Türkiye’nin bu yıl da “çok vahim” durumda olan ülkeler sınıfına girdiği belirtilen açıklamada, 100’den fazla Filistinli gazetecinin İsrail ordusu tarafından katledilirken uluslararası kurumların sessiz kalması eleştirirdi.

‌Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün, 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke içerisinde 158. sırada yer aldığı hatırlatılan açıklamada, bu sıralama ile Türkiye’nin medya özgürlüğünü durumu itibariyle “Çok vahim” kategorisinde kaldığı ifade edildi.

Açıklamada, seçim sürecinde kamu yayıncılığının tarafgirliği, onlarca gazetecinin tutuklanması ve cezasızlık gibi gelişmelerin Türkiye’yi, medyaya yönelik “politik” faktörler bakımından en çok gerileyen ülkelerden biri haline getirdiği belirtildi.

Açıklamada, “Mayıs ayında gerçekleşen Cumhurbaşkanlık ve Genel Seçimler öncesinde kamu yayıncılığının tarafgirliği, Kürt medyasından onlarca gazetecinin tutuklanması gibi gelişmeler medya özgürlüğünü zayıflatan politik etkenler arasında yer alırken, bu tutum daha sonra da devam etti. Son yerel seçimlerde hüsrana uğrayan AKP iktidarı hem bölgesel hem de iç politikaya yönelik hesaplarla yeni bir sınır ötesi operasyona hazırlanırken, Kürt basın emekçileri üzerinde gözaltı ve tutuklama furyası devam etti. İşçi ve emekçilerin sesi olan Evrensel gazetesinin resmi ilan ve reklam hakkının Basın İlan Kurumu tarafından gasbedilmiş olması, iktidarın halkın haber hakkını ödün vermeden savunan basın organlarına ve gazetecilere yönelik tutumunun açık bir göstergesidir” denildi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜCADELESİ BİZİM DE SORUNUMUZDUR

Didim’den Baş­kent’e An­lam­lı Zi­ya­ret Didim’den Baş­kent’e An­lam­lı Zi­ya­ret

Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre, Türkiye’de yazdıkları ve söyledikleri nedeniyle 16 gazeteci ve medya çalışanının cezaevinde bulunduğu hatırlatılan açıklamada, “Türkiye’de halkın ihtiyaç duyduğu doğru bilgiye dayalı habercilik için çaba gösteren internet medyası, bir rutin haline gelHen erişim engelleri ve içerik kaldırma kararlarıyla boğuşuyor. Bu tablonun en büyük mağdurunun, gerçeğe dayalı bir haberciliğe ekmek kadar, su kadar ihtiyaç duyan işçi ve emekçiler olduğu açıktır. Basın özgürlüğü mücadelesi, sadece gazetecilerin ya da basın örgütlerinin sorunu değildir. Onlardan da önce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü bakımından haber alma hakkına ihtiyacı olanların, bu ülke halkları ve emekçilerinin sorunudur. Bizim sorunumuzdur” ifadelerine yer verildi.

GAZETECİLERİN ÜZERİNDEKİ ZULÜM SON BULSUN!

Gazze'deki savaş nedeniyle Ekim 2023'ten bu yana gazetecilere ve medyaya karşı işlenen ihlallere değinilen açıklamada, “En az 22'si görev başında olmak üzere 100'den fazla Filistinli gazeteci İsrail ordusu tarafından katledilirken, 2024 RSF Endeksi’nde, işgal altındaki ve İsrail bombaları altındaki Filistin (157.), gazeteciler için güvenlik açısından dünyanın en kötü on ülkesinden biri haline geldi. Bu tablo, uluslararası örgütlerin tepkisiz kalarak verdikleri onayla gerçekleşti. Dünyanın pek çok başka coğrafyasında ve ülkesinde de gazeteciliği halka karşı sorumluluk duygusuyla yapmaya özen gösteren gerçek gazeteciler üzerindeki baskılar devam ediyor. Gazetecilerin üzerindeki zulüm son bulsun! Tutuklu basın emekçilerini serbest bırakın! Gazetecilik suç değildir” denildi.

HABER: ELİF DİKBAŞ