Ülkelerin gelir kalemleri ve ihracat ürünleri günümüzde önemli ölçüde farklılaşmış ve çeşitlenmiştir. Geleneksel ihraç ürünlerinden farklı bir şekilde ayrışan turizm ise birçok ülke için önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır. Geçmişte hammadde, imalat, tarım ve hayvancılık gibi temel ihracat ürünleri ön planda iken günümüzde sinema sektöründen tutun da dijital programlara, e -ticaret ve sosyal medya platformlarına kadar, katma değeri yüksek ve sanal ortamda ihraç edilen ürünler revaçtadır. Turizm ise geleneksel ihraç ürünleri ile yeni ürünler arasına yerleşmiş hibrit bir konumdadır. Çünkü turizm sektörünü besleyen birçok ürün ve hizmet birimi vardır. Bu da turizmde yatırım çeşitliliğini önceleyen önemli bir etkendir. Günümüzde inanç, eğitim, müze, eğlence, sanat, kültür ve doğa sporları gibi ön plana çıkan turizm destinasyonları oluşmuştur. İlişkiler ağıyla bağlanan ve birbirini tamamlayan bu sektörler turizme önemli bir ivme kazandırmıştır.
Ülkemizde ağırlıklı olarak deniz- doğa- konaklama üçgeninde konumlanan turizm, son yıllarda tamamlayıcı ve alternatif enstrümanları da devreye alarak sektör çeşitlenmiştir. Turizm, sektör bağlamında sürdürülebilir ve rekabet gücünü halen korumaktadır. Pandemi, sosyal ve ekonomik sorunlardan dolayı yıllara göre farklılıklar gösterse de turist sayısı bakımından dünyada 5. gelirlerden de 7. sıradayız. Ülkemiz için bacasız sanayi diye tabir edilen bu sektör önemli gelir kaynaklarımızdandır.
Türkiye bu verilerle yoluna devam ederken birçok ülke değişik yatırımlar yaparak turizmde farklılık yaratma peşinde. Özellikle Akdeniz kıyısına odaklanan BAE ve Suudi Arabistan bu konuda önemli yatırımlar yapmayı planlıyorlar. Suudi Arabistan, inanç turizmin yanında Kızıldeniz'e 800 milyar dolarlık bir yatırım öngörürken, BAE' de Mısır'ın İskenderiye kentinde 47 km’lik sahile sahip bölgeyi satın aldı ve 150 milyar dolarlık bir yatırımı öngörüyor. Konut, lojistik, sanayi ve tarım alanında bütüncül bir şehir inşa etmeyi planlıyor. Yunanistan, yeşil kredi adı altında yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor. Portekiz, son yıllarda turizmde hatırı sayılır bir sıçrama yapmış durumda.
Bu yeni rakipler karşısında Türkiye turizm alanında önemli bir yere sahip. Bu yıl 60 milyonu aşan turist sayısı ve 50 milyar dolar gelir bekleniyor. Bu konuda yeni yatırımlar yaparak rekabet gücünü artırabilir. Deniz- kum- güneş üçlemesi artık yetmiyor. Yılın tamamına yayılmış ve turizm ürünlerini çeşitlendiren strateji ile sektöre ivme kazandırılabilir. Tarihi, kültürel, sağlık, gastronomi, doğa, festivaller, kongre ve spor aktiviteleriyle sezonu uzatmak ve fazla turist çekmek mümkün. Ayrıca Çin ve Hindistan gibi ülkelerden ülkemize turistlerin gelmesi için o ülkelerin geleneksel yaşamlarına hitap eden turizm paketleri hazırlamak turist sayısını artıracaktır. Ayrıca hizmet-fiyat dengesini gözden geçirmek ve yeni yatırımlar için cazip teşviklerle sektörün desteklenmesi gerekir. Sektördeki rekabeti dengeleyen politikaların geliştirilmesi Yunan adalarına giden turistlerin ülkemize yönelmelerini de sağlayacaktır.
Didim' e gelince; Ege denizinin müstesna bir yerine konumlanmış bu tatil beldesi turizmden yeterince payını almıyor kanaatindeyim. Bodrum - Kuşadası arasına sıkışmış bu turizm kentini farklı bir segmente taşımak mümkün. Turizm alanında sağlıklı ve tedricen bir büyüme Didim’i daha cazip hale getirebilir. İlçe gelişirken ne Bodrum’un asimetrik büyümesini ne de Kuşadası’nın metropol büyümesine benzememesi gerekir. Kendine özgü, mavi bayraklı koylarını koruyarak ve aşırı yapılaşmaya gitmeden kaliteli bir büyüme ve buna eklemlenecek çeşitli aktivitelerle Didim, turistler için farklı bir seçenek haline gelebilir. Tüm bunlar hem Didim'in ekolojik yapısını güçlendirir hem de turizm potansiyeli için komşu kentlerden pozitif ayrışan bir lokasyona sahip olmasını sağlar.
Son yıllarda değişen alışkanlıklar doğal olarak turizm sektörüne de sirayet etmiş durumda. Bu nedenle çevre ilçelerde olmayan ve farkındalık oluşturacak Didim’i bir turizm destinasyonu konumuna getirmek gerekir. Didim, konsept olarak hem tarihi, hem doğa, hem deniz, hem de gastronomi alanında tercih edilecek lokasyona sahip. Ekosistemini şekillendirecek ve kentin doğal dokusunu bozmadan yapılacak yatırımlar Didim'i özel bir yere taşıyacaktır. Bu potansiyeli optimize edecekler ise kentin yöneticileri ve sektör temsilcileridir. Türkiye turizminde önemli bir yere sahip olan bu kıyı kentimiz; altyapı, düzenli yapılaşma, çevreye duyarlılık, sosyal, kültürel ve ekolojik gelişmeyi önceleyen bir strateji izlerse önümüzdeki yıllarda turizm sektöründe farklı bir yere konumlanacaktır. Yeter ki sektör paydaşları ve yöneticiler güçlü bir irade ortaya koysunlar…