Kaza, ölüm ve hastalık gibi olaylar insanı üzer, kaygılandırır. Yardıma muhtaç birini görünce acıma duygusu kaçınılmaz. Üzüntü insanın iç dünyasının huzurunu bozar. Her şeyde olduğu gibi aşırısı hasta eder.
Üzülme, kaygılanma ve endişelenme derken geçmiş bir olaydan bahsedilir. Zaman acının, ızdırabın geçmesine ilâç gibi etki eder.
Söylemesi kolay, fakat yerine getirmek kolay değildir. Gelecek yaşamı devam ettirmek için, mümkün olduğu kadar sağduyulu davranma eğitilip, öğrenilebilir. 
Bu, şahsın geldiği aile, okul ve çevre ortamına bağlıdır. Bu nedenle ülkelerin mutluluk ölçüsü, anket neticeleri yayınlanır. Bu yıl Finlandiya’da yaşayan insanların dünyada en mutlu insanlar olduğu açıklandı. İlk dokuz sırada BATI AVRUPA ülkeleri var. Demokrasisi gelişmiş, sosyal devlet işlevini iyi yürüten ülkelerin vatandaşları mutlu olur.
Yaşamından sevinç duyan, içi rahat, geleceğe güvenle bakan mutlu olur.
Yaş günlerinde, önemli yıl dönümü kutlama ve bayramlarda mutluluk dilenir. Aslında mutlu olma durumu kısa sürelidir. İnsan hayatına sık sık uğraması dilenmelidir.
Sürekli olması gereken ise huzurdur. İçi rahat olan üzüntüyü ve sevinci yoğun hisseder. Empatisi gelişmiş şahıs sosyal yaşamı düzenli ve sağlıklı geçirir.
Yani mutluluğun resmi bir adet değildir. Her insanı mutlu eden şey farklıdır. Kimi müzik dinlerken, spor yaparken veya bazıları seyahat ederken mutlu olur.
İnsan evlâdı bu dünyada bir tek ömre sahiptir, gelip geçicidir. En iyi şekilde yaşamak ister ve bu da hakkıdır. 
Şu anda Türkiye seçim hazırlıklarına odaklandı. 14 Mayıs seçiminden bir gün sonra uyanınca mutlu olmak istiyor. Çaba gösterenler seçtiği parti kazanırsa, mutlu olacak.
Gayret göstermeden umut edilemez.
Hak, hürriyet, adalet ve demokrasi kazansın.
Almanya, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın, ülkeye ve Avrupa kıtasına kötü etkilerine karşı çaba gösteriyor. Berlin Eyaletinde Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) koalisyon anlaşması sona erdi. SPD üyelerin oylamasını bekliyor. Son kararı parti üyeleri verecek. Ailesinde göç hikâyesi olanlar pek huzurlu değil.
Ülke, eyalet ve şehirlerde yürütülen politika, vatandaşın mutluluğuna, yaşam biçimine, geçim şartına doğrudan etki yapar. Bu nedenle her vatandaş seçme ve seçilme hakkını kullanmalıdır.
Mutlu olma özlemi, bütün sanat dallarında en fazla işlenen bir konudur. Antik çağda filozoflar düşünce üretmiştir.  


Tarihin her döneminde mutluluk konusunu karnı tok ve tahsil yapma şansı bulan düşünürler, eserlerinde işlemiştir. Kayda geçen notların hemen hemen hepsi erkekler tarafından yazılmış, çizilmiş ve söylenmiştir. Çoğu kadın sanatçıların eserleri tarihte silinmiş, kaybolmuştur.
Hintli guru Meher Baba insanların birbirlerine bağırarak konuşmasını eleştirmiş. Sonra 10 Temmuz 1925 yılından itibaren, tam kırk dört yıl susarak hayatını geçirmiştir. İletişimini harflerle ve vücut diliyle yerine getirmiştir.
1966 yılında yazdığı “Endişelenme Üzülme, Mutlu Ol” sözü Amerikan Jazz şarkıcısı Bobby McFerrin 1988 yılı Eylül ayında besteliyor. Aynı yılda Cocktail filminde söylenir: Don’t worry, be happy adıyla, şarkı dünyaya yayılır. Melodi birkaç saatte hazırdır. Ama şarkının metnini yazma haftalarca zaman alır. Önce Amerika’da sonra Avrupa’da birçok ülkede uzun süre ilk sırada yer alır. Şarkı 1989 yılında Grammy ödülünü almıştır.
Bu durumda sanat, Tanrının yarattıklarında noksan kalanları tamamlıyor, sözü kayda geçmeyi hak ediyor. Huzur bulmanın en iyi yolu, geçmişte yaşanan acı olayları değil, olaylardan çıkarılan derslerle yola devam etmektir. Olumsuz anıları sırtta taşırken, sırt çantası ağır gelir. Bu durumda insan çevresine, bilhassa kendine ve en yakın sevdiği insanlara negatif enerji verir. Böylece hem kendisini hem de sevdiği insanları mutsuz eder. O halde şu sözü uygulamak elimizde:

“Her güne öyle bir şans ver ki, hayatının en güzel günü olsun.”                                         Mark Twain

Doğan güneşe salâm vererek güne başlamak, dünün geçtiğini kabul etmek, gelecek henüz yolda. Bugünü layıkıyla yaşamak mutlu olma yolunda ilk atılan adımdır.
Beğendiği bir kız bulamadığını şikâyet eden torununa dedesi şu sözü söyler:

“Evet, bahtın saadetin arkadasından koş,
 Ama çok süratli koşma,
 Zira herkes şansın, mutluluğun arkasından koşar,
 Mutluluk ise arkadan koşarak, gelir. 
                                              Bertolt Brecht  

Yani huzuru, bahtı ve mutluluğu uzakta aramaya gerek yoktur. Torun, yalnız mobil telefonuna bakmaz, etrafına bakarsa beğeneceği kızı daha kolay bulabilir. Belki tren, otobüste  
yanına oturacak, markette kasada beklerken, kütüphanede kitap
alırken veya üniversitede aradığını karşısında bulabilir.
Dedenin bu sözlerini dinleyen torunu rahatlamış, geleceğe umutla bakmıştı. Ailesinde göç hikâyesi olan gençler, diğer yaşıtlarına göre daha erken olgunlaşır, bu nedenle seçici olur.
“Atatürk’ün çağını aşan düşünceleri ve o biçimlenmiş Lâik Cumhuriyet bugün hâlâ Türkiye’nin en büyük şansıdır.”                                         Sinan Meydan, tarihçi


Mutlu kalın!

Alıntı:

Bertolt Brecht, Die Dreigroschenoper, GROSSE KOMMENTIERTE BERLINER UND FRANKFURTER AUSGABE, Band 2, Stücke 2, S.291, Aufbauverlag Berlin und Suhrkamp Verlag Frankfurt a.M., 1988