Bilinç var olmakla oluşan ve var olanlarla ilgili olan bir farkındalıktır.

Bilinç, her adımda genişleyen bir evrende yürümektir.

Bilinç, bilgi üretir ve üretilmiş bilgiler, bilinci besler.

Bilinç, yaşamı düzenleyip yönlendirmenin, üretip yararlanmanın, algılayıp yorumlamanın ve öngörerek kurgulamanın kaynağıdır.

Bilinç sorun farkındalığının, soru sormanın ve çözüm üretmenin kaynağıdır.

Olabilirlikleri olmadan görme bir bilinç çıktısıdır.

Bilinç, olanakları ölçüsünde bilmek ve dahada önemlisi, öğrenmenin yol ve yöntemlerini bulabilmektir.

Bilinçli insan özgür olduğu için üretkendir. Bilinçli beyinlerin en etkili üretimleri, yaratıların yaşamla buluşturulması eylemidir.

Bilinç, bilinmezlerin sınırını algılayabilmektir. Neler yapılabileceğini bilmek, nasıl yapılacak sorusuyla buluştuğunda; üretmek ve yaratmak kaçınılmaz olur.

Bilinç bir farkındalıklı algıdır. Bilinçli algı, en büyük yaşam kolaylaştırıcısıdır. Algılamak olgunun bir boyutudur. Algıladıklarının analizini ve sentezini yaparak, bulguları yaşama uyarlamak bilincin kanıtıdır. Yaşamın yaşanılır kılınması tüm varlıklar ve doğanın yararına olan pozitif eylemliliktir. Yaşama ilişkin en uygun tepki, bilinçli algının ürünü olabilir. Bilinç, doğadan öğrenmelerin içselleştirilerek çözümlere uyarlanması becerisidir.

 “Bebekler, duyularını keşfetmeye ve dünyayı anlamaya başladıklarında, bilinçleri de aktive olur. Algılama yetenekleri geliştikçe, çocuklar çevrelerindeki nesneleri ve olayları daha iyi anlamaya başlarlar. Düşünme becerileri ve zihinsel kapasiteleri arttıkça, bilinçleri de derinleşir. Bilinçli olmak, öz farkındalık ve empati gibi yetenekleri gerektirir. Bu nedenle, bilinçli bir yaşam sürdürmek için kişisel gelişim ve ruhsal denge üzerine çalışmak önemlidir. Bilinç, yaşam boyu süren bir yolculuktur ve her bireyin bu yolculuğu farklı bir zamanda başlar.” (https://Jowoo.com/bilic_ne_zaman başlar)

Chalmers bilince ilişkin söylemlerini şöyle sıralar:

  • Çevresel uyaranları birbirinden ayırt etme, sınıflandırma ve tepki verme becerisi.
  • Bilişsel bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi.
  • Zihinsel durumların dışa vurulabilirliği.
  • Bir sistemin kendi içsel durumlarına erişebilme becerisi.
  • Dikkatin belli bir noktada odaklanabilmesi.
  • Davranışın istemli bir şekilde kontrol edilmesi.
  • Uyanıklık ve uyku hali arasındaki ayrım (Chalmers, 2004: 618).(htpps://www.felsefe.gen.tr/bilinç nedir/


“Bilinç kelimesi anlam olarak, insanın etrafında bulunan şeyleri fark etmesini bunları anlamlandırmasını ve bunları istediği gibi kullanabilmesini ifade eden bir kavram olmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre bilinç kelimesi, bireyin kendisini ve çevresinde bulunan her şeyi tanıma yeteneği olarak açıklanmaktadır.”

“Felsefede bilinç kavramı, kişinin kendisini ve çevresini anlamasına yardımcı olan bilgilerin anlıksal olarak biçimlenmesini ifade eden bir kavram olmaktadır.”

Bilinçli bireyler yetiştirmek öncelikle bir insani tercihtir. Atalarımız bu konuda şunu söylemişlerdir: “Fidan yaş iken eğilir.” Bu söylem eğitimin anlamını, önemini, gereğini ve zamanını belirler. Aynı zamanda, yaşama bilinçli yaklaşımın ifadesidir. Toplumun eğitim anlayışı ve devletin uyguladığı eğitim sistemi belirleyicidir. Bir ülkenin eğitim sistemi, normal koşullarda toplumun istem ve beklentilerini gerçekleştirir. Normal bir toplumda istem ve beklentileri belirlemek; demokratik hak ve özgürlükler dikkate alınarak, fırsat eşitliği gözetilerek ve kamu yararı ön planda tutularak belirlenir. Ülkedeki siyasi ve sosyal durum, toplumun geleceğe dönük tercihlerini belirler. Ekonomik durumda önemli belirleyenlerdendir. Hem ülkenin hem de bireylerin ekonomik olanakları arttıkça, eğitime erişimleri kolaylaşır. Genellikle ekonomik durumları iyi olan ailelerin eğitim düzeyleri yüksek olur. Bu söylediklerim normal olan toplumlar içindir. Demokratik olarak yönetilmeyen toplumlarda bireylerin istem ve beklentileri algılar yoluyla etkilenebilir. Sıradan bir vatandaş, kendi aleyhine olan kararların gönüllü savunucusu olabilir(!) Soyut düşünce yetisi kazanmamış olanların, geleceğe yönelik bilinçli öngörüleri olamaz!

“Fidan yaş iken eğilir.” Bu sözü bir savunma aracı olarak kullananların, yaş iken eğdikleri fidanlar odun olmaktan kurtulamadı(!) Henüz çevresindeki olay ve olguları anlama yetisinden yoksun olan çocukların farklı amaçlarla eğitilmesi kabul edilebilir gibi değildir. Çocuklar dünya insanlık ailesinin bireyleridir. Onların bilinçli bir biçimde eğitilmesi; insanlığın, doğanın ve öteki tüm varlıkların yararına olur. İlk düğme yanlış iliklenirse, sonuna kadar yanlışlıklar sürdürülmüş olur. Merdiven altı aktarımlarıyla çocukların bilinci çarpıtılmamalıdır.  Kendi gelecekleri için çocukların geleceğini karartanlara müsaade edilmemelidir. Özellikle bu konuda bilimin rehberliği dikkate alınmalıdır. Atatürk’ün dediği gibi; “Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) bilimdir.