Günlerdir ciğerlerimiz yanıyor. Bir günde dört mevsimi yaşayan ülkemde. Gün olmuyor ki yangın haberi gelmesin
Gazetelerde birinci sayfa haberi, sosyal medyada canlı canlı izliyoruz ağaçların ve içinde yaşayan canlıların yanışını…
Bu yangınlardan en büyüğü İzmir’de yaşandı Evler boşaltıldı, çünkü bir sürü ev yandı… Binlerce canlı hayatını kaybetti.
Televizyonlara çıkanlar bu yangınları kimlerin başlattığını araştırmadılar.
Asıl hata kimde peki? Piknik yapıyoruz, çöplerimizi bırakıyoruz. Alkollü veya alkolsüz içecekler içiyoruz, Şişeleri bazen kırıyoruz, bazen denize atıyoruz, bazen arabanın camından fırlatıyoruz veya olduğu yerde bırakıyoruz. Ama çöpe atmıyoruz. Bakın geri dönüşüm çöpünden bile bahsedemiyorum. Çünkü ne yazık ki bizim insanımızın ondan önce öğrenmesi gereken temel şeyler var. Keşke geri dönüşüm/ cam dönüşüm çöplerine atabilsek… Yani bizim kafamız değişmedikçe, bilinçlenmedikçe bu durumlar daha çook yaşanacak…
Didim’de de geçtiğimiz hafta sanıyorum son zamanların en büyük yangını çıktı… Aynı anda birçok farklı yerde, hatta evlere kadar ulaşan yangınlardan bahsediyorum.
İletişim Başkanlığı'nın resmi hesabından yapılan açıklamada "Türkiye'de, 1 Ocak 2024'ten bugüne kadar 2.424'ü orman olmak üzere, kırsal alan ve orman yangını olarak toplam 5.314 yangın çıktığı açıklandı. Bunlardan ders çıkaramadık eğer çıkarsaydık böyle olmazdı.. Bu yanan yerlerin yerine oteller yapılacak mı? Göreceğiz…Daha bilinçli olduğumuz, yeşile hasret kalmadığımız umutlu günlere… Dostça kalın.
