Haklılığını haksızlıklarıyla başlatanların adil olma olasılığı yok. Her yaptığının kendisi için hak, başkaları için suç olarak görenler yaşama en büyük ihaneti yapmaktadırlar! İşin ilginç yanı, otoriter yönetimlerin çevresinde bilim adamı kılıklı en ahlaksız kişiler, şeytanın bile aklına gelmeyecek birtakım çözümler önerirler. Kendisini her şey olarak görenler bu ahlak dışı ve yaşamla bağdaşmayan önerileri uygulamaya koyabilirler.

“İnsan davranışları, bireyin içine doğduğu ekonomik, sosyal ve siyasal çevrenin izlerini taşıyor. İnsan, bu etkenlerin yönlendirmesiyle şekilleniyor. Aile, devlet, toplumda hâkim olan din ve siyasi anlayışlar ve ekonomik altyapı, o toplum içindeki bireylerin davranışlarını büyük ölçüde belirler.

Türkiye’de siyasal İslam’ın temsil ettiği ve dayattığı bütün bir değerler sistemi; çalma, çırpma ve yandaşlarını kayırma üzerine kurulu bir anlayışı toplumsallaştırdı. Bu toplumsallaşmayla birlikte etik değerden yoksun her türden davranış, toplumda ‘geçer akçe’ olarak kodlandı. Çünkü bu davranış örüntülerine sahip olan herkes devlette istediği yerlere gelebilmekte ve istedikleri hemen her şeyi elde edebilmekteler. (CAN SERHAT HALİS, BİRGÜN PAZAR; 16,10,2022)”

Yasalar, kişisel veya grupsal çıkarları korumak amacıyla kullanıldığı zaman (İşine gelmediğinde ve yandaşına karşı olduğunda kullanmamak(!) Bu gibi hallerde kanunlar silaha dönüştürülür(!) Aynı kapsamda, muhalefete karşı hemen yargı mekanizmasını harekete geçirmek veya yandaşları söz konusu olduğunda yargının elini-kolunu bağlamak, düşman hukuku uygulamakla eş anlamlıdır. Ülke işgal altında olsa, işgalciler bu ve benzeri uygulamaları gerçekleştiremez. İlginç örneklerden biri de halkını değil, yağmacı madencileri ve onların işbirlikçilerini korumak(!) Aslında olan şu: İşgalci yabancı olursa, onu kovar kurtulursun, işgalcilerin güçlü işbirlikçileri var ise; o zaman sen ülkenden kovulursun(!)… Ta ki, ülkenin gerçek sahipleri uyanıncaya dek. Ama bu koşullarda gerçek sahiplerin uyanması pek olası gözükmüyor. Biat kültürü ile yetiştirilen toplumların gerçekleri görmesi pek kolay olmamaktadır. Gerçeği görenler ise, sadece gördüklerine pişman edilmekle bırakılmayıp; analarından doğduklarına pişman edilirler(!) Suçluları mahkûm etmek yerine, uyduruk şeylerle suçladıklarını mahkûm ederek muhaliflerinden kurtulmaya çalışırlar!...

Komşumuz Suriye’de yaşananlar bu ve benzeri garabetlerin sonucudur. On üç yıl direnen Esat, on üç gün dayanamadı(!) Olay ve olguların arka planında görmediğimiz ve bilmediğimiz şeyler oluyor. Sadece planlayıcılar ve onların görevlendirdikleri yakın işbirlikçiler ne olacağını bilmekteler. Kendi ülkesini işgal eden güçler, İsrail’e, demeç veriyor. İsrail, Golan Tepelerinin işgalini pekiştiriyor yetmiyor ve güvenlik kuşağı adı altında yeni yerler işgal ediyor. Evet, bunun yanı sıra, on kadar askeri hedefi bombalıyor(!) Suriye’ye ülkemiz diyen işgalci tayfasının kılı kıpırdamıyor! Yakın bir süreçte, paylaşımdan hoşnut olmayanların bir birini gırtlaklayacağı kesin(!)