Didim Felsefe Akşamları’nın konuğu: Dr. Ufuk Yaltıraklı Didim Felsefe Akşamları’nın konuğu: Dr. Ufuk Yaltıraklı

Didim’deki hayvanseverler de sokak hayvanlarına yönelik şiddete tepki göstererek basın açıklaması yaptı. 
Basın açıklamasını Birleşik Hayvan Koruma Derneği Didim temsilcisi Şehnaz Kasaplar okudu. Kasaplar, açılamasında şu ifadeleri kullandı:
Bugünlerde yüreği taşlaşmış, gözünü kan bürümüş küçük biz azınlık; Müslüman bir ülkeye, uygar bir ülkeye ve bir hukuk devletine yakışmayacak biçimde, zavallı sokak köpeklerine karşı toplatılıp öldürülsünler diye savaş açmış durumda.
Sokak hayvanları sorununun tek sebebi; bakımevi kurmayan, kısırlaştırma yapmayan belediyeler olmasına rağmen, hedefe sokak hayvanları koyularak onların toplatılması ve öldürülmesi isteniyor!
Ve bu cani grup yaptığı yayınlarda ‘Devlet Bizim Arkamızda’ diye iddia ederek küstah ve katliamcı söylemlerini her geçen gün daha da arttırıyor!
Sn. Bakan Vahit Kirişçi’ye STK’lar ile gönüllülerden görüş alınması çağrımızı defalarca ilettik, dikkate alınmadı.
Sn. Cumhurbaşkanımızın örnek gösterdiği Konya Büyükşehir Belediyesinde köpeklerin kafalarına küreklerle vurularak öldürüldüğü görüntüler yurt çapında büyük infiale sebep oldu. Bu barınağın büyük bölmelerine doldurulmuş binlerce köpeğin, aç ve sefil durumda ölen başka köpekleri yiyerek yaşamlarını sürdürmeye çalıştığı, orayı ziyaret eden gönüllülerce tespit edildi. 
Buna rağmen Sn. Bakan Vahit Kirişçi; ormanlara kurulacak dev barınaklara hayvanları sürgün etme gibi katliam ve üremede artış getirecek vahim yanlışları, yanlış kurumlar ile gündeme getirmeye devam ediyor. 


Belediyelerin görev ihmallerinin bedelini hayvanlara ödettirmeyeceğiz!
Hayvanların yaşam hakları için sonuna kadar mücadele edeceğimizi gerek kurumlara, gerekse ‘köpekler öldürülecek, gerekirse insan kanı da dökülecek’ diyen kanlı şer odaklarına buradan bir kez daha haykırıyoruz!
Bu gerçekler çerçevesinde aşağıda ana başlıklar olarak yazılan tespitlerin kamuoyu ve kurumlarca dikkate alınmasını önemle istiyoruz: 
1) 2004 yılına kadar bütçelerinde zehir ve kıyma almak için ödenek bulunan belediyeler, bu yıla kadar bu canları öldüre öldüre bitiremedi. 2004 yılında çıkan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen hala bakımevi kurmadılar, hayvanları toplarken birazını öldürüp kalanları da başka şehirlere, kırsala, çöplüklere atmaya devam ettiler. Öldürmek çözüm olmadı, kısırlaştırma da yapmadılar! 
2) Bu dönemde Konya, Balıkesir, Denizli, Samsun, Trabzon, İstanbul, İzmir, Aydın, Gaziantep, Erzincan, Kocaeli, Mersin ve Beykoz gibi büyük yaşam alanlı dev bakımevleri yapılan şehirlerde, bir taraftan katliamlar devam edip, bakımevlerinde hayvanlar aç susuz ölümlere mahkum edilirken; dev bakımevlerine götürmek bahanesi ile ilçelerin birbirlerine köpek atmaları sonucu sokak hayvanı sayısı patlayarak artmaya devam etti.
3) 7332 sayılı yeni yasada, bütün belediyelerin kendi sınırları içinde kısırlaştırma üniteleri, bakımevleri kurma zorunluluğu 3-4 yıl süre verilerek ötelendi.
4) Türkiye’deki 916 ilçede her gün 10 kısırlaştırma yapılsa, bir yılda 2 milyondan fazla kısırlaştırma sadece ilçelerde olabilirdi.
Bunun yanında 81 il merkezi ve büyükşehirlerde, günde ortalama 50 şer kısırlaştırma yapılsa yılda yaklaşık 1 milyon kısırlaştırma il ve büyükşehirlerde olurdu…
Yılda yaklaşık 3 milyon köpek kısırlaştırılır ve köpek nüfusu hızla azalmaya başlardı. DSÖ nün verilerine göre düzenli kısırlaştırma ile her yıl sayıda %30 oranında azalma olacağı düşünüldüğünde, sorunun 2 yıla kalmadan büyük ölçüde kontrol altına alınacağı açıktır. Bu gerçeklere dayanarak derhal kısırlaştırma seferberliği başlatılmak yerine, belediyelere bu iş için EK SÜRE verilmesini anlamak çok güç!
5.) Tek çözüm olan kısırlaştırma ile 2 yılda üreme kontrol altına alınabilecekken; tarım bakanlığı ve bazı siyasiler, kanlı şer çetesini de yanına alarak ormanlara dev barınaklara toplama odaklı çalışmaları ısrarla sürdürmekteler. bu tutum çözüm değil zulüm ve ölüm getirir!
6. Bu tespitler çerçevesinde, ilgili herkese sesleniyoruz!
Kadim kültürü merhamet olan Anadolu insanları ve biz yüreğini bu hayvanlar için ortaya koymuş gönüllüler, bir hukuk devleti olan Türkiye’de, bu hayvanlara katliam zulüm ve ölüm getirecek hiçbir uygulamaya izin vermeyeceğiz.
HABER: ELİF DİKBAŞ