Türkiye’de ve Almanya’da eyaletlerde sırayla yeni ders yılı zil çaldı. Derse başlamadan önce öğrencilerin dinlenme zamanı. Yaz tatilinin iyi geçmiş olması, iyi bir başlangıç için oldukça önemlidir.
Son yapılan bir araştırmaya göre Almanya’da bazı eyaletlerde başarının oldukça düşük olduğu görülüyor. Berlin başşehir eyaletinde Almanca dil yetersizliği tespit edilmiştir.
Birinci sınıfa yeni başlayan çocuklar sağlık yoklamasından geçti. Veliler, okul doktorların tavsiyelerini tüm bir ders yılı boyunca dikkatle yerine getirmelidir. İyi ve doğru beslenme ile okulda başarı arasında sık bir bağlantı vardır.
Ders sonu, çocuğunu okuldan alan ana babalar cep telefonuyla değil çocukla meşgul olmalıdır. Çocuk okulda yaşadıklarını anlatmayı alışkanlık haline getirmelidir.
Okulda ve yolda ayrımcılıkla karşılaşmaya karşı, çocuk iyi donatılmalıdır. Göçmen kökenli aileden gelen veya özürlü çocuklar aşağılanma ve ayrımcılığa uğrayabilirler. Bugün mobbing diye adlandırılan olay çocuğun ruhsal hasta olmasına sebep olabilir.
Tüm Almanya hatta Avrupa’da kaliteli eleman noksanlığında okullar da nasibini almıştır. Öğretmen açığı kapatma amacıyla öneriler yeterli değil. Örneğin üniversite tahsili olanlara uygulanan seminerlerle öğretmen olmaları sağlanıyor. Yarı çalışan öğretmenlere tam saat çalışmaları uygulanıyor.
Berlin başşehir eyaleti yıllardır öğretmenleri devlet memuru yapmadı, ücretli memur olarak görev verildi. Bu nedenle genç öğretmenler diğer eyaletlere gitti.
Stuttgart hava limanında, geldin yarın çalışma istemiyorsun.
O halde sevdiğin işi yap, öğretmen ol, levhası ile mesleğe ilgi uyandırılmaya çalışıldı. Berlin’de Kültür Senatörlüğü dairesinden, garson olmaktansa öğretmen ol, levhası ile mesleğe ilgi uyandırılması, eleştiriye maruz kaldı.
CDU Hristiyan Demokrat Parti genel Başkanı Friedrich Merz, Bavyera eyaletinde bir seçim kampanyasında, Kreuzberg ilçesi Almanya olamaz sözüyle, yine göçmen kökenli insanların çoğunlukta yaşadığı ilçeyi dışlaması, tepkilere sebep oldu.
Görlitzer Park’da öğretmen olma yolunda üniversite tahsiline devam etmeyen bir öğrenci söyleşide izah ediyor. Lise diplomasında not toplamı ekonomi bilim bölümüne kâfi gelmediği için öğretmen olmak istiyor. Üniversiteye başlayınca bu mesleğin kendisine uygun olmadığını anlıyor.
Almanya kendi içinde yaşayan cevherleri yetiştirmedi, onlara dini, dili, adı başka ve cildi koyu diye fırsat vermedi. Yurt dışından yetişmiş üniversite mezunu eleman getirerek sorunu çözmeye çalışıyor.
Çözüm okullarda ve öğretmen yetiştiren üniversitelerde. Uzun yıllar bütçe açığı yapılmasın diyerek, her alanda finansal kısıtlamaya gidildi. Böylece bugün devlet okul sisteminde, neredeyse 1945 yılı öncesi dramatik durum ortaya çıkmış oldu.
Toplumda çözülmeyen sorunların okulda birikmesi, öğretmen olma mesleğine ilgiyi azaltmıştır. Öğretmenler sendikası GEW çözüm önerileri de bu yönde sıralanıyor. Not verme, not ortalamasında esneklik olmalı, devlet bitirme sınavlarındaki zorluklar, engeller kaldırılmalıdır.
Okullarda, ailesinde göç hikâyesi olan öğrenciler çoğunlukta olduğu halde, öğretmen sayısı buna orantılı değil. Bu nedenle ayrımcılık ve ırkçı zihniyete karşı okul sisteminde savaşılması gerekiyor.
Öğretmenlere en zor gelen, davranış bozukluğu olan çocuklara ders vermek. O halde çocuk ruhsal hastalığa karşı daha önce korunmalıdır. Yani sorun yuva, kreş ve ana okullarında başlıyor. Hiçbir çocuk ruhsal sorunla, ruh hastası olarak doğmaz. Toplum, okul sistemi çocukların ruhsal sağlığını bozuyor. Sosyal sorunlar problem olmadan önce çözülmelidir.
Ben bu satıları yazarken, sosyal bilim okumak için dilekçe veren bir gencin, üniversiteden aldığı ret cevabına üzüntüsüne şahit oldum. Öğretmen olarak anlamakta zorluk çekiyor insan.
Öğretmen açığı sayıları tam tespit etmek oldukça zor.
Eyaletten eyalete sayılar değişiyor. Eğitim Bilim Sendikası verilerine göre 2035 yılına kadar 85.000 olacağı tahmin ediliyor.
Sevgili genç anne babalar sorunları dinleyin, sınıf veya okul aile toplantılarına mutlaka katılın. Almanya’da altmış yıldan fazla emeğimiz var. İlk nesle verilecek sözünüz olsun. Birinci nesil yaprak dökümünde Berlin, Almanya Dr. Ertekin Özcan’a ağlıyor. Sosyal Bilim insanı, şair, yazar birçok veli ve işçi derneklerde kurucu görev yapmıştı. Sendikalara üye olmanın önemini bıkmadan anlattı, kitaplar yazdı.
Bir dil bir insan, iki dil iki insandır, diyerek çocuklarımızın yabancı ve yaşadıkları ülkelerin dillerini öğrenmelerinin önemine vurgu yapardı. Artık başaran öğrenciler beş altı dilde tahsil yapıyorlar.
Hayatın, ömrün güneşi batarsa, anıların yıldızı parlar.
Geleceğe umutla yol almak, ancak o yolda emek sarf etmekle mümkün olur. Şimdiki çocuklar yaşadığı ülkelerde ve küresel yaşamda gezegenimize yön verecekler. Emek vermeden, her şey güzel olamaz.
Hoşça kalın!
Bu konuda okuduğum makaleler:
Harald Martenstein, Über die totale Niederlage des Bildungswesen, ZEIT Magazin Nr. 36 vom 24.08.2023, Seite 6
Dr.Ecz. Metin Uyar, Zil çalmadan bilmeniz gerekenler, Hürriyet Hafta sonu, 2-3 Eylül 2023, sayfa 10
Stefanie Schardin, Schulweg-Knigge, Chrismon Magazin 9.23, Seite 7
Masamda okumaya hazır çok sayıda Google’den makaleler, Schulbildung in Deutschland.