CHP Genel baş­ka­nı Özgür Özel’in Sa­raç­ha­ne mey­da­nın­da yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da bazı mar­ka­lar ile il­gi­li baş­lat­tı­ğı Boy­kot ve pro­tes­to sü­re­ci bir anda ülke gün­de­mi­ne yer­leş­ti.

Pro­tes­to, gö­re­ce­li ola­rak bir olaya ve du­ru­ma karşı aksi yönde tepki gös­ter­mek­tir. Ge­nel­lik­le bu tepki gös­ter­me bi­çi­mi, mu­ha­lif gö­rü­şü sözle ifade etme ya­nın­da o gö­rü­şü top­lum­sal­laş­tır­ma ve bir grup­la bir­lik­te ifade etme ka­rak­te­ri de ta­şı­ya­bi­lir.

Bun­da­ki amaç ka­mu­oyu nez­din­de se­si­ni daha çok du­yu­ra­bil­mek ve yö­ne­ti­me karşı daha et­ki­li bir duruş ser­gi­le­ye­bil­mek­tir. Bu, doğ­ru­dan ifade ve et­ki­le­me­nin ve ak­ti­viz­min bir yo­lu­dur.

Bu ken­di­ni ifade etme me­to­du, te­ori­de, uy­gu­la­ma­da ve gö­rü­nür­de, yö­net­sel po­li­ti­ka­lar, eko­no­mik ko­şul­lar, din­sel tu­tum­lar, sos­yal yapı veya medya mo­no­po­lü ta­ra­fın­dan sı­nır­lan­dı­rı­la­bi­lir. Böyle bir sı­nır­la­ma mey­da­na gel­di­ğin­de kar­şıt­lık, kül­tü­re, cad­de­le­re ve göç ol­gu­su­na yan­sı­ya­bi­lir.

Bizim mem­le­ket­te pro­tes­to ifa­de­si işi­ti­lin­ce in­sa­nı­mı­zın ak­lı­na anın­da si­ya­set ge­li­yor ve ne acı­dır ki pro­tes­to­nun sa­de­ce si­ya­set ala­nın­da var ol­du­ğu kabul edi­lir.

Ancak ka­fa­mı­zı biraz kal­dı­rıp ön­ce­lik­le de­mok­ra­si ile yö­ne­ti­len ül­ke­le­re bak­tı­ğı­mız­da daha çok eko­no­mik alan­da insan ha­ya­tı­nı zor­laş­tı­ran fiyat ar­tış­la­rı­na “dur” de­me­nin bi­rin­ci yolu pro­tes­to­dur.

Ha­tır­la­yan­la­rı­nı­zı var­dır geç­ti­ği­miz yıl Fran­sa’da tarım ürün­le­ri­ne ya­pı­lan zam son­ra­sı so­ka­ğa çıkan yüz­bin­ler­ce Fran­sız va­tan­da­şı­nın gün­ler­ce yap­tı­ğı pro­tes­to­lar son­ra­sın­da hü­kü­met yap­tı­ğı zammı geri almak zo­run­da kal­mış­tı.

2018 yı­lın­da ha­ya­tı­mı­za giren Cum­hur­baş­kan­lı­ğı hü­kü­met sis­te­mi uya­rın­ca bir ada­yın se­çi­le­bil­mek adına yüzde 50 oy alma mec­bu­ri­ye­ti do­la­yı­sı ile va­tan­daş zaten tam ola­rak or­ta­dan ikiye ay­rıl­mış­tı.


Bu durum biz­de­ki pro­tes­to an­la­yı­şı­nı da kök­ten de­ğiş­tir­miş oldu.

Bizim in­sa­nı­mız söz ko­nu­su pro­tes­to­la­ra ta­ma­men ide­olo­jik bakar ve kendi du­ru­mu ne kadar kötü olur­sa olsun par­ti­si­nin yo­lun­da git­ti­ği için kendi za­ra­rı­na bile olsa pro­tes­to­la­ra ka­tıl­maz.

Hal böyle olun­ca bir si­ya­si parti ken­di­si­ne göre haklı se­bep­ler­den do­la­yı bir yada bir­kaç mar­ka­yı pro­tes­to et­ti­ğin­de karşı taraf anın­da re­ak­si­yon ve­re­rek il­gi­li mar­ka­la­ra hücum edi­yor.

Bu yüz­den bizim mem­le­ket­te ya­pı­lan pro­tes­to­la­rın­da si­ya­set do­la­yı­sı ile va­tan­daş­tan zi­ya­de söz ko­nu­su mar­ka­la­ra ya­ra­dı­ğı­nı söy­le­me­miz lazım.

Türk tipi de­mok­ra­si­nin pro­tes­to­su da ister is­te­mez Türk tipi pro­tes­to ile so­nuç­la­nı­yor.

Arada olan her za­man­ki gibi va­tan­da­şa olu­yor.