Kardelenler zamanı,
Bahara kesti yüreğim.
Ve sardı göğü sevda,
Yıldızlar çiçeklendi.

Bahar güzellemesi yapmak istiyorum ama bu yıl bahar biraz kaçak güreşiyor. Alışılmışın dışına çıkarak yadırgatıyor kendini. Fakat bahar her koşulda özlenendir. Kendi baharını beraberinde taşıyanlara sözüm yok. 

Bir çiçek açılır ömrümün şafağında,
Gölgesinden tanırım sevdalı yürüyüşleri;
Alevlenir yüreğinde güneşin öpücüğü…
Düşlere sarınırım, hepsi de senli.

Ertelendi gül açımları ikinci bir emre kadar…Sırat Köprüsünden geçiyordu yaşamak. Örselendi güller ve çiçeklerle birlikte sevdalar!...

Su serpip yüreklere, umut ekmenin zamanıdır.
Gün yeşerir karanlığını soyunurken dağlar;
Fısıltılı yapraklar uyanır havadan su içmeye,
Sevdalara gülümser toprağın koynundaki gül.

Düş besler geleceğin sevdasında; zamandan giysi biçer terzi makası. Yeşerir sürgünler ve filizler çiçeklenir; bil ki, gelen bahar sevdalı yüreklerdedir.

Gün uyanır, bölünür uykular…
Sevdalı sürgün dal uçlarındadır.
Gülümsemelerine renk çalar güneşten;
Gülün harlı yüreğinde ateşten bahar!

Bir düş çatlatırsa kabuğunu, bir sevdanın baharı yollardadır; gelinlik ağaçlara gün ışığından giysiler dikmek için!


Yaşamda bir başka bahar, sonbahardır artık;
Islak rüzgarlarda savrulur sarı yapraklar.
O başka bahar yaşamın sonbaharıdır ki;
Hani o dinlenirken yorulma halleri var ya…

Meltemin kanatlarına şiirler yazmalıyım sevda kokulu, denizi okuyarak yaprak yaprak. 

Ben sensiz seni neyleyim?
Sensiz iken bu canı neyleyim?
Gül açacak bir tomurcuk ver ki;
Yüreğim sönmeden baharlasın!
Şafağın çiğinden ıslanır kırılgan ve yalın ayaklı özlemler.

Önceyi önceleyen ve sonsuzken…
Kurtuluşu tutuşturup can ateşiyle!
Ayrılığın zirvesidir ki yokluğun;
Sensiz gurbettir bana yüreğim!

Dağlar su içmeye iner kendi kıyılarına; yele salınır, hasreti sevda kokan güller…

Dağı dağa kavuşturur dağın gölgesi.
Zamanın akarında uyur doğanın renkleri;
Ve gülümseyen güle vurur kendini.
Rüzgârlarla taşınır selamının kokusu.

Gül çeneklerine sığınır renkler ve gün aksarsa, renkler uyanamaz!

Ağlayan bulutların sevinci yeşeriyordu,
Yürüdü yaşamlara can veren döngü…
Çiçekte renk oldu, gülümsedi güllerle; Emzirdi umutları ve düşler gerçek oldu!    

                                                                       
 ARMUT AĞACI:                                                                                                                                                   
  Gölgesini, cadde ile sokağın birleştiği noktadan hiç eksik etmedi…
Bu yaşlı ağacı bulunduğu noktada barındırmak, kadir bilirlik ve büyüklüktü. Öte yandan, insanlar eliyle insanlık dışı cümle eziyetlerin muhatabı olmuştu yaşlı armut ağacı. Ama her şeye karşın vakt erince o yıkıntıya dönüştürülen bedenini top top ak çiçeklerle bezemeyi başardı. Baharlı görüntüsünü cıvıl cıvıl renkli kuş sesleriyle süsledi. Baharlı gülümsemelerini sokakla ve cadde ile paylaştı…
Umut hangi bahara düşer ustam; hangi yürekten akmaktadır arzular?
Gülümsedi goncanın gül dudakları, / Bülbülün yüreğini kanattı diken. / Okşadı baharın sevdalı düşünü yel…/ Erkence döktü aydınlığını şafak, umudun yollarına.