Yazının başlığı Nasrettin Hoca’nın fıkrasından alıntı. 1984 yılında Hoca’nın fıkralarını ilkokul düzeyindekiler için şiir formatında sunmak için bir çalışma yapmıştım. O kitapçık için yazdığım önsözün bir kısmı ile üç fıkrasını okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Mizah, engel aşmak için kullanılan bir yöntemdir. Mizah, baskının arttığı süreçlerde daha çok gündeme gelir. Dolaylı anlatımlarla yük atma ve gönderme yapılır:

Bir zamanlar Konya Valisi,

Adam avcılık delisi.

Bırakmaz elinden okla yayı;

Titrettiğini sanır dünyayı…

Bir gün yolu düşer Akşehir’e,

Atıcılığını göstermek ister,

Gösteriş budalası olan çevresindekilere.

Canlı hedef dikilsin der orta yere.

Koşuşturur yağcılar bu emirle.

Onca adamın içinden bula bula;

Hoca’yı dikerler hedef yerine.

Hoca’nın başında kavuk, sırtında cübbe…

Başlar vali ok talimine,

Delik deşik olur kavukla cübbe…

Sonra vali der ki, çevresindekilere:

“Bu adama yeni giysiler verile.”

Hoca alnındaki teri silerken eliyle;

“Birde don isterim der valiye.”

Vali şaşırır Hoca’nı sözlerine ve der ki;

“Ben, zarar v erdiklerim verilsin dedim.”

Deyince, Hoca der ki valiye,

“Ona da ben zarar verdim!”

Tahminen günümüzden yedi yüz yıl önce yaşamış olan Hocamız hala bizimle…Daha uzun yıllar boyunca bizlerle birlikte sürdürecek yaşamını.

KIRK YILLIK SİRKE.

Birgün komşusu Hoca’ya:

“Sende kırk yıllık sirke var mı?”

Diye sorunca,

Hoca komşusuna; “Var” demiş.

Komşusu: “Bana biraz verir misin?”

Deyince, Hoca; veremem demiş.

Komşusu nedenini sorunca da;

“Her isteyene verseydim, şimdi kalır mıydı bende;

Kırk yıllık sirke?”

Çoğunlukla insanlar söylemek istediklerini doğrudan söyleyemeyince, dolaylı iletişim kanallarını kullanmaya yönelirler. Türk insanının her zaman söyleyecek bir şeyleri olmuştur kibirli ve despot yöneticilere…

KİME GÖZÜKÜRSEN GÖZÜK(!)

Hoca evlenir görücü usulüyle.

Çatar aksi ve suratsızın birine…

Eskiden kadınlar kapatırlarmış,

Gözleri dışında her yerlerini.

Bu nedenle aldanırmış Hoca gibilerde…

İşte böyle bir evlilikten sonra;

Sorar karısı Hocaya:

“Söyler misin efendi,

Senin akraban ve arkadaşların çok;

Ben kime gözükeyim, kime gözükmeyeyim?”

Soruyu şöyle yanıtlar Hoca;

“Kime gözükürsen gözük hatun…

Yeter ki bana gözükme!”

Hoca; tutuculuğa, bağnazlığa, yobazlığa, mantıksızlığa, baskıya, işkenceye ve zulme, soygun ve haksızlıklara karşı kullanılan etkili bir silahtır. Çünkü o dürüst, ilerici ve tutarlı kişiliğini Türk halkına ve dünya insanlık ailesine miras olarak bırakmıştır.

Hoca’nın fıkraları eğlenmek, gülüp geçmek için söylenmiş lafazanlıklar değil; her birinde ders alınması gereken önemli düşünceler vardır. Hoca’nın uyarılarına kulak vermiş olsaydık; bugün bulunduğumuz yer çok daha farklı olabilirdi! Eşeğine ters binen Hocaya nedenini sorduklarında; “Arkadan gelebilecek tehlikeleri görmek için.” Diye yanıtlar. Bu kez; “Ya tehlike önden gelirse diye sorduklarında verdiği cevap; “Onu eşekte görür…” der.