ÖZGÜR GÜRBÜZ:” Toplumsal barış Türkiye’nin özlemi ve bu yolda siyasilere büyük görev düşüyor. Bu gerçeği inkâr etmeyelim, atılan adımları da yok saymayalım ama sürecin temelinde, sözlerine güvenilen liderler ve anayasaya bağlı bir hukuk devleti olması gerektiğini de unutmayalım. Umudum var, hep olacak ama bugünleri hazırlayanlara, kavgadan oy ve güç devşirenlere, siyasi kurnazlık peşinde olanlara güvenim yok.” (BİRGÜN 10.01.2025)
Bütün sorun, güven duymakta. Güven, güvenceli olduğunda, birey doğal bir zırhla donanır. Bunun için hukukun üstünlüğü temelinde temel hakların güvenceye alınması gerekir. Yönetsel ve kurumsal iş ve işlemlerde temel haklar, her şeye karşın korunup kollanmalıdır. Bu yapıldığında kamunun bedenini oluşturan özgür bireyler, kendilerini güvende hisseder. Kendini güvende hisseden birey, üretken ve yaratıcı olur. Sorun algısı yüksek bireylerin çözüm yeteneği de gelişir. Çözüm yeteneği, güncel gereklilikleri algılayarak onun gereğini yapabilmektir. Yani, farkındalık ve öngörebilmektir. Bu ise, teknolojik gelişime uyum ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi ile sonuçlanır. Refah düzeyinin yükselmesinde özgürce üretmek ve adil olarak paylaşmak vardır.
Kurulu düzensizlik düzeninde,
Yığınlar en umarsızken geldiler!
Kutsadılar yaşamları karartanları;
Çünkü sözde kurtarıcılar da ezenlerdendi!
Bazı ülkelerdeki iktidarların yanlışı, dar grup çıkarlarını yani; sen, ben, bizim oğlan takımının çıkarını ülke çıkarlarının önüne koymaktır(!) Hal böyle olunca teşhisi doğru yapmak gerekir. Yanlış yaptılar diye olayı geçiştiremeyiz; bu yanlış yapmak değil, tamamen bilinçli bir tercihte bulunmaktır. Yani tasarlayarak kendinin ve yandaşlarının çıkarlarına hizmet eden politikaları bilerek ve isteyerek, tasarlanmış biçimde uygulamaktır!
Ve onlar emzirdiler karanlıkları…
Akamaz oldu dilsiz sular.
Yoksullarda kışladı zemheri…
Ve görülmedi boğulan aydınlıklar!
Demokratik ve laik bir yaşam için kurumsal özerklik kesinlikle kaçınılmaz olanların önde gelenidir. Kurumsal özerklik aynı zamanda fırsat eşitliği temelinde liyakatin gözetilmesi anlamına gelir. Liyakatli bir iş görenin dokunulmazlığı yasallıkla başlar. Yasaları gözeterek, kurumsal ilkeleri hayata geçiren birey özgür ve bağımsız olma potansiyeli taşır. Haktan, hukuktan ve adaletten ayrılmaz. Bu niteliklere sahip olan bireylerin niteliklerinden ülkesi yararlanır. Bazı yöneticiler istese bile onlara yanlış işler yaptıramaz. Dolayısıyla bazı yönetenlerin çıkarları, hiçbir koşulda kamu yararının önüne geçemez! Eğer liyakatsiz iş gören kamu yararı önceliğini gözetmez ise, o zaman onlardan iç ve dış çıkarcılar yararlanır.
Bir isyan çöreklenir öfkenin aynasına;
Eser yanık rüzgâr, şahlanır kavruk fırtına.
Tekinsiz sürgünlere tutunur umut özlemle,
Erişilmez gül olur açılır dal uçlarında!
Son sözü Cumhuriyet Gazetesinden Zülal Kalkandelen söylesin:
“Yaşam kalitesini dibe vurduran, yaşlıların hüzün içinde köşelerine çekilip hayatla ilişkilerini en aza indirmesine, gençlerin bunalıma sürüklenmesine ve çocukların yatağa aç girmesine yol açan bu tiksinti verici düzen değişmek zorundadır.
Gündem ne olursa olsun, insan onuruna aykırı bu yağma düzenine karşı susmayın, bunu kanıksamayın! BU İKTİDARI BOYKOT EDİN!”