Kamu milletin özü ve devletin temelidir. Özgür iradi katılımlı bireyler, ortak yaşama katılımlarını beyan eder. Oluşuma katılım hak ve yükümlülüklerden oluşur. Ortak yaşam, varlık ortaklıkları temelinde tescil edilir. İradi katılım yönetime katılımında güvencesidir. Hukukun üstünlüğü temelinde demokratiklik, laiklik, hak eşitliği ile fırsat eşitliği kabul edilerek yaşama geçirmenin koşulları oluşturulur. Devlet, kamu ile vardır. Kamu, halkın ortak sesi, ortak çıkarı, ortak yaşamıdır. Kamu olmadan devlet, yalnızca bir erk aygıtıdır: soğuk, mekanik, zorba. Kamu olmazsa, devlet varlık nedenini yitirir!
- Meşruiyetini yitirir: Halkın iradesi olmadan devlet, yalnızca zorla ayakta durur.
- Adaleti yitirir: Kamu çıkarı yerine özel çıkarlar egemen olur.
- Birliği yitirir: Ortak yaşam çözülür, toplum parçalanır.
- Demokrasiyi yitirir: Yurttaşlık bilinci kabuğa dönüşür.
- Vicdanı yitirir: Kamu olmadan devlet, vicdansız bir makineye dönüşür.
- Milli iradeden söz etmek mümkün olmaz!
- Özgür iradi katılımlı ortak gelecek ortadan kalkar.
Devlet kamusunu yitirdiğinde, kamu kendi öz gücünü hatırlamalıdır. Kamu, dayanışma ile yeniden doğar. Kamu, adalet ile yeniden kurulur. Kamu, umut ile geleceği yeniden yazar. Devletin kuruluşu, kamu ile arasında oluşturulan örtük bir sözleşmeye dayanır. Devleti yaratan güç ona diyor ki; barınma, korunma ve güvenlikle ilgili sorunları çözmek senin görevin ve yükümlülüğündür. Bunların karşılığında bende vatandaşlık görev ve sorumluluğumu yerine getiririm.
- “Kamu olmadan devlet, gölgedir.”
- “Adalet, kamunun nefesidir.”
- “Kamu susarsa, devlet ölür.”
- “Dayanışma, kamunun yeniden doğuşudur.” Kamusallık – Milli İrade – Beka İlişkisi
Kamusallık: Halkın ortak çıkarlarının, ortak yaşam alanlarının ve dayanışmasının ifadesidir. Devletin meşruiyetini besleyen zemindir. Kamusallık, bağımsızlığın, özgürlüğün ve birlikte üretmenin temelidir. Bu temel milleti kucaklar.
Milli İrade: Milli irade; esnek, kaygan ve oynak bir zeminde vücut bulur. Bu hali onun sürekliliğinden söz etmeyi güçleştirir. Normal koşullarda "ülke yararı" en önemli belirleyen olarak gözükür, buna karşın ülkesine ihanet edenler veya edebilecek olanlar çıkar! Milli irade kamusallığın siyasal dile dönüşmüş hâlidir. Halkın ortak sesinin sandıkta, sokakta, mecliste görünür olmasıdır. Kamu olmadan milli irade boş bir söz olur.
Beka: Devletin ve toplumun sürekliliği, varlığını korumasıdır. Ama beka, yalnızca kamu ve milli irade ile mümkündür. Kamu yitirilirse beka, otoriterliğe sığınır; milli irade yok sayılırsa beka, halktan kopar. Halka ait olanların bir biçimde onların elinden alınması, çalınması kesinlikle beka sorunun ortaya çıkmasına neden olur.
Paylaşım temelli sahip çıkmanın adıdır kamusallık. Kamusallık oluşumu, sivillik olgusuyla kesişir. Sivil oluşumlar genellikle bir sorun çevresinde ve çözüm temelinde oluşmaya başlar. Kamusallıkta ise, varlık çevresinde, üretim ve adil paylaşım temelinde bir araya gelmek söz konusudur. Sivil oluşumda iradi katılımcılar herhangi bir otoriteden emir ve direktif almayan; ast ve üst ilişkisi olmayan eşitlerin varlığı ile olanaklıdır. Bu olgu sivillik açısından özgürlük ve bağımsızlıktır. Devletin egemenliği üretmek temelinde kendine yetebilmekle olanaklıdır. Kamusallıktaki ortaklık birliktelik ve güvenle kurulur ki, bu millet olmanın temelidir. Kamusallıkta ortaya çıkan ortaklık, ülkenin varlıkları çevresinde; ortak yönetim, birlikte üretim, adil paylaşımı gerçekleştirmektir. Birlikte gelecek tasarımı farkındalığı ve öngörmeyi gerektirir. Hiç kuşkusuz bütün bu sayılanlar kamusal alanlarda vücut bulur. Birlikte yaşam kurma, tam anlamıyla kamusal olandır. Kamuculuk, millet olmanın ve egemenliğin olmazsa olmazıdır.
Kamusallık olgusunu ısrarlı biçimde irdelememizin nedeni; kamusallığın anlam ve önemini vurgulamanın yanı sıra, kamunun yönetim ve denetiminde olmayan kurumların kamulaştırılması içindir. Güvenlik açısından stratejik öneme sahip kurumlar kesinlikle kamunun kontrolünde olmalıdır. Eğitim ve sağlıkta özel kurumların titizlikle denetlenip, uygun görülmeyenlerin kamulaştırılması gerçekleştirilmelidir. Önemli sayılan kaynaklar, kesinlikle devletin elinde olmalıdır. Millete ait olanların amasız ve fakatsız millete teslim edilmelidir. Tonlarca altın çıkaranlar, kazançlarının karşılığında kilolarla belirlenen miktarları bırakmaktadır. Oysa esas olan yabancılar ve onlarla işbirliği yapanların değil, milletin kazanmasıdır!...