Hiç kuşkusuz, temel haklar doğrudan yaşamla ilişkilidir. Yaşama hakkı var olmakla kazanılan temel hakların önde gelenidir. Daha önce söylediğim bir şeyi tekrar edeceğim. Var olmak, varlık sürdürme potansiyelini bünyesinde barındırır. Farklı bir biçimde ifade edersek; varlık sürdürme var olmanın temel amacıdır. Var olma olgusu, verili koşullar bileşkesinde vücut bulur. Bu görece bir gerekliliktir. Yaşam alanlarının farklılığı, yaşama biçimini etkiler ve biçimlendirir. Tüm değişkenliklere karşın, temel haklar yaşamın ortak paydasında buluşur. Düşünme özgürlüğü ile başlayalım. Düşünme doğrudan kısıtlanabilecek olanlardan değildir. Düşünceyi kısıtlayan verili koşullardır. Sosyal, siyasi ve ekonomik koşullar düşünme evreninin sınırlarını belirler. Bu sınırlar özünde bir erişim sorunudur. Düşünce düşündükçe varlığına yeni halkalar ekler. Biz bunu şöyle özetleyelim; düşüncenin gıdası ve itici gücü uygun iklimdir. Uygun iklimde bireysel çaba ve katkılar yadsınamaz ancak, varlıklar istedikleri bir ortamda değil, önceden var kılınan ortamlarda vücut bulurlar. O zaman temel haklar bulundukları ortamlar dikkate alınarak tartışılmalıdır. Sevincini ve şükran duygularını hayvanları kurban ederek gösteren bir toplumda var olan birey; çıkış kapılarına kilit vurulan bir ortamda ne kadar özgür olabilir?

Bu noktada, temel haklara ilişkin temel bilgileri, Y/Z’den alalım:

-Varlıklara ilişkin temel haklar nelerdir; var olma ve varlık sürdürme temelinde tür ayrımcılığı bu hakları nasıl etkiler?

“Varlıklara ilişkin temel haklar genellikle bazı temel prensipler etrafında şekillenir ve her tür varlığın doğuştan gelen hakları olduğu kabul edilir. Bu temel haklardan bazıları şunlardır:

1.      Var olma hakkı: Her varlığın, yaşamını sürdürme hakkı vardır. Bu hak, varlıkların yok edilmemesi ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtir.

2.      Yaşam hakkı: Her varlık, yaşamını sürdürebilmek için gerekli olan doğal koşullara sahip olmalıdır. Bu, yeterli beslenme, barınma ve güvenli bir çevre anlamına gelir.

3.      Özgürlük hakkı: Varlıkların, doğal yaşam alanlarında serbestçe hareket edebilme ve davranabilme özgürlüğüne sahip olması gerektiği kabul edilir.

4.      Acı çekmeme hakkı: Varlıkların gereksiz acı ve ıstıraptan korunması gerekliliği vardır. Bu, hayvanlara yapılan zalimce muamelelerin önlenmesi gerektiğini ifade eder.

Tür ayrımcılığı (speciesism) kavramı, bu temel hakları etkileyen önemli bir konudur. Tür ayrımcılığı, belirli türlerin, diğer türlerden üstün veya ayrıcalıklı olduğunu kabul eden bir bakış açısıdır. İnsanlar, genellikle kendilerini diğer hayvan türlerinden üstün görerek, onların temel haklarını ihlal edebilirler. Bu durum, hayvanların kötü muamele görmesine, doğal yaşam alanlarının yok edilmesine ve bazı türlerin neslinin tükenmesine yol açabilir.

Tür ayrımcılığının etkileri şu şekildedir:

1.      Hakların ihlali: İnsanlar, diğer türlerin yaşam haklarını ve özgürlüklerini ihlal edebilir. Örneğin, hayvanların doğal habitatlarının yok edilmesi veya hayvan deneyleri yapılması.

2.      Acı çekme: Tür ayrımcılığı, hayvanların gereksiz yere acı çekmesine neden olabilir. Bu, endüstriyel tarım uygulamaları, avlanma ve hayvan dövüşleri gibi örneklerde görülebilir.

3.      Etik ve ahlaki sorunlar: Tür ayrımcılığı, etik ve ahlaki açıdan sorunlar doğurur. İnsanlar, diğer türlerin de hissedebilen, acı çekebilen ve belirli haklara sahip olduğunu kabul etmeli ve bu doğrultuda davranmalıdır.

Bu nedenle, tür ayrımcılığına karşı çıkmak ve her türün temel haklarını korumak, etik ve ahlaki açıdan önemlidir. Bu, tüm varlıkların daha adil ve sürdürülebilir bir şekilde yaşamasına katkı sağlar.”

Başka bir yazıda insanların temel haklarını tartışmaya devam edeceğiz. Hak, hak edilmiş olandır. Var olmakla kazanılan temel hakları birileri lütuf olarak sunamaz çünkü öyle bir hak ve yetkisi yoktur. Özellikle “ben verdim” diyenler bu konuda bir daha düşünmelidir(!) Sorun, temel hakların kullanılmasının engellenmesi ile ilgilidir. Bu durum demokratik olmayan yapı ve yönetimlerde görülmektedir. Gelişmemiş insanların hazımsızlık gösterdiği nokta burada düğümlenmektedir!...