Tarih sahnesinde bazı günler vardır ki, milletlerin kaderini kökten değiştirir. İşte 26 Ağustos 1071… Malazgirt Ovası’nda Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın önderliğinde kazanılan bu zafer, yalnızca bir savaşın galibiyeti değil, Anadolu’nun ebediyen Türk yurdu olmasının mührü olmuştur.
Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in ihtişamlı ordusuna karşı, iman ve stratejiyle çarpışan Sultan Alparslan, yalnız Selçuklu tarihini değil, tüm Türk tarihini yönlendiren bir kapı araladı. Bu kapı, “Anadolu Kapısı”ydı. Artık Türk milleti, Orta Asya’nın uçsuz bucaksız bozkırlarından kalkıp bu topraklarda yeni bir medeniyet inşa edecekti.
Sultan Alparslan’ın savaştan önce askerlerine hitaben söylediği sözler, aslında zaferin ruhunu anlatır:
“Ya şehit olurum, ya gazi. Eğer şehit olursam, kefenim hazırdır. Eğer galip gelirsek, bu topraklar sizindir!”
Bu sözler, hem komutanın cesaretini hem de ordunun ruhunu besleyen ilahi bir irade gibiydi.
Malazgirt Zaferi, sadece bir askeri başarı değil; Türklüğün Anadolu’da varlık ve kimlik kazanmasının başlangıcı oldu. Ardından gelen fetihlerle Selçuklular, Anadolu’yu imar etti; camiler, medreseler, kervansaraylarla bu topraklara Türk-İslam kültürünün damgasını vurdu.
Bugün bizler, Malazgirt’i sadece bir tarih sayfası olarak değil, bir milletin yeniden doğuşu olarak hatırlamalıyız. Çünkü bu toprakların her karışında, Alp Arslan’ın yiğit askerlerinin alın teri, kanı ve duası vardır.
Türklüğün ebedi yürüyüşünde Malazgirt, “Öndeki ilk büyük adım” dır. Bugün bize düşen, bu ruhu diri tutmak; birlik ve beraberlikle bu emanete sahip çıkmaktır.
Ne mutlu ki; 954 yıl önce Malazgirt Ovası’nda yükselen tekbir sesleri, hâlâ bu toprakların semasında yankılanmaya devam ediyor.
Unutma, Unutturma: Malazgirt, Anadolu’nun tapusudur!
Başta Sultan Alparslan ve Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
bu toprakları bizlere ebedî yurt yapan Bütün şehit ve gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Malazgirt Meydan Muharebesi
(26 Ağustos 1071) – Sonuçları
* Bizans ordusu büyük bir bozguna uğradı, İmparator Romen Diyojen esir düştü.
* Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı.
* Türk boyları hızla Anadolu’ya yerleşmeye başladı.
* Selçukluların itibarı İslam dünyasında yükseldi.
* Türk-İslam medeniyetinin temelleri Anadolu’da atıldı.
* Malazgirt, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri oldu.
Mavi Didim’in değerli okuyucuları, tarih sadece geçmişin aynası değil, geleceğin pusulasıdır. Bizler de bu pusulayı iyi okumalı, tarihimize, ecdadımıza ve onların bize bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmalıyız.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle...
Ne mutlu Türk’üm diyene! 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla