Mevlana’nın dediği gibi:

“ Dünle birlikte gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait.

Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım…”

***

Mart 2024 Yerel seçimleri yaklaşıyor…

Yerel seçimlerin genel seçimlere göre çok farklı yönleri var…

Yerel seçimlerde; Büyükşehirlerde daha çok partinin gücü adayın gücüyle birleştiği zaman seçim kazanılırken, küçük kentlerde ve kasabalarda gösterilen adayların özelliklerinin daha öne çıkmasıyla seçim kazanılabilmektedir…

Köylerdeki, mahallelerdeki muhtarlık seçimleri de doğrudan demokrasiye en yakın bir seçim gibidir. Çünkü küçük yerlerde herkes birbirini tanır, adayların ne yapıp yapmayacağını bilir ve ona göre oylarını kullanırlar…

***

Didim’i küçük kentler sınıflamasına dâhil edebiliriz… Yalnız, Didim’i diğer küçük kentlerden ayıran çok önemli farklılıkları vardır.

* Öyle ya hep bir klişe olarak söylendiği gibi, dünün köyü Didim süreç içinde hızlı bir betonlaşmayla yüzbinin üzerinde bir nüfusa sahip bir kent oluverdi. Önkestirimlere göre de bu nüfus artış hızı devam edecek ve 5-10 yıllık süreçte Didim’in nüfusu 400bini bulacak…

Didim, süreç içinde ülkemizin her köşesinden olduğu gibi, Dünya’nın da 70’den fazla ülkesinden göç alan bir kent durumuna geldi…

* Didim, hemşericilik derneklerinin öne çıktığı toplumsal yapının içine saplandı. Didimlilik olgusu fazla gelişemedi… Didimlilik paydasında birleşmekte hala büyük sıkıntılar var. Bu yönüyle kozmopolit bir yapı oluştu.

Bu yapının içinde siyaset yapabilmekte elbette ustalık istiyor.

* Hemşericilik dernekleri ve çeşitli benzeri oluşumlar; çağdaş kent dokusu oluşmasının önünde bir engel gibi duruyorlar. Didimlilik duygusu gelişmiyor. Hemşericilik yapanlar geldikleri yerle yaşıyorlar. Yaşadıkları yerlerde de kendi hemşeri çevresini oluşturarak; Didim’i sahiplenme konusunda zayıf kalıyorlar. Ayrıca, kendi hemşerileri dışındakilere karşı pek de iyi gözle bakmama yönünde önyargılar geliştiriyorlar ve bunları davranış haline getiriyorlar…

Hemşericilik yoluyla da yerel siyasete yön vermeye çalışıyorlar… Seçimler sürecinde kendi hemşerilerinin yönetime girmesi için uğraşıyorlar. Kendi hemşerilerini toplayarak, bir güç olduklarını da siyasilere gösteriyorlar… Yerel siyaset ise oy uğruna bu hemşericilik gruplarına kent dokusunu bozacak ödünler bile verebiliyorlar…

*

Didim’de siyaseti inşaat sektörü yönlendiriyor…

Didim yerel siyasetine geçmişte olduğu gibi günümüzde de en çok inşaat sektörüyle uğraşanların ilgi gösterdiklerini gözlemlerime ve bazı verilere dayanak söyleyebilirim.

Didim’in hızlı ve çarpık betonlaşmasının temel nedeni de bu bana göre;

*

İnşaat sektörü ağırlıklı olarak yerel yönetim oluşumları, yerelde iktidar olduğu zaman, planları projeleri kendi istekleri doğrultusunda kolay onaydan geçiyor ve bu da daha çok para kazanmalarının yolunu açılıyor… Bu durumda çarpık kentleşmenin bir nedeni oluyor…

***

Didim hızla artan nüfusuyla ve hızla betonlaşmasıyla büyük çevre sorunları yaşamaya başladı… Nem oranının azlığıyla, tescillenmiş temiz havasıyla övündüğümüz Didim’in nem oranının arttığını hava kalitesinin bozulduğunu gözlemliyoruz. Hava verileri de bunu gösteriyor…

*

Didim’de halkın yaşam alanları daralıyor…

Gitgide sayısı artan Balık çiftlikleri, denizlerin çöpçüsü sayılan deniz patlıcanlarının talanı denizleri kirletir duruma gelmiştir…

Ayrıca kıyıdaki hazine arazileri özelleştirme Dairesi tarafından planlanarak satışa sunulmasıyla kıyılar vahşi bir betonlaşmayla karşı karşıya kalacaktır. Koylara kondurulan beş yıldızlı otellerde koyları işgal etmiş durumda… Çok yakında Didim halkı denize girecek yer bulamayacaktır… Plan ve programlarda ve projelerde Didim halkı ve Didim’in geleceği de düşünülmemektedir. Ayrıca bu durum turizme bir hizmette değildir…

***

Tüm bu çevresel olumsuzluklara karşı duran “DİDİM DERNEĞİMİZE” de ayrı bir paragraf açmak istiyorum…

Didim’de yaşayanları Didimlilik paydasında birleştirerek: sağlıklı yaşanılabilir çağdaş bir kent dokusu oluşturmaya çalışan “Didim Derneğimizi de unutmamak gerekiyor…

Didim Derneği bu uğurda Denizimi kirletenlere, su kaynakları yakınlarına jeotermal kuyular açmak isteyenlere, kıyıların talan eden betonlaşmalara karşı çok sayıda dava açmıştır…Bu davalarda yürütmeyi durduğu, planları iptal ettirdiği durumlar olmuştur. Bazılarını da yüksek yargıya taşımıştır…

***

KADINLARIN SİYASETE KATKISI…

Öteden beri Didimli kadınların siyasete ilgileri ve çalışmaları çok üst düzeyde… Temsil konusunda ise her zaman erkek egemen siyasetçiler tarafından geri plana itiliyorlar…Bu sürdürülebilir ve kabul edilebilir çağdaş bir durum değil…

Aydın ilimizde milletvekili seçimlerinde CHP’den ilk dört sıraya 4 erkek milletvekili adayları yerleştirilerek kadının adı yok sayılmıştı…Bu durum seçmen tarafından da tepkiyle karşılanmıştı…

CHP’de Değişim diyenler kazandı Kurultayda… Özgür Özel CHP Genel Başkanı oldu…CHP Merkez Yürütme Kurulu oluşturuldu. Kadınlar bu kurulda %50’ye yakın oranda yer aldı. Bu çok önemli değişimdi. Ayrıca yaş ortalaması da çok gençleşti.

Bu değişimin yerel seçimlerde kadın adayların öne çıkmasını ve bunun desteklenmesini umuyoruz…

***

DİDİM’E KADIN ELİNİN DEĞME ZAMANI…

Didimli kadınlar, çevre sorunlarına karşı çıkışlarda ve duyarlılık yaratmada, Didim’in çıkarlarını korumada, toplumsal tepkilerde, birlik ve dayanışma etkinliklerinde, Laik Cumhuriyeti korumada hep öndeler. Tüm bunlara rağmen erkek egemen siyasi anlayışlar, kadınlara siyasi temsilde yer vermeme anlayışındalar…

Mart 2024 yerel seçimlerinde bu anlayış kadınların istemiyle değişmelidir. Didim yerel yönetiminin –Belediyesinin- başında ve meclis üyelerinin çoğunluğunda kadınları görmek istiyoruz…

Didim’de bu görevleri hakkıyla yapabilecek çok kadın olduğunu düşünüyorum…

Didim’de değişim kadınlardan başlamalıdır…