakü’ye
1918 baharında Nuri Paşa, Anadolu’dan ve Kafkasya’dan toplanan gönüllülerle birlikte harekete geçti. Önce Gence merkez yapıldı, ardından ordu hızla örgütlendi.
* Haziran 1918: Gence civarında Ermeni çeteleri püskürtüldü.
* Temmuz 1918: Şamahı hattında şiddetli muharebeler kazanıldı.
* Ağustos 1918: Göyçay, Kürdemir ve çevresi temizlendi.
* 15 Eylül 1918: Bakü Zaferi – Kafkas İslam Ordusu, şehre girerek Azerbaycan’ı işgal ve katliamdan kurtardı.
Bakü’de ezan sesleri yeniden yankılanırken, Azerbaycan halkı Türk ordusunu gözyaşlarıyla bağrına bastı.
Ne mutlu, bu destanı yazan kahramanların torunlarıyız!
Yaşasın Türkiye–Azerbaycan kardeşliği!
Mavi Didim’in değerli okuyucuları, tarih sadece geçmişin aynası değil, geleceğin pusulasıdır. Bizler de bu pusulayı iyi okumalı, tarihimize, ecdadımıza ve onların bize bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmalıyız.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle...
Ne mutlu Türk’üm diyene! 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla