Türkiye’de seçime hazırlanan siyasi partilerin genel merkezleri sürecin başlaması ile birlikte iktidara geldikleri takdirde vatandaşın hayatını kolaylaştıracak ülke sınırları içerisinde yaşayan vatandaşların hayat standartlarını daha yukarılara taşıyacak vaatlerini “Seçim beyannamesi” başlığı altında kamuoyu ile paylaşırlar.
Sözünü ettiğimiz bu “seçim beyannamesi” başlığı altında daha çok hayatı kolaylaştıracak, En azından insanların zorlanmadan hayatını devam ettirecek önlemleri alınması noktasında ana başlıklar olarak yer bulur.
Biz içerisinde bulunduğumuz zaman dilimine kadar hiçbir siyasi partinin “eğer bizi iktidara taşırsanız sizin hayatınızı zorlaştıracak ne kadar işlem varsa tamamını hatta daha fazlasını gerçekleştireceğiz” dediğine şahit olmadık.
Ancak özellikle 14 mayıs ve 28 mayıs tarihinde yapılan seçimin üzerinden daha iki ay bile geçmeden ülke sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca vatandaşın hayatını zorlaştıracak zamlar yağmur gibi yağmaya başladı.
Aslında bir dönem yani beş yıllık yasama döneminde bir siyasi partinin ortaya koyduğu politikalar o siyasi partinin yeni dönemde neler yapacağı ile az çok ipucu veriyor.
Ancak iktidar elinde bulundurduğu olağanüstü medya gücü dolayısı ile vatandaşın karşı karşıya kaldığı sıkıntıları olabildiğince perdelemeyi başarmış durumda.
Seçimden önce bizde elimizden geldiği ölçüde işlerin iyiden iyiye sarpa sardığını, 2018 yılı itibarı ile hayatımıza giren “ Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin” yapısal olarak faydadan çok zarar getirdiğini bunun içinde siyaseten bir değişimin artık mecburiyet haline geldiğini anlatmaya çalıştık.
Ancak kendimizi anlatmayı beceremediğimiz ortada, 14 mayıs ve 28 mayıs tarihilerinde yapılan seçim sonrası iğneden ipliğe kadar hemen her kalemde yapılan zamlar yağmaya başladı.
Böylesi bir durumda seçim öncesinde kazanmak adına çaba gösteren partilerin “bizi iktidar yaparsanız ertesi gün itibarı ile sizi çok büyük zorluklar içerisinde bırakacak ölçüde zam yapacağız” demesini beklemek elbette ki hayal olacaktı.
İktidar anlaşılacağı gibi seçimi vatandaşı rahatlatmak için değil seçim sonrası hayatı devam ettirebilmemiz adına gereken ne varsa hepsine olağanüstü zam yapabilmek adına güvenoyu istemiş, şimdi de vaatlerini yerine getiriyor.
Her seçim sonrası vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için iktidara gelme arzusunda olan siyasi partilerin seçim sonrası herkesi perişan edecek oranda zam yapması galiba bize has bir alışkanlık haline geldi.
Bizde sadece “başa gelen çekilir” demek kalıyor.
Zira “Bak biz size bu olacakları seçim öncesi tek tek anlatmıştık, bizi dinlemediniz, şimdi haklı çıktık” demenin hiçbir faydası yok.
Etrafımızı saran ateş iktidara oy veren vermeyen herkesi birlikte yakıyor.