Mart ayının başında “Merhaba” dediğimiz on bir ayın sultanı Ramazana veda etmek ve yeni bir bayram ile buluşmak üzereyiz.

Eski ramazanlar artı elbette yok.

Hava ne soğuk nede sıcak.

Dolayısı ile Ramazanın yaz aylarına denk geldiği günlerde iftardan sahura kadar demli çay eşliğindeki güzel sohbetler bu ramazanda yok.

Zaten her geçen gün biraz daha yalnızlaştığımız bu dünyada alışkanlıklarımızın değişmesi ile geçmiş yıllarda yaptıklarımızı şimdilerde unutmuş durumdayız.

Biz zaten son on yıldır çok fazla davet almamıza rağmen kalabalık iftar sofralarına da katılmıyoruz.

Dolayısı ile son yılların en rahat en sesiz ramazan ayını geçirdiğimizi söyleyebiliriz.

Tabi söz konusu sessizlik sadece ibadet noktasında.

Kabul etmemiz gerekiyor ki siyasetin gölgesinde en hareketli günlerimizi yaşıyoruz.

Türkiye’de “siyasetin insan hayatını bu kadar önemli ölçüde etkileyen başka bir kurum varmıdır?”  sorusuna cevap muhtemelen “hayır” olacaktır.

Geçtiğimiz ekim ayında MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreç sonrasında Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Arkasında İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması üzerinden başlayan süreç önce İmamoğlu’nun diplomasının iptaline sonrada Silivri cezaevine konulması ile neticelendi.

Bu sürecin başlaması ile birlikte siyasi partilerin genel başkanları ile birlikte çok sayıda belediye başkanı, meclis üyesi, gazeteci birbiri ardına tutuklanmaya ve cezaevine gönderilmeye başlandı.

Böylesi olağanüstü durumlarda ülke sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlar iftar saatinden sahura kadar beğendikleri televizyon kanallarının başından ayrılamıyorlar.

Gece yarılarına kadar devam eden toplantılar, mitingler, boykotlar, protestoların etkisi altında uyumaya çalışan vatandaşlar sabah erken saatlerde sürekli yeni sürprizler ile karşılaşıyorlar.

Sabah saatlerinden itibaren uykudan uyanan vatandaşlar bulabildikleri her iletişim araçlarından “bu sabah saatlerinde şu kadar gazeteci, şu kadar belediye başkanı yapılan baskınlar ile gözaltına alındı” haberlerini duyuyorlar.

Dolayısı ile yazımıza başlık olan en hareketli ramazan ayını yaşadığımızı söyleyebiliriz.

Son derece hareketli geçen bu sürecin nerede ve nasıl duracağını bilmemiz zor.

Umarız hayatımızı son derece olumsuz bir şekilde etkileyen bu hareketlilik bir an önce hepimizin hayrına olan bir şekilde neticelenir.

Ek temennimiz ve beklentimiz budur.