Didim’in altın rengi kumsalları, mavi bayraklı koyları ve binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan kültürel mirasıyla, güzel havası ile yıldızı parlayan turizm kenti.
Fakat bu yıldız, ne yazık ki yeterince parlayamıyor.
Her yaz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu güzel ilçemiz de, hâlâ turizmden hak ettiği beklentiyi bulamadı. Her sene bir öncekinden kötü gidiyor.
Yerel yönetimin ve STK’ların günü birlik vaatleri ve birliktesizlikten dolayı bir yere varamıyoruz.
Ancak tüm bu zenginliğe rağmen Didim, Bodrum ve Kuşadası gibi bir marka haline gelmesi için şu andaki zihniyetin değiştirmesi lazım.
30 yıldan bu yana, ilk defa yurt içi ve yurt dışı Turizm Fuarlarına katılamayan Didim’in, şu andaki durumdan kimler sorumludur?
Kuşadası’nın yaptığı çalışmanın %10'nu Didim yapmadığı için olabilir mi?
Kuşadası örneği ortada.
Bir hafta önce, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel , Berlin’de Almanya Seyahat Acentaları Birliği (DRV) ile doğrudan temas kuruyor.
Alman turizm sektörü temsilcileriyle masaya oturuyor, Kuşadası’nın Almanya pazarında daha görünür olması için girişimlerde bulunuyor.
Bir hafta önce Ömer Günel’in açıklamasını okuyalım ve Kuşadası’nı Didim’e göre kıyaslayalım.
“Kuşadası Belediye Başkanı, turizmde vizyoner bir adım atarak Berlin’de Almanya Seyahat Acentaları Birliği (DRV) ile temas kurdu. DRV Başkanı Norbert Fiebig ve Genel Sekreter Andreas Kaden başta olmak üzere, Alman turizm sektörünün en önemli temsilcileriyle bir araya gelerek 2025 yaz sezonunu ve Türkiye-Almanya turizm ilişkilerini masaya yatırdı. Bu görüşmeler, Kuşadası’nın Almanya pazarında daha fazla tanıtılması, doğrudan tur operatörleriyle iletişim kurulması ve özellikle geçmişte iptal edilen DRV Genel Kurulu’nun yeniden Kuşadası’na kazandırılması açısından büyük önem taşıyor. .......” diyor.
Didim ne yapıyor?
Belediye yönetimi Akbük’e Kent Lokantası açıyor (Özgür Özel aylar önce açılışını yapmıştı ama, Belediye başkanımız bir kez da kendi açtı)
Akbük ve Didim’de Aşure dağıtıyor.
Üçüncü sınıf sanatçılarla konser düzenleyip şov yapıyor.
Sezon ortasında Otel mühürleyip, tatilcileri sokağa atıyor.
Zabıta baloncu çocukları kovalıyor.
Altınkum plajının ortasına izinsiz yapı yapmak için bir hafta uğraşıyor, Valiliğin uyarısı ile Gece yarısı 3 saat de pılıyı pırtıyı toplayıp kayboluyor. Sonra da bir açıklama ile devleti suçluyor. (bu işin kamu zararı kimden alındı bilen var mı)
Milyonlara mal olan ANFİTİYATRO’yu, inat uğruna hizmete açmayıp, çürümeye bırakarak başka bir kamu zararı üretiyor ve Didimlilerin sosyal etkinlikler için yapılan bu yerin işlevsiz hale getirmeyi, arada bir basını toplayıp yıkılan dökülen yerleri göstererek kendinden önceki belediye başkanını kötülemeyi aklınca marifet sayan bir anlayış ile Didim’i yönetmeye çalışıyor.
Bu kadar olumsuzluklar için de bir şehir markalaşabilir mi?
Kuşadası ile Didim arasında 70 kilometre var ama, turizm vizyonu açısından neredeyse 70 yıl fark var!
Belediye Başkanı, turizm diplomasisinden uzak; stratejik tanıtım faaliyetlerinde yok.
Didim’in tanıtımında etkili olabilecek ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında Didim ismi dahi geçmiyor.
Turizmciler kenarda bekliyor, STK’lar sessiz,
Didim neden bir Kuşadası olamıyor?
Fark yaratmak, vizyon, planlama ve liderliktir işidir.
Oysa Didim, en az Kuşadası kadar doğal ve tarihi güzelliklere sahip.
Didim’de her konuda potansiyel fazlası ile yeterli.
Halk diliyle, liderlerimiz hoş konuşuyor, ama boş konuşuyor,
Bu potansiyeli harekete geçirecek, vizyon, planlama ve stratejisi şart.
Didim’in turizmi, siyasilerin propaganda da vaatleri arasında sadece bir ayrıntıdır.
Sözün özü:
Soru şu?
Neden Didim’in turizm potansiyeli uluslararası pazarlarda doğru şekilde temsil edilmiyor?
Didim Belediye Başkanının, İç ve dış pazarda rekabet etme vizyonu mu eksik?
Son satır anlamsız ve gereksiz oldu galiba, lütfen dikkate almayın....!