Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, TBMM Arşivi, İçişleri Bakanlığı Arşivi, Osmanlı Arşivi, Resmi Gazete Arşivi, Milli Kütüphane Kaynaklarına Göre İllerimizin Eski İsimleri
ADANA: Adana'yı kimlerin nasıl kurdukları konusunda elde kesin bilgiler yok. Ancak, Bizanslı Etien'in ilettiği bir söylenceye göre, Uranus' un oğulları Adanos ve Saros, Tarsus' la savaşarak burayı ele geçirmişler. Bunlardan Adanos kente ( Adana ) Saros da ırmağa (Seyhan) adını almıştır
ADIYAMAN: Adıyaman ilk zamanlarda, Piran Köyü'nün yerine kuruluydu ve Perre adını taşıyordu. Daha sonra Emeviler, buraya bir kale yaptırdı. Kent de Mansur'un Kalesi anlamına gelen ''Hısn Mansur'' adıyla anılmaya başlandı. Kent, 1. Selim zamanında alınınca Türkler, buraya Adıyaman demeye başladılar.
AFYONKARAHİSAR: Afyon türkülerinde sık sık "Hisar" sözcüğü geçer. "Hisarın bedenleri çevirin gidenleri" Bu hisar sözcüğünün Afyon türkülerinde sık sık yinelenmesi nedensiz değildir. Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular uzun süren bir kuşatmadan sonra ele geçirdiler. "Hisar" kuşatma anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere "Karahisar" dediler ve orada, kara taşlardan bir kale kurdular. Onaltıncı yüzyılda bölgede afyon yetiştirilmeye başlayınca, Karahisar'ın başına bir de Afyon eklendi ve şehir "Afyonkarahisar" adını aldı.
AĞRI: İsmi sınırları içindeki "ARARAT" dağından alır. Çok eski çağlarda yeryüzü korkunç bir su baskınınına uğradı.(Nuh Tufanı) Nuh peygamber bütün canlılardan bir çifti alarak bir gemiye bindirdi. Gemi Cudi (İslam kaynaklarına göre) (Hristiyan kaynaklarına göre de Ararat – Ağrı) dağına kondu. Ararat, önce aran sonra da Ağrı adını aldı.
AKSARAY: Selçuklu Sultanı İzzettin Kılıçarslan, şehirde cami, medrese, kümbetler ve büyük ve beyaz bir saray yaptırdı. Şelir "Aksaray" adını işte bu beyaz saraydan aldı.
AMASYA: Amasya şehrini tarihçi Strabon'a göre Amazon karalı Amasis kurdu ve ona Amasis kenti anlamına gelen "Amasesia" ismini verdi.
ANKARA: İslam kaynaklarında Ankara'nın adı ENGURU olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça "Üzüm" anlamına gelen Engür'den, ya da Yunanca'da Koruk anlamına gelen"Aguirada'dan türemiştir. Bazılarına Hint-Avrupa dillerindeki "Eğmek" anlamına gelen Ank ya da Sankskritçe de; "Kıvrıntı", anlamına gelen ankaba'dan veya Latince'den çengel anlamına gelen uncus'dan türediği ileri sürülmektedir. Frig dilinde Ank "engebeli, karışık arazi anlamına gelir." Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora, Ancora ve son olarak Ankara şeklini almıştır.
ANTALYA: MÖ ll. ci yüzyılda Bergama karalı Attalos ll tarafından kuruldu. Şehir önceleri ismini kurucusundan aldı ve Attaleia adıyla anıldı. Daha sonra bu isim Adalia, Antalia ve en son Antalya şekline dönüştü.
ARDAHAN: Ardahan'ın isim babası ise Gürcülerdir. Ardahan adı Gürcüce Ardana'dan gelmektedir.
ARTVİN: Kıldiyet Dağı'nın dik yamaçları üzerine İskitler tarafından kuruldu. Yaygın bir inanışa göre Artvin adı, kenti kuran İskit hükümdarının adından gelir. Sözcük, önceleri Artvani, sonrada Artvini biçiminde söylenmiş, zamanla Artvin'e dönüşmüştür.
AYDIN: İlk olarak Argoslar tarafından kuruldu. Anadolu beylerinden Aydınoğlu Mehmet bey'den aldı. Aydın, Mehmet beyin babasının ismidir
BALIKESİR: Şehrin adının eski hisar anlamına gelen Paleokastio'dan türediği sanılmaktadır. Halk arasında dolaşan bir söylentiye göre de balı çok anlamına gelir. Çünkü Kesir Arapça'da çok anlamına gelmektedir
BARTIN: "Parthenia"dan Bartın'a dönüşen adın kaynağı "Parthenios"dur. Bartın ırmağının antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde, Okenaus'un çocuklarından birisi ve "Sular Tanrısı"dır. "Sular ilahı veya Muhteşem akan su" anlamlarına gelir. Bir başka anlamı da "Genç Bakire veya Genç Kızlar için koro türküleri"... "Genç Bakire" ise, tanrıça Athena'nın bir sıfatı.
BATMAN: Batman ismi Orta Çağdan beri kullanılan gelmiş ve Batman Çayı ile bütünleşen bir isim olarak karşımıza çıkmıştır.
BAYBURT: Eldeki kaynaklara göre kasabanın ortaçağdaki adı "Paypert" ya da "Pepert" idi. Bayburt adı buradan gelmektedir.
BİLECİK: Bizanslılar döneminde burada Bilekoma adlı bir kale vardı. Osman Bey burayı alınca bu adı Bilecik olarak adını verdi.
BİNGÖL: Buradaki birçok göllerden dolayı bu isim kendisine verildi.
BİTLİS: Kimi tarihçilere göre, "Bageş" ya da "Pagiş" sözcüklerinden türemiştir. Kimilerine göre de Büyük İskender'in komutanı "Lis" ya da "Badlis" burada bir kale kurmuş. Bitlis sözcüğü bu komutanın isminden kaynaklanıyormuş.
BOLU: Önceleri Bithynion Romalılar döneminde ise Claudiopolis adı verildi. Türkler burayı alınca Claudiopolis sözcüğünü kısaltıp sadece polis dediler. Daha sonra bu da halk dilinde değişerek Bolu oldu
BURDUR: Eski adı Askaniya'dır. İsmini yanında kurulmuş olduğu Burdur gölünden alır.
BURSA: Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkentidir. Buraya kurucusu Bitinya kralı Prusias'ın adı verildi. (MÖ:ll.yüzyıl)
ÇANAKKALE: Marmara ve Ege denizlerini birleştiren Boğaz'daki şehir ve kasabaların en büyüğü ve il merkezidir. Boğazın doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Burada denizini şekli tıpkı bir çanağı andırır. Bugünkü ismini buradan alır.
ÇANKIRI: İlkçağda "Gangra" kalesinin eteğinde kuruldu. İsmini Gangra kalesinden alan Çankırı'ya yakın zamana kadar Çangırı ve Çenğiri deniliyordu.
ÇORUM: Rivayete göre Çoğurum kelimesinden türetilmiştir. Bu da bölgede zamanında Rumların çoğunluğu oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
DENİZLİ: Deniz-ili kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. İl eski Türkçe’de ülke, memleket anlamına gelir. Yani deniz memleketi denilir. Bir diğer rivayete göre de kelimenin aslı domuz-ili'dir. Bu da bölgede domuz çokluğundan kaynaklanmaktadır.
DİYARBAKIR: Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu ismin kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in memleketi anlamına gelir. Bunun nedeni de Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe boyunun buraya yerleşmiş olmasından kaynaklanır. Diyarbakır'ın eski adı Amid veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut kitabında Amid'e Hamid de denilmiştir.
DÜZCE: Adının nereden geldiği konusunda her hangi bir kayda rastlanmamıştır.
EDİRNE: Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir "Hadrianopolis" dını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değişimlere uğrayarak Edirne halini almıştır
ELAZIĞ: 1834 yılında Mezra denilen yerde kuruldu.1862 yılında buraya o sıradaki padişah Abdülaziz'in onuruna "Mamuretülaziz" adı verildi. Bu ismi uzun bulan halk onu Elaziz olarak kısalttı. 1937 yılında Elazığ'a çevrildi.
ERZİNCAN: Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından söylenir. Buranın eski adı Eriza'dır.
ERZURUM: Ardı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre de Selçuklular buraya Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o zamanlar bir tahıl ambarı olarak kullanılmıştır.
ESKİŞEHİR: Eski adı Doylaion'dur. 1080 yılında Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında burasını Bizans geri aldı. Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona "Bizim eski Şehrimiz" anlamına gelen Eski Şehir olmuştur
GAZİANTEP: Şehrin eski adı AYINTAB'dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu Antep olarak değiştirmiştir. Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6 Şubat 1921'de çıkartılan bir yasayla Gazi unvanı verildi.
GİRESUN: Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır.
GÜMÜŞHANE: Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre Gümüşhane denilmiştir.
HAKKARİ: Hakkâri kelimesi Kürtçe' den dilimize geçmiştir. Bu rivâyete göre kelimenin özü "Kar-in" olup "Her" önekini almıştır. Kürtçe' de "Kar-in", "-ebilmek" manasına gelip, insanın güç yetirebilme durumunu anlatır. Dolayısıyla "Hakkâri" kelimesi "hep güçlü, hep edebilen" anlamı vardır.
HATAY: Avrupalılar Çin'in kuzeyine "HITAY" derlerdi (Rusçada "Kitay"). "Hıtaylar" ismini taşıyan yarı göçebe Türk kabileleri 10. yüzyılda Mançurya'yı ve Çin'in kuzeyini işgal etmişler ve burasının ismi "Hıtay" kalmıştı. Atatürk "Hıtaylar"ın Anadolu'ya da gelmiş olduklarına inanıyordu. "40 asırlık Türk yurdu" saydığı Antakya'ya Hatay ismini bu yüzden vermişti.
IĞDIR: Iğdır''ın adı; 24 Oğuz boyundan 21'ncisi sayılan İç-Oğuzlar-Üç-Ok kolunun ve Oğuz Han''ın altı oğlundan biri olan Cengiz Alp''in en büyük oğlu olan "Iğdır Beğ" den gelmektedir. Bu boyun ilk başbuğu Iğdır Beğ''dir. Iğdır''ın kelime olarak manası "iyi, büyük, yiğit başkan, ünlü ve sahip" gibi anlamlara, Yazıcıoğlu ve Resid-Üd-Din''e göre ise "iyi, ulu, bahadır" manalarına gelmektedir.
ISPARTA: Büyük İskender Kral olduktan sonra (M.Ö. 356 - 323) Anadolu'nun Batısı Yunan egemenliği altına geçti. İskender öldükten sonra bile, daha 36 yıl bu bölge Atina'ya bağımlı kaldı. Bu yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan Ispartalılarla, Atina Yunanlıları, Anadolu'nun Batısına göç etmeye başladılar. Mora Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi; Isparta Kenti'ne yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin Isparta adını verdiler.
İSTANBUL: MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı BİZANTİON adı verilmiştir. Roma imparatoro Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla "Antion" olarak anıldı. Bizans İmparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre "Konstantin veya Konstanpolis" adı verildi. Araplar "Kostantiniye, Romalılar Konstantinopolis" demişlerdir. Daha sonra bu ismin kısaltılmış şekli olan "Stin-polis" deyimi kullanıldı. İşte İstanbul bu "Stin-Polis" şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında "İslambol" adını verdiler. Fakat daha sonra İstanbul olarak değiştirildi.
İZMİR: Şehrin asıl adı "SMYRNA"dır. İzmir kelimesi smyrna'nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyra'dan alır ve tanrıça Artemis İzmirli'dir. Kimi kaynaklara göre de, İzmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar'dır. (Hititler de buraya Navlühun adını vermişlerdir.
KAHRAMANMARAŞ: Maraş Hitit devrinde meşhur kumandan "MARAJ" tarafından kurulmuştur. Asurluların "Markasi" ve Romalıların "Germanikya" dedikleri bu şehre İslâm orduları fethedince "Mer'aş" veya "Reaşe", Türkler fethettikten sonra da "Maraş" denildi. "Mer'aş" "titreyen yer" demektir. Nil Vâdisi, Lût Gölü, Amik Ovası, Maraş arası zelzele bölgesidir. Bu sebeple Mer'aş denildiği söylenir.
KARABÜK: Karabük bir Cumhuriyet şehridir. Safranbolu ilçesinin bir köyü olan Öğlebeli'nin 13 hanelik mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde 13 hanelik Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir.
KARAMAN: İlk ismi Laranda'dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.
KARS: MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyunyününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.
KASTAMONU: Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana gelmiştir.
KAYSERİ: Romalılar Mazaka adlı şehri alınca buraya Kaysarea adını verdiler. Yani İmparator şehri anlamına gelir. Daha sonra Kayseri olarak halk arasında yayıldı
KIRŞEHİR: Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
KİLİS: Kilis adı Yukarı Mezopotamya da Pellada Cyrrhus denen bir kent ile aynı adı taşıdığı ve Osmanlı kaynaklarında Kilis kalesi olarak geçtiği görülmektedir. Bu sözcüğün okunuşu "Kiris" olup "Kilis" sözcüğüne fonetiği bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Grant Dictionier'de Cyrrhus'u "Kiris" anlamı da "Efendi" olarak yazmaktadır. Büyük olasılıkla 8. yy. da bölgeye gelen Türkmenler tarafından Kiris, Kilis diye söylenmiş ve bugünkü yeri Kilis olarak isimlendirilmiştir.
KIRIKKALE: Kırıkköyü ile kentin merkezinde bulunan Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaati yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde "Kırıkkal" şeklinde geçmektedir. Akıncıların hücum ettiğini duyan bizans kale komutanı, bütün barut dolu fıçıları mağlubiyete düştüklerinde havaya uçurulmasını emreder, nitekim düşündüğü gibide olur ve fıçılarla birlikte herşey yerle bir olur.şehrin ismi Şehitlerin kahramanlıklarını ve kimliklerini ifade eder
KIRKLARELİ: Kırklareli ismi, toprakları bünyemize katan 40 savaşçıdan gelir, diğer adları deliler veya akıncılar olarak bilinen bu savaşçılar kaleyi ele geçirirler fakat, buradan kurtulamayacağını önceden bilen Bizanslıların toplu intiharı ile onlarda bu topraklarda hayatını kaybeder.
KOCAELİ: Orhan gazi döneminde bu bölgeyi fetih eden Akçakoca isimli komutandan dolayı buraya Kocaeli denildi.
KONYA: İsa'dan önce 47-50 ve 53 yıllarında Hıristiyan azizlerinden St. Paul burayı ziyaret etti ve şehir önemli bir dinsel merkez olarak gelişti. Bu nedenle Hıristiyanlar ona, "İsa'nın tasviri" anlamına gelen "İKONYUM" adını verdiler. Abbasiler burayı alınca "Kuniye'ye" çevirdiler. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.
KÜTAHYA: Frigler buraya "Katyasiyum veya Katiation" adını vermişlerdir. Daha sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir.
MALATYA: Hititler döneminde buranın adı "Meliddu"dur. Halk tarafından Malatya olarak değiştirildi
MANİSA: Yunanca Magnesya'dan gelmiştir. Türkler burayı alınca Manisa olarak şehrin ismini değiştirdiler.
MARDİN: Mardin adı Süryanice'de Marde'den geldiği rivayet edilir. Romalılar "Maride" Araplar ise "Mardin" adını vermişlerdir. Diğer bir rivayet göre ise Kürtçedeki Mer-din yani erkek, yiğit –görmek kelimesinden geldiği söylenmiştir.
MERSİN: Mersin'e Mersin denilmesinin sebebi şimdiki Mersin Şehrinin yakınlarında eskiden MERSİNLİ adında bir aşiret varmış. Bu aşiret Türkistan'dan gelen aşiretlerdenmiş. MERSİN adı ile Anadolu'da daha yedi, sekiz tane köy vardır ki, MERSİN adı bu Mersin adındaki Türk Oymağının adına göre konmuştur.
MUĞLA: Eski adı "Mobolla"'dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.
MUŞ: Bir rivayete göre süryanice'deki suyu bol anlamına gelen Muşa'dan diğer bir rivayete göre ise Şehrin kurucusu "Muşet'den gelmiştir
NEVŞEHİR: Onsekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı "Muşkara" idi. Daha sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.
NİĞDE: İlkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim yaşadığından bu şehre isimlerini vermişler. Arap kaynakları şehre "Nekide veya Nikde" demişlerdir. Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.
ORDU: Eski adı "Kotyora"dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe uğramıştır.
OSMANİYE: Osmaniye'nin adı farklı bir kaynaktan Arapça Otman'dan almıştır
RİZE: Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır.
SAKARYA: Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır.
SAMSUN: Eski adı "Amisos"dur. Samsun ismi bu kelimenin halk arasından değiştirilmesidir.
SİİRT: Siirt adının Keldani aslından geldiği ve şehir anlamına geldiği söylenir. Diğer bir ravayete göre ise Sert kelimesinin bozulmuş şeklidir.
SİNOP: Sinop ismi Sinope isimli bir Yunan Tanrıçasından doğru gelmektedir. Şehrin önceki ismide Sinope dir.
SİVAS: Bu gün kullanılan Sivas isminin kaynağı hakkında ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bunların içinden 'Sebaste' Sebasteia eski yunancada (Augustus Şehri) ismi, Pontus kralı Polemon'un hanımı Pitodoris tarafından verilmiştir. Romalılar, Pont Krallığını egemenlikleri altına aldıkları zaman şehrin yönetimini Pont Krallığı'nda bırakmışlardı. Pont Kralının hanımı ise, Roma Kralı Augustus'un sevgisini kazanmak ve ona bir şükran ve sadakat ifadesi olmak üzere Yunanca'da Ogüst şehri anlamına gelen "Sebaste" adını verdiği sanılmaktadır.
ŞANLIURFA: Eski adı "Orhoe veya Orhai"dir. Dah sonra Araplar tarafından "R"ya çevrilmiştir. Bir diğer rivayete göre ise Kürtçeden gelmekte olup R yani güneş demektir. Şehir Babil hükümdarı Ramis-Nemrut tarafından kuruldu.
ŞIRNAK: Şırnak, Nuh'un Gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı'nın Kuzeyinde Şehr-i Nuh adıyla kurulmuş, önceleri Şerneh, daha sonraki yıllarda ise Şırnak adını almıştır.
TEKİRDAĞ: Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağlarından almıştır.
TOKAT: Eski adı "Komana Pontika"idi. Tokat adının Pontika adının halk arasından değişmiş şeklidir.
TRABZON: "Trapezus" sözcüğünden gelir. Anlamı dört Köşe’dir.
TUNCELİ: Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre Tunceli adı verilmiştir. Yani tunçülkesi demektir. (Tunceli'nin eski ismi Dersim'dir.)
UŞAK: Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak (ayınla söylenişi) kelimesinin aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir
VAN: Van'ı Asur kraliçesi Semiramis kurdu. Bundan dolayı şehre "Şahmirankent" adı verildi
ZONGULDAK: Kent merkezinin Üzülmez Deresi'nin ağız kısmında yer alması ve derenin ilk çağda "Sandra" adıyla anılması, burada kurulan yerleşmenin de "Sandaraca" adını taşıması nedeniyle, zamanla bu adın Zonguldak'a dönüştüğünü savlamaktadır.