Göç so­ru­nu tüm ge­ze­ge­ni­miz­de, bil­has­sa göç alan ül­ke­ler­de ilk sı­ra­da yer alı­yor. Sı­ğın­ma­cı ve göç ha­re­ke­ti seçim kam­pan­ya­la­rın­da ele alı­nı­yor, oy top­la­ma amacı top­lu­mun hu­zu­run­dan önce ge­li­yor.
Al­man­ya göç so­ru­nu­nu tar­tı­şır­ken bir za­man­lar Al­man­la­rın da zo­run­lu göç­men ol­duk­la­rı unu­tu­lu­yor.
Tarih bu­gü­ne ışık tutar, geç­miş­te ya­pı­lan ha­ta­lar­dan ko­run­ma­yı sağ­lar, de­ne­yim­ler­den fay­da­lan­ma im­kâ­nı doğar.
Alman Fran­sız ya­pı­mı ARTE TV’de dizi ha­lin­de Al­man­la­rın göçü konu edil­di, ki ha­tır­lan­sın ve çı­ka­rı­lan ders bu­gü­ne uy­gu­lan­sın.
Dizi ha­zır­la­yan Ta­rih­çi Wil­li­am O’Relly ile söy­le­şi ya­pı­lı­yor.
Camb­rid­ge Üni­ver­si­te­sin­de pro­fe­sör, ko­lo­ni ve göç ko­nu­la­rın­da araş­tır­ma ya­pı­yor.
Otuz yıl süren sa­vaş­la­rın so­nun­da 1648 yılı Al­man­ca ko­nu­şu­lan böl­ge­ler­den göç ha­re­ke­ti dönüm nok­ta­sı ola­rak sa­yı­lı­yor.
Se­bep­ler dini, eko­no­mi ve si­ya­si, sa­vaş­lar, ken­di­le­ri­ne ve aile­le­ri­ni daha iyi ge­lecek umudu. Mat­ba­anın ica­dıy­la okuma yazma oranı ar­tı­yor. Bu ne­den­le dün­ya­ya açıl­ma, göç etme ar­zu­su, ce­sa­re­ti ge­li­şi­yor.
Ka­to­lik inan­cın­da göç etmek günah sa­yı­lır­ken, Mar­tin Lut­her’in dinde re­for­mu bas­kı­ya, kor­ku­ya karşı ge­li­yor.
İlk göç­ler Rusya ve Bal­kan ül­ke­le­ri­ne olu­yor. Daha sonra Kuzey Ame­ri­ka’ya göç eden­ler­den yedi ki­şi­den al­tı­sı daha önce Rusya ve Bal­kan ül­ke­le­ri­ne göç eden, ama ara­dı­ğı­nı bu­la­ma­yan­lar.
Göç­ler kara yo­luy­la müm­kün ol­ma­dı­ğı için deniz yo­lun­da iş­li­yor. Ge­mi­ler bugün bil­di­ği­miz gibi ge­mi­ler değil, Af­ri­ka’dan kö­le­le­ri ta­şı­yan ge­mi­ler.
Yol­cu­luk çok zor ol­du­ğu için yolda ölen sı­ğın­ma­cı­la­rın sa­yı­sı bi­lin­mi­yor. Ancak pa­ra­sı olan­lar­la iş an­laş­ma­sı ya­pı­lı­yor.
Pa­ra­sı ol­ma­yan­lar köle gibi ça­lış­tı­rı­lı­yor. Kuzey Ame­ri­ka’nın göçe ih­ti­ya­cı vardı, önce teş­vik edi­li­yor, sayı ço­ğal­dık­ça sorun ol­ma­ya baş­lı­yor. Kaçak yol­lar­la göç­men ta­şı­ma en­düst­ri­si o za­man­da vardı.
ABD ku­ru­cu ba­ba­sı olan Ben­ja­min Frank­lin (1706-1790) 1753 yı­lın­da bir mek­tu­bun­da bu­ra­ya gelen Al­man­lar cahil, bil­gi­siz, aptal olan­lar, diye ya­zı­yor­du.
O zaman İngil­te­re Ko­lo­ni­si olan Pennsyl­va­nia için uyarı ni­te­li­ği ta­şı­yan dil, ge­le­nek gö­re­nek­le­rin yer­leş­me­si­ne izin ve­ril­me­me­li. Çok fazla Alman göç­men var, top­lu­ma uyum sağ­la­mı­yor­lar.
Bugün, Al­man­ya için Al­ter­na­tif Par­ti­si (AfD) ve bu par­ti­ye seç­men git­me­sin­den kor­kan Hris­ti­yan De­mok­rat Parti (CDU) tem­sil eden po­li­ti­ka­cı­la­rın söz­le­ri­ne ben­zi­yor.
17. ve 18. Yüz­yıl­da Kuzey Ame­ri­ka’da Al­man­ca ko­nu­şan azın­lık­la­ra Pfälzer de­ni­yor­du. Kendi ara­la­rın­da ka­lı­yor, dil, adet ve ge­le­nek­le­ri­ni ko­ru­yor­lar­dı, ev­li­lik­ler bu top­lum içine ya­pı­lı­yor­du.
Bi­rin­ci Dünya Pay­la­şım Sa­va­şı yıl­la­rı­na kadar ABD’nin resmî dili Al­man­ca ola­cak şe­kil­de, güçlü bir ko­num­day­dı.
Al­man­ya sa­va­şa sebep olan ülke du­ru­mu­na dü­şün­ce, 1920 yı­lın­dan iti­ba­ren baskı al­tı­na alın­dı. Adlar de­ğiş­ti, Al­man­lar kim­lik­le­ri­ni açık­la­mak­tan kork­tu­lar, asi­mi­le ola­rak kay­na­mış oldu. Al­man­ca yasak edil­di.
Bugün ABD 41 mil­yon va­tan­da­şın Alman kö­ken­li ol­du­ğu sa­yı­lı­yor. Bun­lar­dan biri olan Baş­kan Do­nald Trump’un göç­men­le­re karşı tu­tu­mu­nu an­la­mak­ta Dünya zor­luk çe­ki­yor. Aynı şe­kil­de Al­man­ya ‘da göç­men ve İslâm düş­man­lı­ğın­dan başka parti prog­ra­mı ol­ma­yan AfD’yi seçen göç­men­le­ri an­la­mak da çok zor.
1973 yı­lın­da Tür­ki­ye’den konuk işçi alımı dur­duk­tan sonra uzun yıl­lar Al­man­ya’da Türk­ler uyum sağ­la­mı­yor de­ni­yor­du, seçim za­ma­nı en çok tar­tı­şı­lan konu olu­yor­du.
Ta­rih­ten gelen Türk ve Tür­ki­ye düş­man­lı­ğı ya­pan­lar, Türk­le­rin dostu olan­lar­dan daha azdı, ama ses­le­ri daha fazla du­yu­lur­du. Su­ri­ye­li­ler ge­lin­ce, Or­ta­do­ğu sa­vaş­la­rın­dan sonra toplu halde düş­man­lık Müs­lü­man­la­ra karşı baş­la­tıl­dı, hâlâ devam edi­yor.
Çoğu kez göç­men­ler asi­mi­le ola­rak ço­ğun­luk top­lu­ma ka­tıl­mış­tır. Ta­rih­çi­ler yal­nız ti­ca­re­tin değil, sos­yal ya­şa­mın, in­san­lı­ğın, eşit pay­la­şı­mın da kü­re­sel ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ha­tır­la­tı­yor­lar.
Göç­men­ler git­tik­le­ri ül­ke­ler­de yerli halk­tan daha fazla ça­lış­mak zo­run­da ka­lır­lar. Bugün ABD’nin dün­ya­da ta­nın­mış fir­ma­la­rın ku­ru­cu­la­rın çoğu Alman kö­ken­li göç­men­ler­dir. İngi­liz­ce Di­li­ne geç­miş, kay­naş­mış Al­man­ca te­rim­ler var­dır. 1816 – 1914 yıl­la­rı ara­sın­da Kuzey Ame­ri­ka’ya 5,5 mil­yon Alman göç edi­yor.
Alman medya ve ba­sı­nı artık gör­mez­den ge­le­mi­yor. Al­man­ya’da Türk kö­ken­li iş ve­ren­le­rin sa­yı­sı her gün biraz daha ar­tı­yor.
Her ko­nu­da ba­şa­rı gös­te­ren genç­ler var. Alman ola­rak do­ğan­lar­dan çok daha iyi olmak, ça­lış­mak zo­run­da ol­duk­la­rı­nı kav­ra­dı­lar. Sorun eşit hak­la­ra sahip olmak.
Karar gü­cü­nü elin­de tutan beyaz sınıf ba­şa­rı­lı göç­men ço­cuk­la­rı­na yer aç­ma­lı, gö­rü­lür, ida­re­ci rolü olan iş­le­ri ver­me­si ge­re­ki­yor, ki barış ve de­mok­ra­si olsun.
Bu ma­ka­le­de Al­man­la­rın yal­nız Kuzey Ame­ri­ka’ya gö­çü­nü ele aldım. Diğer kıta ve ül­ke­le­re göç­le­ri başka bir ma­ka­le­de ele al­ma­ya değer. Ay­rı­ca ABD’nin ta­ri­hi de il­ginç bir konu. Dağ­dan ge­len­ler bağ­da­ki­le­ri kovdu. Yerli Ame­ri­ka­lı­la­rın ka­de­ri son za­man­lar­da ya­zıl­ma­ya baş­lan­dı.
“Tarih ge­le­ce­ğe yön verir, risk­le­re karşı uya­rır ve ör­nek­ler ve­re­rek fay­da­lı de­ne­yim­ler sunar.”
Prof.​Dr. Cihat Ka­ra­ali

Unut­ma­ya karşı koy­mak için tarih oku­ma­lı.

Hoşça kalın!
Kay­nak:
ARTE TV Ma­ga­zin, 11/2025, sayfa: 23-24