Düşünmenin, hissetmenin ve iletişim kurmanın bin bir yolu vardır. Nezaket, kibarlık; bu yolların en incelikli olanıdır. Ama teknoloji çağında, özellikle de yapay zekâyla kurulan ilişkide, bazıları nezaketi bir “gürültü” gibi görmeye başladı. Yeni araştırmalar, kaba ve doğrudan komutlarla çalışan dil modellerinin daha doğru yanıtlar verdiğini söylüyor. Bu doğru olabilir. Ama şu soruyu sormak gerekmez mi: Biz yalnızca doğru yanıtı mı arıyoruz, yoksa nasıl konuştuğumuzun da bir anlamı var mı?
ABD'deki Penn State Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada; ChatGPT gibi yapay zekâ sistemlerine verilen “kaba” komutların daha doğru sonuçlar verdiği ileri sürülüyor. “Tell me the answer” gibi kısa ve kesin komutlar, yapay zekâ açısından daha net bir yönlendirme sağlıyor. Oysa “Could you please explain…” gibi kibar komutlar, modele göre niyet belirsizliği yaratabiliyor.
Bu araştırmanın bağlamında ileri sürülen sav; insana benzeyen ama insan olmayan bir sistem için anlaşılır. Ancak şu ayrımı gözden kaçırmamalıyız:
Yapay zekânın matematiksel doğruluğu ile insanlığın ahlaksal doğruluğu her an aynı şey değildir.
Nazik olmak, yalnızca kibar görünmek değildir. Naziklik, dilin ötesinde bir varoluş tavrıdır.
Çünkü sözcükler, birer taşıyıcıdır. “Lütfen”, yalnızca bir kavram değil; konuşan kişinin karşındakine duyduğu saygının sessizce dışa vurumudur. Nezaket; bir insanın “ben senden üstün değilim, senin anına ve varlığına değer veriyorum” demesidir.
Yapay zekâya “yaz” demekle “rica ederim yazar mısın?” demek arasındaki fark, yalnızca sözcük sayısı değildir. Bu fark, konuşanın kim olduğuna ve nasıl bir dünya düşlediğine ilişkin ipuçları taşır.
Eğer yapay zekâyı eğitmek; onu insana daha yakın biçime getirmekse, bu durumda kaba komutları teşvik etmek bir çelişki yaratmaz mı? Kaba olmak, makineye bir şey kazandırabilir belki ama insana ne kazandırır? Hele ki insanın en değerli özelliği, iletişimdeki incelik ise…
Bu aşamada, şu soruyu yüksek sesle sormak gerekiyor:
“Biz teknolojiyle konuşurken onu daha iyi mi yapıyoruz, yoksa kendimizi daha az mı insan yapıyoruz?”
Kaba olmak, teknolojik olarak işe yarayabilir. Ama ahlaksal olarak doğru mudur?
Her “doğru çalışan” yöntem, “doğru olan” yöntem midir?
Ben kaba olamam. Çünkü kullandığım sözler benim aynamdı hep; hem başkalarına hem kendime tuttuğum bir ayna... O aynaya her baktığımda; saygıyı, düşünceyi, birlikte var olmayı görmek isterim. Bu yüzden “Lütfen bu paragrafı düzenler misin?” derken, hem paragrafı hem ilişkimizi
Elbette ki yapay zekâ komutlarla çalışır ama insan değerlerle yaşar.
Komut kısa olabilir, ama düşünce derin olmalıdır.
Dil net olabilir, ama kalp de kırılmamalıdır.
Yapay zekâdan doğru yanıt almak için kaba olmak gerekiyorsa; belki doğru soruyu sormalıyız artık:
“Biz ne için konuşuyoruz?”
Bilgi için mi? Güç için mi? Yoksa birbirimizi anlamak için mi?
Yoksa "yapay zeka ile aramızdaki ilişki; efendi köle ilişkisi mi?" diye sorduktan sonra bir başka yazımızda HEGEL'İN EFENDİ-KÖLE İLİŞKİSİNİ YZ BAĞLAMINDA TARTIŞMAK isterim.