Servet elde olan nakit veya istendiği an nakite dönüştürülebilen değerlerdir. Fakat bireyler ellerindeki varlıkları zorunlu kalmadıkça elden çıkarmaz. Hiç kuşkusuz, mirasyediler buna dahil değildir. Gelir ve kaynaklarını paylaştırma iradesine sahip olanların bir mirasyedi gibi davranması olasıdır. Varlıkları ve kaynakları istedikleri gibi ve adil olmayan bir biçimde paylaşırken; daha önce kazanılmış olan servetlere de bir biçimde el koyma iklimini yaratabilirler. Bunun için işsizlik, enflasyon ve kontrolsüz fiyat artışları düşük maaş ve ücretler bu iklimi yaratır. Vatandaşlar önce tüketim tercihlerini değiştirirler; tükettikleri miktarları azaltırlar. Bu önlemlerinde yetmediği noktada eski birikimlerine başvururlar. Önce arsa ve araba, onu içinde oturulan konutlar izler. Birgün Gazetesinden Nurdan Gök’ün yazısını paylaşırken, kendi görüş ve yorumlarımı da ekleyeceğim: “AKP iktidarı neoliberal politikalarıyla kendi zenginlerini yarattı. Ülkenin kaynaklarını bir avuç yandaşa peşkeş çekti. Muhalefetin "5'li çete" olarak nitelendirdiği Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin ve Rönesans şirketlerine 18 yılda 203 milyar 700 milyon dolar ihale verildiği ortaya çıktı.”
Siyasi tercihler her koşulda sınıfsaldır. Sınıfsallığı dengeleyen demokratik yapılanmalardır. Her toplumda doğal olarak oluşan güç odakları vardır. Bu odaklar, dayandıkları kesimin çıkarlarını gözetirler. Bunun istisnası tekçi (faşizan oligarşi) yönetimlerdir. Bunlar içinden çıktıkları kesimi de yadsırlar. Bütün olanaklar bir avuç sadık yandaşın hizmetine sunulur. Kontrolsüz inşaat, denetimsiz ticaret ve yağma yöntemiyle uygulanan madencilik, öncelikli tercihlerdir. Üretim yerine tüketim tercih edilir. Üretim olmayınca, gerek duyulan tüm tüketim mal ve malzemeleri dışarıdan alınır. Dışarıdan alma olayında siyasetin finansmanını üstlenecek sadık yandaşlar gözetilir! Yani, canı isteyen aracılık yapamaz!
“Yap-işlet-devret (YİD) modeli ile geçiş garantisi verilen köprü ve otoyolları inşa eden yandaş şirketlere servet akıtıldı. Ülkenin geleceğini ipotek altına alan bu projelere yapılacak garanti ödemelere 2024 yılı bütçesinden toplamda 162,4 milyar lira çıkacak.”
Hukukun üstünlüğü, demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır. Adil paylaşım için hukukun güvencesine ihtiyaç vardır. Hukuku uygulayacak kurumlar her koşulda fırsat eşitliğini gözetir olmalıdır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar için pozitif ayrımcılık uygulanabilir. Kadınlar erkeklerin eşitleri olarak görülmediğinde, kafadan toplumun yarısı mağdurlar safında bırakılmış olur. Çocuklar için önemli olan yaşam için eğitilmeleridir. Çocukları öteki dünya için hazırlama çabalarının mantıklı ve tutarlı bir yanı yok bize göre. Eğitimi felç ederek başarılı olma ihtimali ise sıfırdır. Ancak verilenlerle yetinen yığınları yaratmak ve yönetmek varlıklarının güvencesidir. Yaşlılara gelince, emekliler için para yok(!) YİD’ler ve KÖİ’lere verilen güvencelerle borçlara karşılık olarak ödenen faizler ülkenin sürekli olarak kan kaybetmesine neden oluyor. Bu ödemelerin yasal olduğu söylenebilir ama hukuka uygunluğu iddia edilemez! Her anlaşma veya sözleşmede birden çok taraf olabilir. Hukukun görevi, sözleşmenin tarafları için tarafsız olmaktır. Hukukun taraflılığı, hukukun üstünlüğünden yana olmaktır…Yanlı hukuk, hukuksuzluğun başlangıcıdır!
“AKP iktidar, döviz kurlarını frenlemek için 2021’in Aralık ayında devreye soktuğu kur korumalı mevduat (KKM) ile büyük servet transferlerine imza attı. KKM için halkın cebinden çıkacak paranın yıl sonuna kadar 300 milyar TL’yi bulabileceği belirtiliyor.” (Sayfa tasarımı, NURDAN GÖK-BİRGÜN, 30 Ekim 2023)
2023 yılı için 28,4 milyar dolar faiz ödendi. 2024 yılı bütçesi 11 trilyon 89 milyar lira olarak belirlendi. Bu miktarın 1 trilyon 89 milyar lirası faiz için ayrıldı(!)…Son yirmi yılda 563 milyar dolar faiz ödendi. İşin en ilginç olan ve anlaşılabilecek olan yanı ise; 2023 yılında ödenecek her 100 liranın 52 lirası borç karşılığı, 48 lirası faize gidecek!...
“Küçük bir gruba sağlanan istisna ve muafiyetlerle, 2trilyon 210 milyar TL vergiden vazgeçiyor. Depreme ayrılan paranın üç katını aşan vergiden vazgeçilmesi adaletsiz bir ayrıcalıktır. İktidar kolladığı bir kesime 2,2 trilyon TL vergisiz kazanç imtiyazı; memur, işçi, esnaf, vergisini ödeyen dürüst iş insanları, mükelleflerin ve hepimizin cebinden çıkıyor” dedi.” (NURDAN GÖK)
İlginç bir kayırma örneği ile yazımızı noktalayalım. Aksu SEKA fabrikası 5 milyon liraya Milda adlı şirkete satıldı. Satışın ardından fabrikanın makinaları hurda olarak 11 milyona satıldı. Daha sonra Giresun Özel İdaresi fabrikadan geriye kalanları 68 milyon liraya geri aldı. Soru şu; alıcı milletin sırtından ne kadar kazandı?
Not: Sayısal veriler yapay zekanın sunduklarından derlendi.